Antalya’nın dünyaca ünlü Konyaaltı Sahili’ndeki işletmeler, gürültü ve çevre kirliliği, sahilin halka açık bölümlerinin işgali gibi nedenlerle şikayetlerin odağı haline geldi. İşletmeler kumsalda şezlong-şemsiye alanı dışında, yasak olmasına rağmen ‘pavilyon’ olarak tabir edilen özel localar ve barlar oluşturdu.
Antalya’da hafta içi 100 bini aşan, hafta sonları 300 bini bulan yerli ve yabancı turistin kullandığı 7,4 kilometre uzunluğundaki Konyaaltı Sahili’nde hem özel işletmeler hem de halka açık alanların kullanımına ilişkin görüntü, gürültü ve çevre kirliliği, işletmelerin alan kullanımındaki aykırılıkları ve sahil boyundaki cadde ve sokaklara park etmiş onlarca karavan gibi sorunlar, önü alınamaz hale geldi. Konyaaltı Sahili’ne ilişkin çok sayıda şikayet konusu, kentteki sivil toplum örgütleri ve meslek odalarını da harekete geçirdi.
GÜRÜLTÜ VE GÖRÜNTÜ KİRLİLİĞİ
İşletmelerle ilgili şezlong-şemsiyeleri denize sıfır koymaları, büfe alanlarını sözleşmeye aykırı genişletmelerine yönelik şikayetlerin yanı sıra, kullanılan güçlü lazerlerin sahil üzerindeki rotada uçan pilotlar açısından büyük tehlike oluşturduğu belirtildi. Yine izinsiz havai fişek gösterileri, gece yarılarına kadar süren yüksek sesli müzik yayınları, yasak olmasına rağmen kumsala ‘pavilyon’ olarak adlandırılan localar ve barların konulması, bu pavilyonların gazino veya pavyon tarzı ışıklandırılmalarından kaynaklı görsel kirlilik gibi aykırılıklar dile getirildi.
GÜNDE 50 TON ÇÖP TOPLANIYOR
Sahilde halk plajı olarak bırakılan boş alanlarda ise çevredekilerin çöplerini bırakmaları ve sahili kirletmeleri en büyük şikayet konusu oldu. Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı sadece temizlik görevlisi olarak görev yapan 110 personel, günde ortalama 3 kamyon dolusu 50 tona yakın çöp topluyor.
DUŞ VE MUSLUK BAŞLIKLARI ÇALINIYOR
Hafta içi 100 bin, hafta sonları 300 bini bulan insan hareketliliğinin yaşandığı sahilde, belediye ekiplerince duş kabinleri ve ücretsiz tuvaletlerde, hem hırsızlık hem de kötü kullanım nedeniyle zarar görmüş ortalama 12 duş başlığı, 10 musluk başlığı her gün yenileniyor. Sahili ve deniz suyunu kirleten en önemli nedenlerden biri de denizden çıkanların duş alırken yasak olmasına rağmen şampuan kullanmaları.
Konyaaltı Sahili’nde yaşanan sorunlara ilişkin paylaşımda bulunan ANSİAD Başkanı Akın Akıncı, Konyaaltı Sahili’nde, her bir büfenin bir gazino gibi olduğunu belirterek, “Düğün bile yapabilirsiniz. Gece yarısına kadar uyumak mümkün değil ve ne yazık ki bir sorumlu bulamıyoruz” diye tepki gösterdi.
6 METREKAREDEN DÜĞÜN YAPILABİLECEK HALE GELDİ
Sahildeki sorunların çok önemli bir konu haline geldiğini belirten Akın Akıncı, ilk yapıldığında 6 metrekare büfe, önünde 100 metrekare şezlong alanı olarak projelendirildiğini belirterek, “Geldiğimiz süreçte her bir büfe, abartmıyorum düğün-nişan yapılabilecek sözde büfe oldu. Önündeki şezlong alanları büyüdü. Projede halkın kullanımına açılan hem sahil hem üst kısımdaki yeşil alandaki oturma grupları kamunun aleyhine kullanıldı ve elinden alındı. Dolayısıyla proje, ilk yapıldığı andan gelinen süreçte kamuya olumsuz yansıyacak büyük evrilmeler geçirdi” ifadelerini kullandı.
‘KAMUYA AYRILAN YERLER KÜÇÜLDÜ, BÜYÜK BİR HAKSIZLIK’
O bölgede oturan birisi olarak artık sahilde yürümekten imtina ettiğini söyleyen Akıncı, “Nereye baksam sinir bozucu bir ortamdayım. Her büfe bir gazino oldu, piyanist şantörler bağıra bağıra, büfeler bu hale geldi. Sahiller çok büyük beachler oldu. Şezlong alanları çok genişledi. Hatta sahilin dibine masa atılacak pozisyona geldiğinden kamuya ayrılan yerler küçüldü. Kamuya ayrılan yerlerde de vatandaşlar kümelenmeye başladı. Bu büyük bir haksızlık ve yanlışlık” dedi.
GECE YARISI BANGIR BANGIR MÜZİK YAYINI
Havai fişeklerin 01.00-01.30’da atıldığını anlatan Akıncı, “Orada oturan bir vatandaş olarak ben 01.30’dan önce evimde uyuyamıyorum. Niye? Çünkü turizm bölgelerine verilen 01.30’a kadar müzik yayın izni var ama o yanlış algılanıyor. Bu turizm bölgelerinde Avrupa’da 03.00, 04.00’e kadardır ama 24.00’te kapalı ortama alır ve desibel kontrolüyle verebilirsin. Burada 01.30’a kadar bangır bangır müzik yayını yapılıyor çevreye, turizm için de olumsuz” ifadelerini kullandı.
GÖRÜŞMELER SONUÇ VERMEDİ
Bu sorunlarla ilgili uzun süre yöneticilerle görüşmeler yaparak uğraş verdiklerini ama bir şey yapılmadığını belirten Akıncı, Milli Emlak’la sonradan yapılan anlaşma çerçevesindeki mazeretleri de kabul etmediğini söyledi. Akıncı, yöneticilerin ‘Biz bunu engelleyemiyoruz, gidin bu büyümelerden dolayı ecrimisili Milli Emlak’a ödeyin, belediyenin üstünden alın’ dediği noktada kontrolün kaybedildiğini söyledi. Sahildeki durumun şu anda çok kötü olduğunu, her sene üstüne konularak daha da kötü olacağını söyleyen Akıncı, “Zaman içinde bence bu bölgede vatandaşların denize girme şansı çok azalacak” diye konuştu.
KARAVAN DEĞİL KARAVANKONDU
Sahil bandındaki cadde ve sokakların karavan dorseleriyle işgal edildiğini söyleyen Akıncı, “Bir kere karavan değiller, dorse. Karavankondu diyorum. Vali, emniyet müdürü, büyükşehir ve Konyaaltı belediye başkanlarından sadece bir yarım saat Boğaçayı’nın doğu tarafı ve sahildeki yerleri dolaşmasını rica ediyorum. Eğer onlar bu resmi içleri sindiriyorsa o zaman benim diyecek bir şeyim yok. Vatandaşlar ve muhtarlar CİMER’e şikayet ediyor. Senelerdir bu artarak devam ediyor. Sadece bir yol üstünde 73 karavan dorsesi var. Bu karavan dorseler otel gibi kiralanmaya başlandı.
Güvenlik açısından bakıldığında bunların içinde kim, nasıl yaşar? Bunların çevre anlamında ihtiyaçları nasıl gideriliyor? Orada oturan insanlar balkonlarına çıkamıyor. Antalya dünya kenti, turizm kenti diyoruz, o resim Antalya dünya kentine yakışır bir pozisyon mu, irdelemelerini istiyorum. Çok ciddi bir sorun, gerçek karavancı gelir bir hafta, 10 gün kalır, hadi 1 ay kalsınlar, 2 sene aynı yerde bir dorse kalamaz. Böyle bir dünya yok. Ne yazık ki bu noktada şehir çok boş, sahipsiz bırakıldı” dedi.
DOĞAL GÜZELLİĞİ KAYBOLUYOR
Yaz turizm merkezi olarak Antalya’da Konyaaltı sahilinin yoğun insan göçünün yaşandığı en önemli bölge olduğunu belirten Antalya Kuş Gözlem Topluluğu’ndan Gökçe Coşkun, bölgenin taşıma kapasitesinin üstünde insan yoğunluğu yaşadığı zamanlar olduğunu bildirdi. Bu doğal alanların hiç yok olmayacak, sınırsız bir kaynak gibi kullanıldığını belirten Coşkun, Konyaaltı sahilinde araştırmalara göre son 65 yılda kumsalın 35 metresinin yok olduğuna dikkat çekerek, doğal güzelliğinin giderek kaybolduğunu açıkladı.
YABAN HAYATI ZARAR GÖRÜYOR
Denize girilen bir alan olmak dışında, bu alanlardaki yaban hayatının önemini belirten Coşkun, şöyle devam etti:
“Orada bıraktığımız çöpler, ışık ve ses kirlilikleri yaban hayatına zarar veriyor. Özellikle deniz kıyı ekosistemindeki horozbina, orfoz gibi balıklar önemli biyoçeşitlilik oluşturuyor. Sarısu ve Boğaçay gibi noktalar ise kara ekosisteminde önemli bir flora ve faunayı barındırıyor. Boğaçayı’nda 193 kuş türünü gözlemliyoruz ancak etrafa çok fazla katı çöp ve atık bırakılıyor.
Eğlence sektöründe lazer, ışık gösterileri yapılıyor. Bu tür ışık kirliliği özellikle kuşları göç dönemlerinde olumsuz etkiliyor. Havai fişek, lazer gösterilerinin engellenmesi, ses düzeyinin belli seviyede tutulması ve insanların çevreye attığı katı plastiklerin azaltılması çok önemli. Hem deniz hem kara ekosistemi için çok büyük önem arz ediyor. Konyaaltı sahili çok büyük insan baskısı altında, yaban hayvanlarının yaşabileceği alanların burada korunması gerekiyor. Eğer onları kaybedersek, insanlar için de ne yazık ki yaşanabilir bir alan kalmayacak.”
KENT KONSEYİ RAPOR HAZIRLADI
Antalya Kent Konseyi İmar Grubu, sahildeki projeye ve Kıyı Kanunu’na aykırı uygulamalarla ilgili bir inceleme çalışması yaparak, rapor hazırladı. Grup Başkanı Haşim Dikencik, sahilin yönetimine yönelik oluşturulan ‘Konyaaltı Sahili Alan Yönetimi’ içindeki denetimde bulunan bir sivil toplum örgütü olduklarını söyledi.
Bu şikayetlerin farkında olarak alanda birtakım tespitler yaptıklarını açıklayan Dikencik, “Alan yönetimine uyulmadığı, işletmelerin alan yönetimine uyması gereken esaslardan çok uzaklaştığını tespit ettik. Yönetmelikte, proje dışında herhangi bir uygulama yapılmasının önüne geçen birtakım kararlar vardı. Sözleşmede, ana işletmeci alt işletmeciye verse bile alt işletmecinin yaptığı proje ihlallerinden sorumlu tutulup, bu ihalenin feshine kadar gidebilecek bir durum var” dedi.
KIYI KANUNU’NA AYKIRI
Şu an sahilde Kıyı Kanunu’na aykırı birtakım uygulamalar olduğunu söyleyen Dikencik, “Sahilde bazı işletmeler etrafını tamamen kapatmış, kıyıda yaya geçişini engelliyor. Şezlong alanlarında genişlemeler, olmaması gereken kullanım alanları yapılmış, bar ve daha konforlu şezlonga alternatif alanlar oluşturulmuş. Aslında bunların hepsi, şezlong alanları bile koordinatlı olarak projelerde alan yönetimine sokulmuş. Zaten sözleşmede de ihaleyi alana bu şekilde verilmiş. Bu sınırların dışına çıkılmaması, çıkılması durumunda da işletme ve belediye arasındaki sözleşmenin iptaline kadar gidebileceği belirtilmiş” diye konuştu.
PROJE İHLALLERİ
Beachpark kısmında da işletmelerin yeşil alana taştığını belirten Dikencik, “O kadar rahat yapabiliyorlar ki dükkan yeni kiralanmış, içi boş ama önce yeşil alanda taşacağı kısmı ayarlıyor, sonra dükkan içine yatırımını yapıyor. Bunların hepsini resimlerle tespit ettik. Alan amacı dışında kullanım şekline doğru gidiyor. Kamusal alanlar daralıyor ve gittikçe iş işten geçmiş gibi bir duruma da gidecek gibi gözüküyor.
Büfeler, Kıyı Kanunu’na göre her 200 metrede bir 6 metrekare ve şu anda sökülebilir malzemelerle 100 metrekarenin üstüne çıkmış durumda. Zaten alan yönetiminde de zaten bu sökülebilir takılabilir malzemeler bile gerekçe gösterilmiyor ve proje ihlali olarak gösteriliyor” ifadelerini kullandı.
GIDA HİJYENİ SORUNU VE DENETİM EKSİKLİĞİ
Başka bir sorun olarak da gıda güvenliğini gösteren Haşim Dikencik, şunları söyledi:
“Büfeler yapılırken bacasız yapıldı. Hazır gıda satışı amaçlanmıştı ama şu anda gıda üretimi yapılıyor. Bu sağlık açısından da sıkıntılı, nasıl hijyen koşullarında yapıldığı bilinmiyor. Burada alan yönetiminde gıda kontrolünü yapmakla yükümlü olan da yetkili belediye fakat bunların da denetlenmediği görülüyor. Mevcut durum maalesef kötü, kötüye gidiyor. Bir an önce belediyenin el atması gerektiğini düşünüyoruz.”
SAHİL KULLANIM ŞEKLİ
Konyaaltı Varyant’tan başlayıp Antalya Serbest Bölge’ye kadar uzanan, mülkiyeti Hazine’ye, kullanım hakkı Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne ait sahilin eski BeachPark olarak bilinen Varyant-eski Minicity arasında kalan yaklaşık 2 kilometrelik bölümü ile eski Minicity karşısından Boğaçayı’na kadar 3,7 kilometrelik bölümü 2018 yılındaki ihaleyle Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından 28 yıllığına Alkoçlar firmasına verildi. Sahilin Boğaçay’dan Serbest Bölge’ye kadar olan 1,7 kilometrelik kısmı ise Antalya Büyükşehir Belediyesi’nde.
Özel firmaya ihaleyle verilen bölümlerde, toplam 30 büfe, 26 şezlong- şemsiye alanı, 2 kafe, 1 çay bahçesi, 1 işletme ofisi, 53 işyeri ve 12 tuvalet alanı şeklindeki ticari alanlar bulunuyor. Büyükşehir Belediyesi ile Milli Emlak arasında revize edilen protokolle büfeler için 6 metrekare olan kullanım alanları 150 metrekareye, 100 metrekarelik şezlong-şemsiye alanları da 1000 metrekareye çıkartıldı.