‘Türkiye’nin tahıl ambarı’ olarak bilinen, 2 milyon 200 bin hektarlık ekim alanına sahip Konya Ovası’nda su kuyularının derinlikleri 400 ile 450 metreye ulaştı.
Bu durumun ovayı tehdit ettiğini belirten Altınekin Ziraat Odası Başkanı Bekir Kağnıcıoğlu, “30 yıl önce, buradaki su seviyeleri yaklaşık 8 ve 10 metreydi, kuyular 30 veya 50 metre civarında kazılırdı. Bugün çiftçilerimiz 400, 420 metre hatta kazabilse 500 metre de kazacaklar ama sondaj makineleri bunu yapamıyor” dedi.
Yüz ölçümü 40 bin 83 kilometrekare olan Konya’da, 2 milyon 200 bin hektar tarım alanının 609 bin hektarında sulu tarım yapılıyor. Türkiye’nin toplam tarımsal üretiminin yaklaşık yüzde 10’unu karşılayan kapalı bir havza yapısına sahip Konya Ovası’nda yer altı su kaynakları ise azalmaya devam ediyor. Son zamanlarda ovada tarımsal sulama için açılan su kuyularının derinlikleri 400 ile 450 metreye ulaştı.
Suya ulaşmak için bu kadar derine inilmesinin ovayı tehdit ettiğini belirten Altınekin Ziraat Odası Başkanı Bekir Kağnıcıoğlu, “Bizim bölgemizde son 20 yıldır yer altı suları çekiliyor. Ben 30 yıl öncesini iyi biliyorum. Buradaki su seviyeleri yaklaşık 8 ve 10 metreydi. Bu kuyular 30 veya 50 metre civarında kazılırdı. Bugüne geldiğimiz zaman çiftçilerimiz 400 metre, 420 metre, hatta kazabilse 500 metre de kazacaklar ama sondaj makineleri bunu yapamıyor. Kuyular derinleştikçe, su pompalarının derinliği arttıkça çiftçimizin üzerine büyük maliyet geliyor. 400 metre kuyu kazmak 3 milyon lira bir para harcaması gerekir. Ama o kuyudan su alamazsa parası boşa gitmiş olur. Tarlası da boşa gitmiş olur” dedi.
‘TOPRAKLAR ATIL OLMADAN DIŞ HAVZADAN SU GELMESİ GEREKİYOR’
Konya Ovası’na dış havzalardan su getirilmesi gerektiğini belirten Kağnıcıoğlu, “Bu topraklar değerini kaybetmeden, bu topraklar atıl olmadan, çiftçi topraklarının üzerindeyken bir an önce dış havzalardan devletimizin bölgeye su transferi yapması lazım. Çünkü tarım denilince gıda gelir. Gıda gelince de gıda susuz olmuyor artık. Susuz tarım yapmak çok güç. Kuru tarım yapan çiftçi yağmur yağmayınca verim alamıyor. O çiftçi tarlasının önünde sonunda terk eder. Sulu tarım yapan çiftçi, ne köyünü, ne tarlasını, ne kentini hiçbir şeyini bırakıp gitmez ama kuru tarım yapan insanları köyde tutmak çok güçtür” diye konuştu.
‘SU BİTERSE BURADA DİKEN YETİŞİR’
Yer altı sularının ulaşılamaz hale gelmesi durumunda ova topraklarının verimini kaybedeceğini kaydeden Kağnıcıoğlu, şunları söyledi:
“Yer altı suları hala çekilmeye devam ederse, Konya Ovası’nı kuraklık bekliyor. Eğer Konya Ovası’nda yer altı suları çekilir, çiftçi suyu çıkaramaz duruma gelirse Konya toprakları atıl olur. Burada ancak kangal dikeni yetişir. Yani çorak olan yerlerdeki otlar bitmeye başlar. Çiftçi de ne yapmış olur? Bu toprakları terk etmiş olur. Bunu yaşamamak için dış havzalardan bir an önce bu suyun bölgeye transferi yapılıp, çiftçimizin suyla buluşturması gerekiyor.”
‘SU GELSİN TÜRKİYE’Yİ BESLEYELİM’
Çiftçi Dursun Öz, ovaya dış havzalardan su aktarılması halinde verimin artacağını söyleyerek, “Tarım bugünlerde bizi yormaya başladı. Yer altındaki sularımız tamamen çekilmeye başladı. Çok büyük sıkıntılar içerisindeyiz. Su olmadan bir hayat düşünemiyoruz. Memleketimize su gelmesini istiyoruz. Kazdırdığımız yer altı sondajların maliyetleri haddinden fazla yükseldi. Bu güzel topraklara su gelmesini istiyoruz. Buraya su gelsin, biz Türkiye’yi besleyelim, dünyayı besleyelim” dedi.
Bölge çiftçilerinden Hakan Topaloğlu ise şunları söyledi:
“Artık maliyetlerimiz çok ağırlaştı. Sularımız derinleşti. Daha önce 8 metreden, 10 metreden su çekerken, şu anda ben şahsım olarak en az 5 kuyum var. Önceki kuyularım 20 metre, 30 metre, 40 metre. Şu anda kuyularım 450 metre. Bunlar ağır maliyetler altından kakamıyoruz.”