Akarsuyun yönünü değiştirmek mümkün mü, irademizin dışında olanları kontrol etmek ya da?
Gidişatı ve geleceği değiştirme arzumuz; başımıza gelen kazalarda alt üst eden temel durumdur. Sürekli herşeyi kontrol etme çabası bizi esas tahakküm altına alan ve her zaman hüsrana uğratan.
Asi ata gem vurmak cesaret ve dirayet ister. Kontrolü imkansız olanı yönetmeye çalışmak hangi ilericiliğin temeli olabilirdi ancak gerisin geriye düşürür. Suyu akışına bırakmak ve olacakları hatta olabilecekleri kabullenmek mutlu kılarken geçmişe dayalı endişeleri sırtlayıp ne olabileceği hakkında kararlar alıp bunlara kesin gözüyle inanarak her durum ve fırsata sırt çevirmek ancak melankoli ve kontrol etme merakından olabilir.
Kim olduğumuza kâni gelemeden yaşadıklarımız, arzu ettiklerimiz ya da hatalarımızın bize verdiği deneyimleri deneyim saymaktan çıkarıp üzüntü addettiğimizin farkında olan kaç kişi var kim bilir? Hata yapmanın temeli tecrübe sayılmasından ziyade acı ve elem varsayarken benzer durumları yaşama korkusu ile önümüze gelen her şeyi kontrol etme durumu, yine aynı şeyleri yaşama korkusundan gelir.
Büyümek ve gelişmek dururken her sorun sıkıntıda, yaralar almayı ve yaralarımızı benimsemeyi hatta bunlarla üzüntü içerisinde yaşamayı çok sevdiğimizdendir. Bunları severken her fırsatta açıp geçmişi yine aynı şeyleri yaşayamam endişesi de başka bir çelişki durumu olsa gerek.
Suyun akışını bozmak ancak şansları öldürür. En nihayetinde aslolan olanı olduğu gibi kabul edip kontrol etmekten vazgeçmektir.