Prof. Dr. Özgün Enver, Kovid-19’a bağlı gelişen koku kaybı hastalığının diğer semptomlar geçtikten sonra bile aylarca devam edebileceğini söyledi.
Enver, “Hastalarda nesnenin kokusunu farklı algılama veya nesneden kötü koku alma görülebilmektedir. Fakat koku duyusundaki bu değişikliklerin Kovid-19 enfeksiyonunun şiddeti ve viral yük ile orantısı gösterilememiştir. Hastalarda görülen bu koku duyusu değişimi tek semptom olarak karşımıza çıkabilmekte ve bulaş için risk oluşturmaktadır” dedi.
Aralık 2019’dan itibaren tüm dünyayı etkisi altına alan Kovid-19 virüsünün değişken semptomlarına dikkat çeken Enver, sık görülen ateş, kuru öksürük, nefes darlığı gibi semptomların yanı sıra Kovid-19 hastalarında burun tıkanıklığı, burun akıntısı, boğaz ağrısı ve nesnenin kokusunu farklı/kötü algılama gibi üst solunum yolu belirtilerine de rastlanıldığını hatırlattı.
İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Özgün Enver, Kovid-19’a yakalandıktan sonra ortaya çıkan koku kaybı hastalığına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
“KOKU KAYBINDA A VİTAMİNİ VE OMEGA-3 KULLANIMI ÖNEMLİ”
Yaklaşık bir yıla kadar sürebildiği tespit edilen koku semptomlarının tedavisi için klinik çalışmaların devam ettiğini aktaran Prof. Dr. Özgün Enver, tavsiye edilen metotların başlıca olfaktör mukoza ödemini azaltmada nazal yıkama ve koku terapisi olduğunu belirtti. Koku kaybı hastalığı sırasında A vitamini ve sistemik omega-3 kullanımının da faydalı olabileceğinin düşünüldüğünü ifade eden Enver, koku terapisinde de hastalara kimyasal maddelerden ziyade gül, lavanta, çam, nane, tarçın ve limon gibi doğal maddeler ile koku egzersizi yapmalarının önerildiğini dile getirdi.
Kovid-19’a karşı maske kullanımı, sosyal mesafeye özen gösterilmesi ve hijyen kurallarına uymanın önemini de vurgulayan Enver, yayılımdaysa erken semptom varlığı tespitinin büyük önem taşıdığının altını çizdi.
Prof. Dr. Özgün Enver, klasik üst solunum yolu enfeksiyonu semptomları dışında koku kaybı/değişikliği ile ortaya çıkan semptomların uyarıcı nitelik taşıdığını sözlerine ekleyerek “Ani başlayan izole koku kaybı yaşanan son gelişmeler doğrultusunda hasta ve toplum sağlığı açısından Kovid-19 enfeksiyonu ekartasyonu gerektirmektedir. Diğer semptomların düzelmesine rağmen koku ile ilişkili semptomların Kovid-19 enfeksiyonunun atlatılmasından sonra da devam edebilmesi hastaların yaşam konforunu etkilemekte ve tedavi arayışına sokmaktadır. Bu aşamada önerilen başlıca ve en önemli tedavi metodu koku egzersizleridir” diye konuştu.