Bu yazıyı, aynı havayı soluduğumuz şehirde, “Emek” adına alın teri dökerek mücadele eden Kocaeli’nin emektarlarına bir “Minnet” bâbında kaleme alıyorum…
“DİNOZORLAR” DOSTLUK BULUŞMALARI
Kocaeli yerel basınında marka olmuş isimler; Sn. Ali Gündoğdu, Sn. Hayrettin Albayrak, Sn. İsmet Çiğit, Sn. Ahmet Serimer, Sn. Uğur Uludağ, Sn. Metin Karan, Sn. Ömer Polat ve Sn. Murat Yoldaş. Ayda iki kez Kurufasulyeci Ziya Lokantası’nda buluşarak, takribi 40 yıllık dostluklarına dair adeta “İyi Ki” dercesine, aynı masa etrafında toplanıyorlar. Aslında gönülleri hiç bir zaman birbirlerinden ayrılmamıştır. Gazetecilik mesleğinde “Marka” olmak, “Torpil”, “Popülarite” gibi adeta içi hava dolu balon misali sebepler ile olamayacak derecede, alın teri ister, emek ister.
Kendisini ve çevresini sevemeyen daha doğrusu “Sevmek” nedir bilemeyen insanlar, bu meslekte biraz zor adım atarlar gibi. Çünkü “Oflar” ile sürdürülebilecek bir meslek değildir gazetecilik. Ekip çalışması ister, masanın başında saatlerce on parmak oynatmak ister. İşte, bu isimler gazetecilikte “Marka” olmalarını, yeri geldiğinde, ailelerinden ayrı kalıp, yurtiçi-yurtdışı basın çalışmalarında yer almalarına, mesleklerini “Mukaddes” bilmelerine borçlular. Bu isimler, siyasetçi, iş insanı gibi çok sayıda önemli isimler ile aynı masada oturmuş, birçok anı biriktirmişlerdir.
Basın; bu ülkenin mihenk taşlarından biridir. Pozitif ya da negatif bütün algıların oluşmasında başı çeker. Çünkü basın, doğrudan toplum ile iç içedir. Toplumsuz basın, basınsız toplum düşünülemez. Basının hayat serüveninde, daktilodan klavyeye evrilmeler yaşanmış fakat bu isimlerin yüreklerindeki hizmet aşkı adeta bir fidan misali canlı ve heyecan içerisinde kalmıştır. Sürekli Basın Kartı sahibi bu isimlerin, geleneksel buluşmalarına “Dinozorlar” ismini vermeleri de manidar bir durum.
Bilindiği üzere dinozorlar, “nesli tükenen” sınıfındalar. Kendilerinin böyle hissetmeleri bizler için üzücü. Çünkü bu isimlerin taşıdıkları fikirler, kaleme aldıkları yazılar “nesli tükenemeyecek” düzeydeler. Bu isimler, gazetecilik mesleğinin, kültürel gelişmelerine bizzat şahit olmuşlar. Umursamazca, çöpe attığımız gazeteler buram buram “emek” kokuyorlar. Elbette gazetelere “kutsallık” atfetmiyoruz. Fakat alınan her bir gazetenin ardında, “gazeteciler” dediğimiz insanların, alın terlerini, yeri geldiğinde uykusuzluklarını, hülâsa paha biçilemez emeklerini vurgulamak istiyorum.
Emek; Sürekli basın Kartı ile de satın alınamayacak derecede “Mukaddes” bir kavram! Peki ne yapılmalı? Usta gazetecilerin hakları, en itinalı bir biçimde korunmalı. Usta Gazeteciler, sırf “popülarite” yüzünden, abartılmış şahsiyetlerin yanında ezdirilmemeli. Ve yazı yazmayı “sanat” bilen gençlerimiz, usta gazetecilerin engin hayat tecrübelerinden faydalanmak için gerekli eforu harcamalılar. Usta Gazeteciler, adeta bir pırlanta değerinde görülmeli. Bunları boş bir edâ ile yazmıyorum. Çünkü “Usta” ve “Marka” olabilmek için harcanılan emekleri, ciltler dolusu kitaplar da yazsak, hakkı ile anlatamayız.
Gazetecilikte, “Dürüstlük” ilkesi, su götürmez bir hakikatte önemlidir. Doğru bildiğini, dürüstçe yazan usta gazeteciler, her girdiği kabın şeklini alan şahsiyetlerin yanında ezdirilmemeli. Sn. Ali Gündoğdu, Sn. Hayrettin Albayrak, Sn. İsmet Çiğit, Sn. Ahmet Serimer, Sn. Uğur Uludağ, Sn. Metin Karan, Sn. Ömer Polat ve Sn. Murat Yoldaş Üstadlar, Gazeteciliklerinde “dürüstlük” ilkesi ile hareket ettikleri içindir, bu denli “marka” olmaları!…
TEŞEKKÜRLER
Gazetecilik mesleğini hakkı ile icrâ eden, bu amaçtan dolayı; masanın başında saatlerce on parmak oynatan, elinde mikrofon, kamera yurtiçi-yurtdışı koşturan, Usta Gazetecilere, Sn. Ali Gündoğdu, Sn. Hayrettin Albayrak, Sn. İsmet Çiğit, Sn. Ahmet Serimer, Sn. Uğur Uludağ, Sn. Metin Karan, Sn. Ömer Polat ve Sn. Murat Yoldaş Üstadlara, hülâsa; “Emek” sevdalısı Emekçilere, Teşekkürler…