Süveyş Kanalı, Akdeniz’i Kızıldeniz’e yapay olarak bağlayan ve yüzyıllardır dünya ticaretini etkileyen stratejik bir su yoludur.
1869 yılında tamamlanan kanalın inşası, Mısır ekonomisini olumlu etkilediği kadar dünya ekonomisini ve ticaretinin da hareketlenmesinde can suyu etkisi oluşturmuştur. Kanal, Avrupa ile Asya arasındaki en hızlı deniz yolu güzergahıdır ve bu sebeple lojistik sektörü ve dünya ekonomisinin gözü Süveyş Kanalı ve Kızıldeniz üzerindedir.
Kanalın önemi, 2021 yılının Mart ayında dev bir konteyner gemisinin sıkışması ile bir kez daha anlaşılmıştır. Kanalın ortasında sıkışan devasa konteyner gemisi, kanaldaki gemi akışını günlerce aksatmış ve yaklaşık bir hafta kapalı kalmasının dünya ekonomisine maliyeti yaklaşık 10 milyar dolar olmuştur.
Ancak, günümüzde yaşanan durum, sıkışan bir gemiden çok daha karmaşık ve ciddi. Güncel durumda, İsrail-Filistin savaşının etkisi olarak Yemen’deki Şii milis grubu Husiler, İsrail’e ait konteyner gemilerini vurmuş ve Kızıldeniz’deki gemi trafiğini sekteye uğratmıştır. Bölgede oluşan ciddi güvenlik sorunu, birçok gemi armatörünü yeni çözümler aramaya yönlendirmiş ve Avrupa-Asya arasındaki deniz yolu ticaretini olumsuz yönde etkilemiştir. Bölgede oluşan tehdit ve vurulan gemiler, gerilimi iyice artırmıştır. Öyle ki, ABD donanması, gemilerin güvenliği ve doğacak bir çatışmaya anlık müdahale için hazırlık yapmaya başlamıştır. Ancak, Husilerin devam eden saldırıları ve geri adım atmamaları, bölgedeki gerilimin artmasına sebep olmaktadır. Filistin-İsrail savaşı yatışmadıkça, bölgedeki gerilim de düşmeyecek gibi görünmektedir.
Bu gelişmeler, global ve ufak çaplı konteyner gemi firmalarını alternatif rotalar aramaya zorlamıştır. Ümit Burnu’nu dolanarak seferlerine devam eden gemi firmaları arasında ZIM, Maersk, Hapag-Lloyd ve MSC gibi büyük firmalar da bulunmaktadır. Bazı hatlar ise Ümit Burnu’nu dolanmaktansa Asya’ya olan seferlerini askıya almıştır. Bu durum, dünya ekonomisine artan navlun maliyetleri ve uzayan transit süreler olarak yansımaktadır. Artan navlunlar, firmalara ve dolayısıyla piyasaya yansımaya devam etmektedir. Ayrıca, uzayan transit süreler nedeniyle konteyner ekipmanlarının azlığı da başka bir kriz olarak ortaya çıkabilir.
Bölgeden geçen yıllık 33 bin gemi, saldırılar sonrası birer birer Süveyş Kanalı’nı kullanmayacağını açıklarken, 10’un üzerindeki konteyner gemisi de şu anda Kızıldeniz’e demir atmış durumdadır.
Süveyş Kanalı’nı terk edip Ümit Burnu’ndan dolanan gemiler, akıllara hemen “Coğrafi Keşifler yeniden mi başlıyor?” sorusunu getirmiştir. 16. yüzyılda yapılan Coğrafi Keşifler ile Avrupalı kaşifler yeni ticaret yolları arayışına girmiş ve Vasco da Gama önderliğinde Portekizli denizciler, Ümit Burnu’nu dolaşarak Hindistan’a ulaşmışlardır. Dönemin yeni ticaret yolları arayışı, günümüzün mecburi güzergahı haline gelmiş ve “Coğrafi keşifler yeniden mi oluyor?” sorusunu akıllara getirmiştir.
Mevcut krizler ve Süveyş Kanalı’nın önemi, dünya ticaretinin ne kadar kırılgan olduğunu ve bölgesel çatışmaların küresel ekonomi üzerindeki etkilerini bir kez daha gözler gösteriyor.. Lojistik ve deniz taşımacılığı sektöründe, güvenli ve istikrarlı rotaların önemi her zamankinden daha belirgin hale gelmiştir. Gelecekte benzer krizlerin önüne geçmek için uluslararası iş birliğinin ve diplomatik çabaların artırılması gerekmektedir. Süveyş Kanalı’nın alternatifsizliği, bu su yolunun güvenliğini sağlamayı küresel bir öncelik haline getirmekte ve dünya ekonomisinin bu tür şoklara karşı daha dayanıklı hale getirilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Oluşan ve oluşacak krizler tonlarca ağırlıktaki gemileri de, birey olarak insanları da olumsuz olarak etkileyecektir.