Kıymetli okurlarım bugün sizlerle kitapları konuşacağız. Malumunuz kitaplar üzerine çok fazla kelime söyleyebildiğimiz gibi onları mekânlarımızın en güzel köşelerinde saklıyoruz.
Kütüphanelerde, evlerimizde veya insan yaşamı olan her yerde kitaplar yer bulur. Buna rağmen kitaplar ne kadar okunur, okuyanlar kimlerdir?
Kitap okumak bilindiği üzere boş zamanlarımızda yapılan bir eylemdir. Yani, genellikle böyle söylenir. Oysa kitap okumak özel zaman gerektiren bir eylemdir. Çünkü onlar içlerinde bilgiyi barındırırlar. Tarihe bakıldığında, ilk insandan günümüze hemen herkes bilginin peşindedir. En basitinden sorular da girift sorular da ancak bilgiyle cevaplanabilir. Tadını bilmediğimiz bir yemek hakkındaki soru da, atomun parçalanması hakkındaki soruda bilgiyle cevaplanabilir. Sizce, bu kadar kıymetli bir değeri içinde barındıran kitaplar boş vakte sığdırılacak eylem midir? Elbette hayır, okunan ister roman olsun ister araştırma kitabı hiç fark etmez, kitap okumak özel zaman gerektiren bir eylemdir.
Okur, eğer kitap okumaya özel zaman ayırır ise kazanımı da özel olacaktır. Sonuçta kitap okumak kişisel gelişimden, mesleki gelişime, bilgi dağarcığının artırılmasından yaşanan olaylara farklı açılardan bakabilme yeteneği gibi çok önemli ve özel kazanımları sağlayabilen nesnedir. Bilgi çağında her ne kadar yeni iletişim sistemleri sayesinde bilgiye ulaşmak daha kolay olsa da kitapların yerini henüz tutabilmiş değildir. Çünkü kitaplar büyük bir emek, araştırma, hayal dünyası sonucunda ortaya çıkar. Kitaplar adeta canlı varlıklardır ve her birinin kendince duygusu vardır. Okuyucu kitapla fiziki temas sağladığından ikili arasında duygusal bağ kurabilen bir etki bırakır.
Okunan her kitap, arka planında olan emeği, araştırmayı, düşünceyi size aktarırken içinde barındırdığı bilgiyi ve duyguyu yaşatabilir. Oysa bilgisayarda veya mobil cihazlarımızda okuduğumuz metinler veya kitaplar bu duyguyu yaşatamaz. Amacımız yalnızca bilgiye sahip olmak ise elbette teknolojik cihazlar iyi bir araçtır, lakin harcanan süre içerisinde bambaşka dünyalara gitmek, farklı duyguları yaşamak ve vaktimizi huzurlu bir şekilde geçirmek istiyorsak fiziki kitap okumalıyız.
Kıymetli okurlarım, kitap okumanın onlarca faydasını sayabiliriz ama asıl önemli olan okunup okunmadığıdır. Raflarda duran eserlerin kimseye faydası olmayacağı gibi yer kaplar, görsel güzellik dışında gerçekten de faydasızdır. Lakin okunduğunda kişinin zihinsel, duygusal, bilimsel, ahlaki ve kültürel gelişimi artacak ve daha önce rafta duran kitap artık kişinin gönlünde yer edecektir. İşte bütün mesele budur; gönlümüzde kitaplara yer vermek.
Kıymetli okurlarım, Kâinatın Kitabı, Kur-an’ı Kerim’den tutun en basit yazımla bir çizgi romana kadar her kitap kıymetlidir. Hz. Peygamberimiz bilgiyle ilgili olarak şöyle söylemiştir, “Bilenle bilmeyen hiç bir olur mu?” bu hadisi şerifte geçen soru bilginin ve bilgiyi içinde barındıran nesnelerin değerini anlatmaya yeter de artar, çünkü bilen bilmeyenden her daim üstündür. Bu vesileyle vaktinizi kitaplarla doldurmanız önerimi yineleyerek, idrak ettiğimiz mübarek Kadir Gece’mizi ve yaklaşan Ramazan Bayramımızı tebrik eder, hayırlara vesile olmasını niyaz eder, hepinize esenlikler dilerim.