Uzman Dr. Emre Ertürk, ‘kırık kalp sendromu’na dikkat çekerek, son yıllarda tanınırlığı artan bu hastalığın ölüme kadar varan kötü sonuçlara neden olabildiğini belirtti.
Yoğun stres sonrası özellikle kadınlarda menopoz ile kalp fonksiyonlarının bir kısmını ani olarak kaybetmesiyle ortaya çıkan kırık kalp sendromu, İngiltere’de yavrularını kaybeden bir kuğunun ölüm sebebi olarak tekrar gündeme geldi. Vücut tarafından strese karşı verilen yanıt olarak tanımlanan kırık kalp sendromunun ilk olarak Japonya’da bulunduğunu ifade eden Medical Park İzmir Hastanesi Kardiyoloji Kliniği‘nden Uzman Dr. Emre Ertürk, özellikle üzüntüye ve sorunlara bağlı oluşan sendromun aşırı sevinç durumlarında da ortaya çıkabildiğini kaydetti.
İlk bulgunun göğüs ağrısı olduğunu söyleyen Ertürk, ağrılara nefes darlığı, nefes alamama hissi ve ölüm korkusunun da eşlik edebildiğini belirtti. Sendromun geçmişiyle ilgili fazla bir bilginin olmadığını, ancak son 50-60 yılda tanınır hale geldiğini dile getiren Dr. Ertürk, “Sendrom bilinmezken bu hastalar göz ardı edilmiş olabilir ya da kalp krizi sanılmış olabilir. Ama şimdi durum çok daha farklı. Böyle bir hasta geldiğinde bulguları kalp krizine benzediği için ayrımını yapmak çok önemli. Ayrım yaparken bizim işimize yarayan ise hastalığın öyküsü oluyor. Hastaya şikayetlerinin nasıl ortaya çıktığını soruyoruz. Temelde yoğun bir stres, bir yakının kaybı bazen de istismar olduğunu anlıyoruz.
Böyle durumlar sonrası aniden ortaya çıkan bir göğüs ağrısı hikayesi varsa kalp krizini düşündüren bulgular oluyor. Ayrımı yapmak için anjiyografi yapmamız gerekiyor. Tüm bulgular kalp kriziyle aynı da olsa anjiyo yaptığımızda çoğu hastada damarların iyi durumda olduğunu görüyoruz ve bu sendromdan şüpheleniyoruz” dedi.
STRES YÖNETİMİ ÖNEMLİ
Kırık kalp sendromunun ölüme kadar varan kötü sonuçlara yol açabildiğini anlatan Uzm. Dr. Emre Ertürk, kalbin aniden fonksiyonlarını kaybettiğini söyleyerek kayıp oranının kişiden kişiye yüzde 5-10 ile yüzde 80 oranında değişebildiğini belirtti. Kalbin aniden çalışmayı bırakmasıyla akciğerde su toplanabildiğini ya da şok tablosunun ortaya çıkabildiğini ifade eden Ertürk, “Kalpte balonlaşan bölge yırtılabiliyor. Bu durumda istemediğimiz sonuçlar ortaya çıkabiliyor.
Ancak hastalığın ilk dönemi atlatıldığı taktirde hasta bir hafta ile 1 ay içerisinde tamamen iyileşiyor. Psikolojik destek bu hastalığın vazgeçilmez tedavi parçalarından biridir. Ama ilk dönem gelen hastanın genel durumu stabil mi kalp yetmezliği var mı değerlendirilip tedaviye başlanıyor. Taburculuk işlemi sonrası da hastanın stres yönetimi çok önemli. Tekrar aynı sıkıntılara maruz kalırsa sendrom tekrarlanır. Tekrarlanması muhtemel istismar söz konusuysa adli olarak da müdahil olmak gerekebilir” diye konuştu.
VAKA SAYISINDA ARTIŞ
Uzm. Dr. Emre Ertürk, klinik verilerine göre hasta sayısında artış olduğunu belirterek şunları anlattı:
“Hastalığın sayısında artış olup olmadığını söylemek çok net mümkün değil. Ama hastalığın tanınırlığında artış var. Önceye göre tüm dünya genelinde vaka sayısı arttı. Ama bunun sebebi tanınırlığın artmış olması mı yoksa stres düzeyinin artması mı bunu tam olarak söyleyemiyoruz. Kadınlarda sık görülen bu sendrom belirli bir yaşın üzerinde daha sık karşımıza çıkıyor. Özellikle menopoz öncesi dönemde vücutta yüksek miktarda östrojen varken bu durum stres faktörlerine karşı koruyucu etki gösteriyor. Ancak menopoz sonrası dönemde östrojen azaldığı için yoğun stres yaşanması anlık olarak kalbe zarar verebiliyor.
Sadece kötü örnekler değil, bir piyango çıktığında duyduğu heyecan da kırık kalp sendromuna neden olabilir. Örneğin, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump’ın konuşmasını dinleyen 84 yaşındaki bir erkek ani olarak yaşadığı stresin etkisiyle kırık kalp sendromu yaşıyor. Bu vaka da tarihte ilk olarak siyasetin tetiklediği kırık kalp sendromu olarak literatürlere geçti.”