CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Cumhuriyet Halk Partisi babaevidir, kim ki dara düşmüştür, babaevinin kapıları ardına kadar açıktır, buyursunlar gelsinler” dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Cumhuriyet Halk Partisi babaevidir. Herkes babaevine doğar, sonra ileride kimi bizim gibi babaevinde kalır, kimi başka yere gider. Kimi uzakta oturur, kimi yakında oturur. Kimi büyüğünü arar, kimi daha küçüğüne razı olur. Ama herkes bilir ki, ‘bir gün başım sıkışırsa, dara düşersem, zorda kalırsam, baba ocağının çayı kaynamaktadır, çorbası sıcaktır, bacası tütmektedir. Şimdi gün o gündür, kim ki dara düşmüştür, babaevinin kapıları ardına kadar açıktır, buyursunlar gelsinler” dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Edirne’nin Keşan ilçesinde partisinin düzenlediği mitinge katıldı. Mehmet Gemici Cennet Bahçesi önündeki Nefes Yolu üzerinde toplananlara seçim otobüsü üzerinden seslenen Özel, “Türkiye’nin dört bir yanında baba ocağında, babaevinde her sabah kalkıp çayı koyanların, çorbayı kaynatanların, bacayı tüttürenlerin hepsine bu sefer de Keşan’dan selam olsun. Cumhuriyet Halk Partisi babaevidir. Herkes babaevine doğar, sonra ileride kimi bizim gibi baba evinde kalır, kimi başka yere gider. Kimi uzakta oturur, kimi yakında oturur.
Kimi büyüğünü arar, kimi daha küçüğüne razı olur. Ama herkes bilir ki, ‘bir gün başım sıkışırsa, dara düşersem, zorda kalırsam, baba ocağının çayı kaynamaktadır, çorbası sıcaktır, bacası tütmektedir. Şimdi gün o gündür, kim ki dara düşmüştür, babaevinin kapıları ardına kadar açıktır, buyursunlar gelsinler. Babaevine gelene; ‘Nereden geldin?’ demeyiz. ‘Niye şimdiye kadar gelmedin?’ demeyiz. ‘Bugüne kadar neredeydin? Bak sen gittin, memlekete neler ettirdin’ demeyiz. Zira gelen herkes babaevinde yeri vardır çünkü babaevinin tapusu kimsede değildir. Ne bendedir, ne önceki genel başkanımız Kemal beydedir, ne Ecevit’te vardı, ne de rahmetli İnönü’de. Babaevinin tapusu bir kişiye kayıtlıdır, o da Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür” dedi.
‘ÇİFTÇİNİN DERDİ BOYUNU AŞMIŞ DURUMDA’
Edirne’de olmaktan mutlu olduğunu söyleyen Özel, “Anneannemin memleketi Selanik’e, dedemin memleketi Üsküp’e yakın olmaktan çok mutluyum. Meşe ile çam ormanlarının omuz omuza Ege Denizi ile kavuştuğu Keşan’dayız. Erikli Plajı’nın, Sait Faik Abasıyanık Koyu’nun olduğu, güzel Keşan’dayız. Çok önemli bir tarım kenti olan Keşan’dayız. Ama görüyoruz ki her tarafta ellerindeki dövizlerle herkes çeşitli sıkıntıları dile getiriyor. Özellikle çiftçilerin derdi boyunu aşmış durumda. Bugün Edirne’deyiz. Edirne de Türkiye’nin 5’nci ili baştan sıralamada. Keşke iyi noktalarda baştan 5’inci olsaydı. Tarım alanları en çok ipotek edilen 5’nici il Edirne. Burada her 4 tapudan birisi bankalar tarafından ipotek edilmiş. Tarım kredilerinin ödenme sıkıntısı yüzünden elden çıkmak üzere.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin (TZOB) yaptığı çalışmalara göre bu sene Türkiye’de tarladan markete ürün fiyatlarında ortalama yüzde 69’luk bir artış var. 2023 yılında tarım Türkiye’de küçülen tek sektör. Ha Türkiye büyüyor mu? Çok büyük bir kriz yaşadığı için bu sene yüzde 4 büyüyor diye övünüyorlar ama bu sene bile tarım sektörü büyümüyor, küçülüyor. Öyle olunca çiftçi büyük bir borç batağının içerisinde. Sadece geçen seneye göre bu sene bankalara olan borcu çiftçinin yüzde 88 artmış durumda. Diğer taraftan üretim maliyetleri 2 ile 3 kat artmış durumda” diye konuştu.
‘ÇİFTÇİNİN 178 MİLYAR LİRASINI İÇ ETTİLER’
Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan en son oy istediğinde 28 Mayıs 2023’te, bundan 9 ay önce o gün mazotun 19 lira olduğunu ifade ederek, “Bugün mazot 42 lira. Yüzde 106 mazot girdisi artmış durumda. Tarım yasasına göre hükümetin gayrisafi milli hasılanın, milli gelirin yüzde 1’ini teşvik olarak çiftçilere dağıtması gerekiyor. O parayı dağıttığı takdirde ödemesi gereken 263 milyar lira. Ama o bu sene 85 milyar lira teşvik ödedi. Yani aradaki 178 milyar TL çiftçiye verilecekken verilmedi. Peki nereye verildi? Kur korumalı mevduat var ya, zenginlere; ‘sen paranı döviz yapma, TL’de tut, faizi al cebine koy, dolar yükselirse zararı biz karşılarız’ demişlerdi. Hepimizin hazinesinden, parasına para katmak isteyenlere 152 milyar sadece hazineden verdiler.
Otoyolları, köprüleri yapan müteahhitler var, geçiş garantisi var. Onlara ödeyecek parayı da buldular, onlara da 162 milyar lira para ödediler ama çiftçinin 178 milyar lirasını iç ettiler. Bu şartlar altında tarımın çökmesi, çiftçinin tükenmesi, ipotekteki tarlalarının, Denizbank’ların, Finansbank’ların, Yunan sermayeli bankaların, İsrail sermayeli bankaların ellerine geçmesi işin olağan akışı gibi oldu artık. Bu memlekette 1 metrekare toprak vermemek için Çanakkale’de yüz binler şehit oldu ama Edirne’nin dörtte birini Yunan bankası tek kurşun atmadan, tek asker yollamadan, hiçbir emek harcamadan Edirnelilerin elinden almak üzere. Biz bu istilaya, bu işbirliğine, çiftçimizin bu kadar mağdur edilmesine isyan ediyoruz, bunun hesabını Recep Tayyip Erdoğan’dan sandıkta soracağız” dedi.
‘BUNLARIN HESABINI SORACAĞIZ’
Pazarda, cüzdanda, mutfakta yangın olduğunu söyleyen Özel, “Genç kardeşim; ‘Bu yangın üflemekle sönmez sandıkta söner’ yazmış. Sandıkta bu yangını söndürecek miyiz? Başka çaresi yok. Edirne emeklisi de çok olan bir kent. Yüzde 80 emekli burada. Çok önemli bir kısmı en düşük emekli maaşı, 10 bin lira alıyor. Adalet ve Kalkınma Partisi ilk iktidara geldiğinde, 3 Kasım 2002 günü en düşük emekli maaşı 1,5 asgari ücretti. Bugün asgari ücret 17 bin lira yani kaba taslak hesapla bugün 26 bin lira olması gerekirdi. Oysa yüzde 60’ına indi, 10 bin lira veriyor.
Geçen sene 7 bin 500’dü. Enflasyon yüzde 120 ama emekliye zam yüzde 33, oldu 10 bin lira. 3 Kasım 2002’de Tayyip Erdoğan geldiğinde en düşük emekli maaşı kuyumca 8 çeyrek altın alıyordu. Bugün en düşük emekli maaşı 2,5k çeyrek altın alıyor. Yani toplam 5,5 çeyrek altın emeklinin cebinden Tayyip Erdoğan tarafından çalınmıştır. Bütün emekliler bunu bilsin. Emekliler bayramda ikramiye alıyorlar değil mi? Onun da bir hesabı var. 2015’te söyledik bunu, ‘olmaz’ dediler, 7 Haziran seçimlerini kaybedince 1 Kasım’da biz de vereceğiz dediler. 2018 seçimlerine kadar ödemediler. 2018’de bin lira verdiler. O gün beğenmedik, ‘asgari ücret olmalıdır’ dedik.
O bin lira o gün 24 kilo kıyma alıyordu. Bugün 3 bin lira veriyor. Bu 3 bin lira bugün 6 kilo dana kıyma alıyor. Yani sadece 2018’den bugüne 5-6 yılda 24 kilo kıymadan 16 kilosu Ramazan’dan önce iftar sofralarında, sahur sofralarından eksilmiştir. Bayram sofrasından 16 kilo kıyma çalınmıştır. Emeklinin buzdolabından, emeklinin kursağından, evladının, çocuğunun sofrasından 18 kilo kıymayı çaldı bunlar. Bunun hesabını soracağız 31 Mart’ta” ifadelerini kullandı.
‘ONUNLA SONUNA KADAR KAVGA EDECEĞİM’
CHP lideri Özgür Özel, her şehirde ekonomiyi konuştuklarını belirterek, “Tayyip Erdoğan benimle kavga etmek istiyor, görüyorsunuz. Her gün bir iftira, bir hakaret. Dönüyor her mala zam zam yapıyor, dönüyor dem, dem, dem deyip kavga etmeye çalışıyor. Dünya kadar yalan, dünya kadar iftira. Ama ona söyledim, ‘çok istiyorsan seninle kavga edeceğim’ dedim. Ama kimlik siyaseti üzerinden değil, onun belirlediği çatışma alanlarından değil, ben çiftçinin, üreticinin, emeklinin, emekçinin hakkı için onunla sonuna kadar kavga edeceğim.
Bizi başka kavgaya çekip de emeklinin çektiklerini unutturamaz. Her şehirde başka hesap yapıyorum, burada da şunu söyleyeyim; bugün Ramazan geliyor, zeytinyağsız sofra olmaz. Geçen sene 126 lira zeytinyağının litresi, bu sene 342 lira. Geçen sene emekli maaşıyla 60 litre alınıyordu, bu sene 29 litre alınıyor. Yarısı bile değil. Ramazan sofrası pirinçsiz olmaz. 37 liralık pirinç 65 lira oldu. Geçen sene emekli maaşı 202 kilo pirinç alıyordu, bu sene 153. Yani geçen senekli maaşla pirinçteki düşük artışa rağmen bu sene 4 çuval pirinç alırken, bu sene 3 çuval alabiliyorsun. Bunların tamamının hesabını hep beraber 31 Mart’ta sandıkta soracağız, emeklilerle ve çiftçilerle beraber” dedi.
‘BİR TARAFTA KORKUNUN BİR TARAFTA UMUDUN İTTİFAKI VAR’
Karşılarında korkuyu, öfkeyi, kaygıyı örgütlemeye çalışan bir iktidar olduğunu söyleyen Özel, “Yalana sarılmış. AK Parti, MHP birbirine sarılmış, her geçen gün birbirine benziyor. Küfrediyorlar, hakaret ediyorlar. Bize neyse, size kötü söz söylüyorlar. Ağızlarına geleni söylüyorlar. Ama bir de birbirlerine sarılmak yetmez. Gitmişler Hizbullah’ın avukatlarına, domuz bağcılara, kadınları sokak hayvanları gibi ‘bekar kadınları sahiplendirmek lazım’ diyenlere HÜDAPAR’cılara sarılmışlar. Edirne, Keşan, bu aydınlık, çağdaş insanlar bunu görsünler. Bir tarafta korkunun ittifakı var. Bir tarafta umudun ittifakı var. Bizim ittifakımızda elbette aslan sosyal demokratlar var. Ama yalnız değiliz. Milliyetçi demokratlar var. Yakasında güneş olan ya da gönlünde güneş olan, gözü pırıl pırıl olan, milliyetçi demokratlar var, muhafazakar demokratlar var, haramdan ve yalandan korkan, bunların yaptıklarına akıl sır erdiremeyen, samimi, muhafazakar demokratlar var.
Biz Keşan’da da, Edirne’de de, Türkiye’de de onlarla birlikteyiz. Kürt-Türk ayırmıyoruz. Laz-Çerkez ayırmıyoruz. Doğuda doğmuş, batıda doğmuş, kuzeyde doğmuş, güneyde doğmuş, ayırmıyoruz. Baktığımız tek şey yüreğinde vatan, millet, bayrak ve Atatürk sevgisi varsa omuz omuzayız, kol kolayız. Bizim ittifakımız Cumhur İttifakı’nın koyu gri, yağmur bulutu rengine karşı bizim ittifakımızın renkleri kırmızıyla beyaz. Renklerini ay yıldızlı al bayraktan alıyor ve Cumhur İttifakı’nın karşısında seçimleri Türkiye İttifakı alıyor, biz alıyoruz, biz kazanıyoruz” diye konuştu.
‘BÜYÜKERŞEN PORSUK’U NASIL TEMİZLEDİYSE ERGENE’Yİ DE TEMİZLEYECEK’
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Keşan’ın ardından Uzunköprü ilçesinde de düzenlenen mitinge katılıp, Edirne il merkezine geçti. Kentin trafiğe kapalı Saraçlar Caddesi üzerinde düzenlenen mitingde konuşan Özel, Ergene Nehri’nin kirliliğine dikkat çekti. Özel, “Ergene’deki bu inanılmaz kirliliği dile getiriyoruz. Ergene’de artık yaşam bitti, ölüm nehri haline geldi. Bu kadar kirlendiği için Uzunköprü en çok etkilenen ilçe, tarımı etkileniyor. Türkiye’nin yüzde 40’ını üreten Edirne’de çok büyük sıkıntılar çekiyoruz. Ergene ile ilgili yapacak bir şey kalmadı, artık hükümet bir şey yapmıyor.
CHP olarak Eskişehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, partimizin Eşgüdüm Eğitim ve Denetim Birimi başkanı oluyor, 1 Nisan’dan itibaren nasıl Porsuk’u bugünkü haline getirdiyse, hep beraber Ergene için çalışacağız. Geçen sene sizin ürettiğiniz pirinci almak yerine yurtdışından 500 bin ton ithalat yaptılar. Bu cumhuriyet tarihinin rekorudur. Kendi pirincini almayan, Edirne’nin pirincine sahip çıkmayan, yurtdışından rekor ithalat yapanlara hakkımızı helal etmiyoruz, yazıklar olsun” diye konuştu.
‘AK PARTİ’Lİ ADAYLAR EDİRNE VE İZMİR’DE SEMBOLLERİNİ GİZLİYOR’
Edirne’de ön seçimde ilk sırada çıkan ve sağlık sorunları nedeniyle Edirne Belediye Başkan adaylığından eczacı Şükrü Ciravoğlu’nun çekilmesine değinen Özel, “Edirne’de ön seçimi yaptık, ön seçimde bir meslektaşım Eczacı Şükrü Ciravoğlu seçildi, göreve geldi ve bütün Edirne’deki dostları, meslektaşı, vatandaşlar kendisini destekledi ama süreç sağlık sorunlarından dolayı adaylığını sürdüremeyecek noktaya geldi, kendisi ile görüştük, partinin menfaatinin bu yönde olduğunu söyledik. Şükrü abimiz anlayış gösterdi, kendisine Edirne’de il başkanlığı yapmış, benim Şükrüm abim, çok sevgili büyüğümüze yürekten teşekkür ediyoruz, sağlıklar diliyoruz, kendisine minnet duyuyoruz. Aynı ön seçimin hemen arkasında, ikinci sırada 40 yaşında genç bir Cumhuriyet kadını vardı, avukat Filiz Gencan Akın Edirne Belediye Başkan adayımız oldu. Şimdi Edirne 31 Mart’ta Recep Gürkan’ın bayrağı kime teslim edeceğine karar veriyor ama hem Edirne’de çok enteresan bazı gelişmeler var.
Türkiye’nin bütün şehirlerinde Recep Tayyip Erdoğan’ın bayrakları, posterleri neredeyse her direkte, her duvarda varken, iki şehirde çok az, yasak savmak için, biri İzmir, birisi Edirne. Adayların partinin simgesi ampulü bir İzmir’de, bir de Edirne’de mikroskopla ara, o kadar küçük koymuşlar. Recep Tayyip Erdoğan’ın resminden niye çekiniyorsunuz? Ampulden niye çekiniyorsunuz? Çünkü siz de biliyorsunuz ki bu Edirne’nin, yiğit, mert, kalbinde Atatürk sevgisi, vatan ve bayrak sevgisi olan bu insanlarından oy isteyen kişiler, Tayyip beyi hatırlamasınlar çünkü Tayyip bey, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ‘iki ayyaş’ diyor, onu biliyor da ondan gizliyor onu. Gazi Mustafa Kemal Atatürk diyor ki; ‘Benim iki büyük eserim var, bunlardan birisi Türkiye Cumhuriyeti, diğeri Cumhuriyet Halk Partisi’. Partimizle gurur duyuyoruz.
Partimizin altı okunun her biriyle gurur duyuyoruz. Ama birileri partilerinin amblemini gizleyerek, onların Fesi Deli Kadir’in ‘Keşke Yunan kazansaydı’ dediğini unutturmaya çalışıyorlar size. Anneannesi Selanik, Dedesi Üsküp doğumlu birisi olarak söylüyorum; Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün emanetine öyle kimse Tayyip Bey’in resmini sakladı, ampulü takmadı diye, Cumhuriyet Halk Partisi’nin emanetine Edirne ihanet etmez, etmedi, etmeyecek” diye konuştu.
‘EDİRNE’Yİ SİZE TESLİM ETMEYECEĞİZ’
Daha önce CHP’den Edirne Belediye Başkanlığı yapan ve 31 Mart seçimlerinde İYİ Parti’den Belediye Başkan Adayı olan Hamdi Sedefçi’yi isim vermeden eleştiren Özel, “Bundan sonraki süreçte birileri, ‘aman Edirne’de bir fırsat var’, ne fırsatı var? Efendim Cumhuriyet Halk Partisi’nin oylarını bölebilecek birisi, bir önceki dönem belediye başkanımız bu kez de başka bir partiden aday olmuş. Onun adaylığıyla CHP’nin, Atatürkçülerin, Cumhuriyetçilerin, Mustafa Kemal’i seven Edirnelinin oyu bölünecek, aradan Recep Tayyip Erdoğan’ın adayı çıkacak, Edirne’nin huzurunu bozacaklar, ranta açacaklar, Atatürk’ün hatırasına saygısızlık edecekler ve Cumhuriyet kenti Edirne’yi ele geçirdik diyecekler. Öyle yağma yok, Edirne’yi size teslim etmeyeceğiz.
Buradan bütün Edirnelilere sesleniyorum. Edirne’nin birinci meclise yolladığı iki milletvekilinden birisi Kazım Karabekir’dir, birisi de ikinci Cumhurbaşkanımız İsmet Paşa’dır. Kazım Karabekir’e, İsmet Paşa’ya, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e, hatıralarına saygımızdan bütün Atatürkçüler, bir tane bile fire vermeden oylarını Filiz Gencan Akın’a verecekler, Cumhuriyet’in kalesini daha da güçlendirecekler.
Geçtiğimiz dönemlerde bu görevin onurunu yaşamış, bu partinin bayrağının altında her türlü onuru yaşamış değerli başkanımıza da diyoruz ki; siyasetin en son zamanında, son seçimde, böyle bir dönemde Recep Tayyip Erdoğan’ın işine gelebilecek herhangi bir adımın atılması Edirne’nin Cumhuriyetçi tarihine, Atatürkçü tarihine, Edirne’nin bu ülkenin kurucu değerlerine bağlı insanlarına karşı takınılmaması gereken bir tutumdur. Biz o birlikteliğin adaylaşmayarak sağlanmasını isterdik ama madem yine başka bir partiden yine geçen seferki gibi adaylık oldu bu sefer Edirne artık oylarını bölmüyor, ayırmıyor, birleştiriyor ve bu seçimde rekor oyla bir Cumhuriyet kadınını belediye başkanı seçiyor. Filiz Gencan Akın’ı Edirne Belediye Başkanı seçmeye var mıyız? Edirne’yi bir Cumhuriyet kadınına, Atatürk’ün kızı Filiz Gencan Akın’a teslim ediyoruz” ifadelerini kullandı.
‘ÇALIŞANI İŞTEN ÇIKARIYORLAR’
Özel, iktidarın kazandığı belediyelerde kadrolaştığını öne sürerek, “Edirne’deki özgürlük ortamını, güven ortamını, cumhuriyetin kazanımlarını aşındıracak olanların takiyyesine, iki yüzlülüğüne, ne söylediğine bakmayın. Geldiklerinde tek başlarına gelmiyorlar. Dünya kadar belediye bürokrasisini değiştiriyorlar, çalışanları işten çıkartıyorlar, kadrolaşıyorlar ve TÜGVA, TÜRGEV, Okçuluk Vakfı ve Ensar Vakfı’na o şehrin ne kadar taşınmazı varsa, ne kadar salonu varsa, ne kadar devlet binası varsa her birini teker teker 25-30 yıllığına protokollerle veriyorlar.
Okullara protokol yapmaya zorlayarak, kendi elemanlarını sokuyorlar, öğrencileri Milli Eğitim’in müfredatının dışında kindar bir nesil olarak yetiştirmek için ellerinden gelen gayreti gösteriyorlar. Şehri talan edip, yandaş müteahhitlere bütün ihaleleri verip, o şehirde ne varsa, ne yoksa hepsini perişan ediyorlar. O yüzden Edirne bizim gözümüz, ona gözümüz gibi bakacağız, gözümüzü Cumhuriyetin kızı, Atatürk’ün evladı Filiz Gencan Akın’a emanet edeceğiz. Aksi durum Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kemiklerini sızlatır. Edirne Atatürk’ün evladına sahip çıkacak, buna inanıyor ve güveniyorum” dedi.
‘İVAN, PARAYI BOZDURUP FİLELERİ DOLDURURKEN, İRFAN AMCININ BONU BÜKÜK EVE GİTMESİNE YÜREĞİMİZ DAYANMIYOR’
Geçen hafta Kırklareli’de ekonominin kötüye gittiğini, TL’nin değer kaybettiğini söylediğini ifade eden Özel, Edirne’ye günü birlik alış verişe gelen Bulgar turistlerin para birimi Leva’ya değindi. Özel, “Eskiden bizim paramız Leva’dan değerliydi dedim. Şimdi bizim paramız, yani 1 Leva 17 TL ediyor dedim. Bugün kalktım Edirne’ye geldim ben gelene kadar 1 Leva 18.5 TL olmuş. Bizim emeklimiz, yoğurt alırken, süt alırken, peynir alırken zorlanırken, Leva’yı bozduranlar burada mandıralardan kilo kilo peynirleri taşıyorlar.
Öyle bir hale geldi ki; elbette esnafımız alışveriş yapsın ama İvan parayı bozdurup fileleri doldururken, İrfan amcamın boynu bükük eve gitmesine yüreğimiz dayanmıyor. Her gittiğim ilde bir hesap yapıyorum. Edirne’de ne hesabı yapmak lazım? Ciğer hesabı yapmak lazım. Edirne ciğerinin geçen sene porsiyonu 80 liraydı, bu sene olmuş 240 lira. Geçen sene emekli maaşını aldığında 94 porsiyon ciğer parası ediyorken, bu sene sadece 42 porsiyon ciğer parası ediyor. Bu hesabı Edirne’de, Ardahan’da, Antalya’da, Sinop’ta, Anamur’da, Karaburun’da yap fark etmiyor. Emekliyi de, asgari ücretliyi de, geçim sıkıntısı çeken esnafı da, yoksulluk çeken herkesi ve özellikle de çiftçileri bu hükümet perişan etti. 31 Mart seçimleri bu hükümetten hesap sorma, sarı kart gösterme, kırmızı ışığı yakma, artık yeter, canımı yakma deme seçimleri” dedi.
‘TRT REKLAM FİLMİMİZİ YAYINLAMIYOR’
Özel, bugünkü konuşmasına belli televizyonların yayınladığını belirterek, şunları söyledi:
“Ama hepimizin vergisini verdiği, TRT payını ödediğimiz devletin resmi televizyonu TRT bu mitingi yayınlamıyor. TRT hepimizin ta cumhuriyetin kurumu, hepimizin göz bebeği çalışanları var. Sakın ola TRT’nin çalışanına, kameramanına, muhabirine sakın bir şey demeyin, onların da içi yanıyor. Bütün gün burada çalışıyor, yolluyor ama kullanmıyorlar, yayına vermiyorlar. 1 Ocak’tan bugüne kadar TRT Adalet ve Kalkınma Partisi ile MHP’nin yapmış olduğu yayınları 2 bin 562 dakika varmış, bizi 42 dakika.
Mansur başkanı, Ekrem başkanı, Cemil başkanı daha 1 dakika bile vermediler. Bu TRT en son ne yaptı biliyor musunuz? Hepinizin duyduğu o Barış Manço’nun şarkısıyla, ‘İşimiz Gücümüz Türkiye’ filmimizi 20 gün önce teslim ettik. Hukuk servisine yolladılar, normalde 1 günlük iş. 20 gün boyunca cevap vermediler her sorduğumuzda ‘inceliyoruz’ dediler. Filmde telif hakkı ödenmiş Barış Manço şarkısı var, Ekrem başkan esnafın kepengini kaldırıyor, Mansur başkan yoksulun veresiye defterini kapatın diye çağrı yapmış bir seçmenimiz kapatmış ona teşekkür ediyor, Cemil başkan böyle güzel gençlerle gitar çalıyor, akşamleyin İzmir’de kadınlar güvenle oturuyor. Bunda ne sakınca olabilir? Oynatmıyorlar.
AK Parti filmini teslim etmiş, ertesi gün yayına aldılar. Biz tekrar başvurduk, bizim yayınımızı neden yapmıyorsunuz, parasıyla yayınlayacaksınız dedik, mart ayı için bütün rezervasyonlarımız doldu dediler. Bunu yapan TRT Genel Müdürü, sen var ya, er ya da geç Özgür Özel senin alnını karışlayacak. Hadi verme bakalım, hodri meydan. Bunlar bir kenara yazılır. Herkesten vergi alıyorsunuz, CHP’den vergi alıyorsunuz, TRT’ye veriyorsunuz, parasıyla reklam yayınlatacağız, sen TRT olarak devletin televizyonu AK Parti’yi yayınlıyorsun, MHP’yi yayınlıyorsun, CHP’nin reklamını yayınlamayacaksın. Senin gibi genel müdür var ya, senin de sana o talimatı verenin de bunu burnundan fitil fitil getirmezsem benim de adım Özgür Özel değil, bunu böyle bilin.”