CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Rusya- Ukrayna savaşı nedeniyle Antalya bölgesindeki ihracatçıların, iki ülkeden 80 milyon dolar alacağı bulunduğunu ve iktidarın bu konuda devreye girmesi gerektiğini söyledi.
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Antalya’nın Kumluca ilçesinde Kumluca Belediyesi, Kumluca Ticaret ve Sanayi Odası, Kumluca Ticaret Borsası ve Ziraat Odası’nın düzenlediği Domates İhtisas Fuarı’nın (DomatExpo) açılışına katıldı. Kılıçdaroğlu’na genel başkan yardımcıları, CHP ve İYİ Parti’nin Antalya milletvekilleri, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Kumluca Belediye Başkanı Mustafa Köleoğlu, diğer ilçe belediye başkanları ve çok sayıda davetli eşlik etti.
Açılışta yaptığı konuşmada, çiftçinin yüzünün gülmesi durumunda herkesin yüzünün de güleceğini söyleyen Kemal Kılıçdaroğlu, tarımın artık stratejik bir sektör olduğunu kaydetti. Pandemi gerçeğinin, tarımı olmayan gelişmemiş bir ülkenin bir şekliyle açlığa mahkum olabileceğini gösterdiğini anlatan Kılıçaroğlu, “Toprağımız, suyumuz, güneşimiz, çalışkan insanlarımız var. O zaman biz neden buğdayı, arpayı, mercimeği, pamuğu, canlı hayvan, eti dışarıdan getiriyoruz. Bu soru temel bir sorudur ve bütün üreticilerimizin düşünmesi lazım. Değerlerimiz, imkanımız, bereketli toprağımız ve çalışkan insanlarımız var, o zaman neden dışarıdan getiriyoruz, neden bir açlık, yoksulluk krizle karşı karşıya kalıyoruz? Bunu hepinizin düşünmesini isterim” dedi.
UKRAYNA- RUSYA’DAN 80 MİLYON DOLAR ALACAK VAR
Bu sorunların çözümünün olduğunu dile getiren Kemal Kılıçdaroğlu, Rusya- Ukrayna savaşı nedeniyle iki ülkeden yaklaşık 80 milyon dolar alacağı bulunduğunu belirttiği ihracatçılar ve üreticilerin sorunlarını ve çözüm önerilerini gündeme getirdi.
Domates başta ihracatın daha çok Ukrayna ve Rusya’ya yapıldığından bahseden Kılıçdaroğlu, “Şimdi orada savaş çıktı, malınızı sattınız, büyük kısmını gönderdiniz, ihracatçı alacağının yaklaşık 80 milyon dolarını alamadı. Şimdi burada iktidarın devreye girmesi lazım, üreticinin hakkını, hukukunu koruması lazım. ‘Mal geldi mi, gümrüğü geçti mi, tüketildi mi, evet. O zaman 80 milyon dolarını bana vereceksiniz.’ Kim, hangi ülkeye ihraç etmişseniz, o ülkenin siyasi otoriterleriyle oturup bu sorunu çözmek zorundasınız. Bu sorun çözüldüğünde, ihracatçı alıp üreticinin hakkını teslim edecek” diye konuştu.
RUBLE ÖDEMELERİ İÇİN PARİTE BELİRLENMELİ
Rusya’ya ihraç edilen ürünler için eskiden dolar alınırken, şimdi savaş nedeniyle rubleye döndüğünü belirten Kılıçdaroğlu, bu konuda şunları söyledi:
“Amerikan doları karşısında ruble giderek değer kaybediyor. Onun değer kaybetmesi de bir anlamda üreticinin hakkını alamaması demektir. O zaman makul bir parite üzerinden ihracatçının hakkının ödenmesi için siyasal iktidarın devreye girmesi lazım.
Bazı bankalar özellikle özel bankalar rubleyi alıp, çok daha düşük bedel karşılığı ödeme yapıyor. ‘İyi de kardeşim ben hakkımı istiyorum.’ Bunun için de Ukrayna ve Rusya’yla ilişkilerin de devam etmesi lazım. Özel bankalar sizin hakkınızı ödemiyorsa kamu bankalarının devreye girmesi lazım. Ziraat Bankası, çiftçinin bankası değil mi, çiftçi zorda ve Ziraat Bankası’nı devreye koymanız lazım. Bankaların devreye girip belli parite üzerinden çiftçinin hakkının ödenmesi lazım.”
ÇİFTÇİYE İKİ YIL FAİZSİZ KREDİ AÇILMASI LAZIM
Üçüncü sıkıntı olarak, ihracatçı 80 milyon dolarını alamıyorsa çiftçiye parasını ödeyemeyeceğine dikkati çeken Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ziraat Bankası veya kamu veya bütün bankaların devreye girerek üreticiye en az iki yıl faizsiz kredi açması lazım. Savaş uzun sürerse üçüncü yıl devreye girebilir. Böylece sosyal devlet olmanın gereğini yerine getirmiş olur. Yani böylece kendi çiftçisini, üreticisini, domatesçisini ezdirmemiş olur. Bakınız bize hep derlerdi ki, ‘Şu CHP var ya CHP hep eleştirirler.’ Hepinizin huzurunda bu sorunun nasıl çözülmesi gerektiğini üç ayrı öneriyle kamuoyuyla paylaştım.
Sizin hakkınızı nasıl savundum. Söylediğim hiçbir şey havadan değil. Efendim paramız yok diyebilirler. Hayır efendim bu bir siyasi tercihtir, elin oğluna gelince dünyanın parasını veriyorsun, çiftçiye gelince niye vermiyorsun? Elin oğluna gelince, dolar bazında garanti veriyorsun, bir de ‘vergiye tabi tutmayacağım’ diyorsun, e çiftçi hem üretiyor, hem vergi veriyor, ihracat yapıyor, ülkeye dolar getiriyor, daha ne istiyorsun sen? Kimi destekleyeceksin, havadan para kazananı değil, çiftçiyi, üreteni alın teri dökeni kazandıracaksın. Çiftçi gülüyorsa hepimiz güleceğiz.”
ÇİFTÇİNİN İKTİDARDAN 211 MİLYAR TL ALACAĞI VAR
Tarımın stratejik sektör olduğuna vurgu yapan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
“Arabanız, buzdolabınız, çamaşır makineniz, koltuğunuz olmayabilir ama günde üç kez yemek zorundasınız. Karnınızı kim doyuracak, çiftçi ve o sektöre önem vermek lazım. ‘Para yok diyecekler’ para var kardeşim. Çiftçinin hakkı var. Tarım Kanunu madde 21, ne diyor, ‘Her yıl çiftçiye milli gelirin en az yüzde biri oranında destek verilir, vereceksin’ diyor. Bugüne kadar verilmedi. Çiftçinin iktidardan 211 milyar TL alacağı var. Çiftçi şimdi zor durumda bunun nedeni ne? Kendi iradesinin dışında gelişen olay, Ukrayna- Rusya savaşı. O savaşta her ülke kendi halkını koruyor sen de kendi halkının halkını koruyacaksın. Senin görevin, üreteni koruyacaksın. 211 milyar TL bugüne kadar ödenmedi. Fazla bir şey tutmaz. Sosyal devletin gereğini yaparsın.”
Bu arada açılış yapılan meydanda vatandaşlar tarafından, ‘Covid 19’a yenilmedik, Mazot-22y’e yenildik’, ‘Üretici perişan boz bu oyunu Kemal başkan’, ‘İlan: Yağa ortak aranıyor’, ‘Yok sende yalan geliyor gelmekte olan’, ‘Elektriğe zam geldi söndürün ampulleri’, ‘Çiftçinin umudu Kılıçdaroğlu’ gibi yazılı dövizler açıldı.
‘HER CHP’LİNİN BÖYLE TEMEL GÖREVİ OLMALI’
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Antalya’da genel başkan yardımcıları, parti meclisi ve yüksek disiplin kurulu üyeleri, 81 il başkanı, 973 ilçe başkanı, kadın kolları ve gençlik kolları başkanlarının katılımıyla CHP’nin en geniş katılımlı toplantılarından biri olan ‘Büyük Örgüt Buluşması’nda konuştu.
Toplantıda ev sahibi olarak kürsüye çıkan Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in, “Sayın genel başkanım bizim gönlümüzün adayı sizsiniz” sözleri üzerine salondaki partililerin tümü ayağa kalkarak, uzun süre alkışladı ve ‘Gençliğin umudu Kılıçdaroğlu’ sloganları atıldı. Ardından konuşmasına devam eden Böcek, “Millet İttifakı’nın ortaklarıyla birlikte alacağınız her kararın da arkasındayız. Gecemizi gündüzümüze katarak çalışmaya devam edeceğiz” dedi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ise partililerle gerçekleşen büyük buluşmada, seçim sürecine ilişkin yürütülecek çalışmalar hakkında uyarılarda bulundu. Enerjiyi stratejik ve doğru kullanmaları gerektiğini anlatan Kılıçdaroğlu, “CHP’li olmak sıradan bir olay değil toplumun saygı duyduğu kişi, demokrasiyi içselleştirmek, toplumun hiçbir kesimini ötekileştirmemek, bilgili olmak, yaşanılan sorunlarda başvurulan kişi olmak demektir. Dolayısıyla her CHP’linin böyle temel görevi olmalıdır. Kısır tartışmalardan uzak durmasıdır. Sorunlara kilitlenmek ve sorunlara çözüm üretmek demektir” diye konuştu.
‘DAHA ÇOK SİZİN DİNLEMENİZ GEREKİYOR’
Düşük oy alınan mahallelerin daha çok ziyaret edilmesi, il, ilçe, kadın ve gençlik kolları başkanlarının her ay en az bir kez toplantı yapmaları, özellikle gençlerin ve kadınların partide daha etkili olmasının sağlanması gibi konularda partilileri uyaran CHP lideri Kılıçdaroğlu, “Muhalefetin yani iktidar sahiplerinin beni dinlediğinden, daha çok sizin dinlemeniz gerekiyor. O açıklamaları geniş kitlelere sizler ulaştıracaksınız. Kadınlar evlere girecek anlatacaklar. Eğer çok büyük sorunlar varsa bunları dillendireceksiniz. Dolayısıyla sorunu yaşayan kişi bir süre sonra sorunun çözümü adresi olarak CHP’yi görecek, sorunu yaşayan kişinin yanında olacağız” dedi.
Antalya’dan bir doktorun, İstanbul’da yaşayan öksüz ailenin telefonunu verdiğini belirten Kılıçdaroğlu, “Ben il başkanımızı aradım ve genel başkan olarak Bağcılar’daki o eve gittim. Evin bütün ihtiyaçları karşılanıyor. Dolayısıyla biz sosyal demokrat bir parti olarak fakirin fukaranın yanında olan, hakkını hukukunu arayan bir partiyiz. Üreticinin hakkını arayan, oligarklara, beşli çetelere karşı mücadele eden bir partiyiz, haktan adaletten yana olan bir partiyiz. Herkesin inancına, kimliğine, yaşam tarzına saygı duyan halkın partisiyiz ve doyasıyla bu gerçeğin de bilinmesi ve her yerde anlatılması lazım” diye konuştu.
‘CHP hep eleştirir, hiç çözüm üretmez’ eleştirileri olduğuna dikkat çeken Kılıçdaroğlu, “Örgütümüzün tamamı şunu çok iyi bilsin, Türkiye’nin çözülmeyecek hiçbir sorunu yoktur. Neyi eleştirmişsek arkasından çözümü söylemişiz. Türkiye’nin sorularına çözüm üreten tek partiyiz. Bunu da rahatlıkla söyleyebilirsiniz ama sorunumuz, çözümlerimizi anlatmıyoruz, bazen hiç bilmiyoruz. Oysa ben o konuda en az 50 kez konuşmuşum, haberimiz yok. Bir kitapçık hazırladık orada çözümlerimiz de var. Kimse kusura bakmasın, partiye üye olan herkes yönetici pozisyonundaki herkes çözümlerimizi ezberleyecek. Bu işin ortası yok, ezberleyecek. Efendim ‘Ben ezberleyemiyorum, kapasitem yok’. Makamı bırakacaksın, oraya işini bilen ezberleyen birisi gelip oturacak. Kaybedecek bir günümüz bile yok. Hep beraber çalışacağız” dedi.
‘MASA BAŞINDA OTURMAYACAKSINIZ’
Partililere ‘Masa başında oturmayacaksınız’ talimatı da veren Kemal Kılıçdaroğlu, “Yeni binalar alıyoruz, içi çok güzel. İlk söylediğim şey, ‘İnşallah içi bu kadar güzel diye dışarı çıkmamazlık etmezsiniz. Dışarı çıkacaksınız’. İçeride de oturun, gayet güzel ama bizim yerimiz sokaklardır. Çiftçinin, sanayicinin, esnafın yanıdır. Gidip çözümün nasıl olduğunu anlatacağım. Yoksa masa, koltuk güzel, iki tane fotoğraf koyduk mu internete o ne kadar güzel. Yok, her birimizin alın teri dökmesi lazım. Türkiye’ye, evlatlarımıza karşı bizim sorumluluğumuz var” diye konuştu.
‘STRATEJİK ÇALIŞMAYAN KÖŞEYE ÇEKİLSİN’
Türkiye’deki siyasi partiler arasında bilgisayar altyapısı en güçlü partinin CHP olduğunu da belirten Kılıçdaroğlu, kimin geçmişte hangi sandıkta oy kullandığının bütün ayrıntılarıyla hangi mahallede, hangi sandıkta, kime ne kadar oy çıktığının, nerede düşük oy aldıklarının bilgilerinin bulunduğunu belirterek, tüm parti yöneticilerinin bu bilgilerden yararlanmalarını istedi.
Bilgiye dayalı çalışma isteyen Kılıçdaroğlu, “Ama ben şunu gayet iyi biliyorum, bu bilgiler olduğu halde yararlanmayan ve yararlanmak istemeyen arkadaşlar var. Mademki bir hesaplaşmayız, bir helalleşmeyiz, arkadaşlar bilgiden yararlanmayan, stratejik çalışmayan arkadaşımız köşeye çekilsin, ona saygı duyarız. Onun başımızın üstünde yeri var ama bizim çalışacak, üretecek, koşacak, bizim söylemlerimizi geniş kitlelere anlatacak insanlara ihtiyacımız var. Bizim iktidara ihtiyacımız var, biz Türkiye’nin var olan bütün sorunlarını çözmek istiyoruz” dedi.
6.3 MİLYON GENÇ İLK DEFA OY KULANACAK’
Gençlere de seslenen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
“Ne kadar genç partiye üye olursa o kadar mutlu olurum. 6.3 milyon genç ilk kez sandığa gidip oy kullanacak. Bu gençlerin beklentileri nedir biliyoruz. Özgürlük istiyorlar, baskı istemiyorlar, iş, aş, üretmek, bilgilerini üretime dönüştürmek istiyorlar. Dolayısıyla genç kadın ve erkeklerin partiye üye olmaları için bütün kapıları açın. Onlara her türlü imkanı sağlayın, yeri gelirse biz konuşmayalım, bırakalım onlar konuşsunlar. Onlar ülkeleri daha iyi olsun, refah düzeyi daha yüksek olsun istiyorlar ve gençler siyasete girdiğinde bu toplumun kaderi değişecektir. Cumhuriyetimizi demokrasiyle taçlandıracak olanlar da gençlerdir.”
AİLE DESTEKLERİ SİGORTASI
Kemal Kılıçdaroğlu, 1971’de kabul edilen fakat 50 yıldır uygulamaya geçmemiş olan Aile Destekleri Sigortası’nın da seçimden sonra parlamentoya ilk sevk edecekleri kanunlardan biri olduğunu belirterek, ‘Aile Destekleri Sigortası’nın geliri olmayan veya asgari ücretin altında olan bütün bireyleri ve aileleri kapsadığını, bu vatandaşlara asgari bir gelir güvencesini sağlayacağını anlattı. Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Bizim siyasetimizde dışarıdan nohuttu, makarnaydı vesaire ithal etmek yerine, tam tersine bizim üretmemiz, bereketli topraklarımızın üretim alanına dönüşmesi, bizim siyasetimiz budur. Bu olmak zorunda ve bunu siz gittiğiniz her yerde anlatmak zorundasınız. İnançla ve kararlılıkla, ‘inanıyorum ve ben bunu yapacağım’ diyeceksiniz. Karşınızdaki kişi, ‘Evet bunlar galiba bu sefer kararlı ve bunu yapacaklar’ diyecek ve yapacağız. Topluma söz verdim. Gerçekten söz verdim, bu toplumu bütün belalardan kurtaracağız beraber Millet İttifakı olarak, unuttuğu kucaklaşmayı yeniden hayata geçireceğiz.”