Kemal Kılıçdaroğlu İzmir’de Fütürizm-Apaydınlık Bir Gelecek Çalıştayı’na katıldı. Hızlı büyüme şansının yüksek yetenek inşasına bağlı olduğunu belirterek “Yüksek yetenek inşası, ülke nüfusunun ortalama yüzde 2’sini oluşturan zeki bireylerin korunması ve sorunlarının çözülmesini içerir. Bizim en büyük kaybımız; yüksek yetenekli insanların geleceğini dışarıda aramalarıdır” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu İzmir ziyareti kapsamında Türkiye Tanıtım Araştırma Demokrasi ve Laik Oluşum Vakfı (TÜLOV) tarafından ‘Yeni Bir Siyaset, Toplum ve Emek Yüzyılı’ temasıyla düzenlenen ‘Fütürizm-Apaydınlık Bir Gelecek Çalıştayı’na katıldı. Alsancak Tarihi Havagazı Fabrikası’ndaki çalıştaya Kılıçdaroğlu’nun yanı sıra, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Şerafettin Kılıç, İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel ve bilim insanları katıldı.
Kılıçdaroğlu İzmir konuşmasında, “Kendi ülkemizde yüksek yetenek inşasını sağlayamazsak, hızlı büyüme şansımızı kaybederiz. Bir ülkenin nüfusunun ortalama yüzde 2’si zeki insanlardan oluşuyor. Bu insanlar, yeni buluşlara imza atan insanlardır. Yüksek yetenek inşası, bunların korunması ve sorunlarının çözülmesini içerir. Yeni imkanlar sağlanması lazım. İngiltere’de buharla çalışan motorun keşfi, yüksek yetenek inşasını sağlayan bir ülkenin elde ettiği başarıdır. Bugün yüksek yetenek inşası konusunda en büyük çabayı gösteren ülke ABD’dir. ABD, dünyanın her tarafından en yetenekli insanları kendi ülkesinde topluyor. Acaba bizim siyasetçiler bunun ne kadar farkında? Gençlerimiz umudu dışarıya bağlıyor. En büyük kaybımız; yüksek yetenekli insanların geleceğini dışarıda aramalarıdır” dedi.
‘Bilgi üretmezsek sağlıklı büyüyemeyiz’
Yüksek yetenek inşasının önemine dikkat çeken Kılıçdaroğlu, “İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Almanya’dan kaçıp ülkeye sığınan bilim insanları, bizim çok büyük kazancımız olmuştur. 1921’de, 1925’te uçak yapan, ihraç eden 5 ülkeden biri olduk. Üniversitelerimiz bilim üretmeye başladı. Eğer üniversite bilgi üretemezse, sağlıklı büyüme şansı yoktur. Şu an üniversiteler gerçek anlamda birer üniversite mi? Bunların sorgulanması lazım
En başta bu sorgulamayı yapacak olan siyaset bilimidir. Üniversiteler bilgiyi üretecek ama elimizde kıt bir kaynak var. Bu kaynağın çok iyi planlanması lazım. Planlamayı yapacak olanlar da yetenekli ve bilgili kişilerdir. Nazım’ın bir şiiri vardı. Nazım diyor ki; bugün pazar. Bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar. Ve ben ömrümde ilk defa gökyüzünün bu kadar benden uzak, bu kadar mavi, bu kadar geniş olduğuna şaşarak kımıldamadan durdum. Eğer, çocuklarımızın merak duygusunu büyütemezsek, daha nitelikli sorular sormasını sağlayamazsak, yüksek yetenek inşasını sağlayamayız” diye konuştu.
‘Gezegenin geleceği açısından kritik bir eşikteyiz’
Son iki yılda yaşananların, insanlığın ve gezegenin geleceği açısından kritik bir eşik olduğunu söyleyen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer de “Koronavirüs salgını, iklim krizinin getirdiği seller, yangınlar ve birer toplumsal afete dönüşen hak ihlalleri, yaşam kültürümüzü değiştirmemiz gerektiğini gözler önüne seriyor. İnsanlığın yaşadığı sorunlar, sınır ve coğrafya tanımadan tüm dünyayı etkisi altına alıyor.
Bu sorunlarla başa çıkmak için birbirinden kopuk geçici çözümlerin fayda etmediğini son 1,5 yılda hep birlikte yaşadık. Geleceği ancak geçmişin sağlam temelleri üzerinde inşa edebiliriz. İklim krizinin ele alınmasında teknolojik çözümler kadar, belki de daha fazla, adına döngüsel kültür dediğimiz çok katmanlı değerler manzumesine ihtiyaç var. İzmir’deki temel hedefimiz; şehrin refahını büyütmek ve bu refahın adil paylaşımını sağlamak. Bunun için ekoloji ve ekonomi arasında bir düşman ilişkisi yerine birbirini besleyen bir uyum tesis etmek zorundayız. Burada, kadim kültürümüz kadar, değişimin gücü de önem taşıyor” dedi.