AK Parti, ‘Kentsel Dönüşüm Yasa Teklifi’ni TBMM Başkanlığı’na sundu.
AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, kamuoyunda ‘Kentsel Dönüşüm Yasası’ olarak bilinen ‘Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ne ilişkin TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Güler, Türkiye’nin, depremsellik açısından 10 üzerinden 9.3’lük bir riske sahip olduğunu söyledi. Güler, özellikle olası İstanbul depreminin görmezden gelinemeyecek bir gerçek olduğunu, dolayısıyla bu konunun şansa bırakılamayacağına dikkat çekti.
Türkiye’nin deprem başta olmak üzere afetlere dirençli hale getirilebilmesi için tek çarenin kentsel dönüşüm olduğunu bildiren Güler, “Ülke genelinde yaklaşık 31 milyon konut ve 5 milyon ticari alandan oluşan toplam 36 milyon bağımsız bölüm bulunmakta olup, bunlardan yaklaşık 6 milyonu risk altındadır ve 2 milyon bağımsız bölümün acil dönüştürülmesi gerekmektedir. Bugüne kadar da ülke genelinde yaklaşık 2 milyon 200 bin bağımsız bölümün dönüşümü tamamlandı ve yaklaşık 400 bin bağımsız bölümün de dönüşüm süreci devam etmektedir” dedi.
‘SÜRELERİ KISALTMAYA GAYRET ETTİK’
Güler, kanun teklifi ile Kahramanmaraş merkezli depremlerin etkilendiği 11 ilde yargısal süreçlerle ilgili düzenlemeyi hayata geçireceklerini aktararak, “Bu düzenlemede, ilk inceleme ve savunma verme süreleri, genel usulden daha kısa belirlenmeye gayret edilmektedir. 2577 Sayılı Yargılama Usulü Kanunu’ndaki düzenlemelerde bir yenilik getiriyoruz.
Dosyanın daha çabuk tekemmül etmesi için, savunmaya cevap ve cevaba cevap aşamaları kaldırılmaktadır. Yürütmenin durdurulması talebine ilişkin olarak verilen kararlara itiraz edilemeyeceği düzenlenmektedir. Yine keşif yapılması ve bilirkişi raporlarının teslim edilmesi bakımından da süreleri kısaltmaya gayret ettik. Tarafların hak ve menfaatlerinin korunması bakımından, zorunluluk bulunması halinde, mahkemece ilk incelemeye müteakip savunma beklenmeksizin derhal keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmasına imkan tanınmaktadır.
İstinaf yoluna başvurma ve istinaf dilekçelerine ilişkin ilk inceleme süreleriyle, istinaf dilekçesine cevap verme süresi de kısaltılmaktadır. İstinaf aşamasında kararların 2 ay içinde verilmesine yönelik de düzenleme getiriyoruz. İki farklı yargılama usulüne tabii davaların birlikte görülmemesi için tam yargı davaları ile bu madde kapsamı içerisindeki iptal davalarının birlikte görülemeyeceği de hüküm altına alınmaktadır” diye konuştu.
‘TESPİT İŞLEMLERİ HIZLI YAPILACAK’
Kanun teklifinde, riskli yapıların tespiti ve bunlara uygulanacak işlemler hakkında bilgi veren Güler, “Riskli yapıların tespitinin, maliklerce veya kiracılarca engellenmesi durumunda, mülki idare amirinden alınacak yazılı izinle, riskli yapıların çilingir vasıtasıyla açılarak söz konusu tespit işlemlerinin de daha hızlı yapılmasına imkan sağlamaktadır. Yine riskli yapıların ivedilikle tespit edilip yıktırılmasını amacıyla riskli yapı tespitini ve tahliyesine ilişkin tebliğ usulü de kolaylaştırılmaktadır. Bu kapsamda riskli yapılara ilişkin tebliğin, söz konusu yapıların kapısına asılması, maliklere e-Devlet kapısı üzerinden bildirilmesi ve ilgili muhtarlıkta ilan edilmek suretiyle tebliğin yapılmış sayılacağı da hüküm altına alınmaktadır” dedi.
Güler, teklifte anlaşma ile tahliyesi gerçekleştirilen riskli yapıların hak sahiplerine mali yardım yapılmasına imkan sağlandığını belirtti. Güler, riskli yapı olarak tespit edilen yapıların yıktırılması için yapı maliklerine tek seferlik 90 güne kadar ek süre verilmesinin de kanun teklifinde yer aldığını söyledi. Güler, riskli yapılara ilişkin daha önce bina sakinlerinin 3’te 2 çoğunluğuyla alınan kararların artık salt çoğunluk, yüzde 50+1 ile alınmasının hüküm altına alındığını bildirdi.