Kıymetli okurlarım, bir yüz yıl önce kurulan kutlu devletimizin 2. Yüz yılına giriyoruz. Bu yüzyıla bir seçim ile başlamak kader midir değil midir bilemem, lakin güzel bir başlangıç olmasını temenni ediyorum.
Olayın siyasal boyutunu bu konudaki uzmanlara bırakmayı uygun buluyorum. Ben, meseleye ülkemin geleceği açısından bakmayı tercih ederim. Yeni yüzyılımız da, yaşanan seçim de milletimize hayırlı olsun ancak, ülkemin önünde gerçekten ciddi meseleler var.
Seçimin belirlenmiş, neticelenmiş olması bu sorunları ortadan kaldırmıyor. Lakin, çözümü için yeni bir yol açıyor. Geniş pencereden bakıldığında ülkemde yapılan seçim sonucunu dünyanın her tarafındaki dindaşımız, milletimizin mensubu milyonlar takip ediyor ise bu bizler için önemli bir mesajdır. Takip edebildiğim kadarıyla tüm Türk dünyasının, tüm ümmetin gözü kulağı buradaydı. Bu durumun ne manaya geldiğini zannediyorum herkes biliyor.
Siyasi meselelere takılmamak adına daha fazla detaya girmek istemiyorum lakin unutulmamalıdır ki, “Türkiye kendisinden daha büyüktür.” Evvelki yazılarımı takip edenler anımsayacaktır tarihin pençelerine açmış olduğumuz sayfalarda milletimizin her daim hazır, güçlü ve dirayetli olması gerektiği aşikârdır. Tarihin bize yüklediği sorumluluk bizi göreve çağırıyor. Kızılelma hedefi her daim önümüzde bulunuyor. Bu nedenle yaşanmış seçimi ardımızda bırakmak ve çözüm bekleyen meselelerle birlikte ülkemizin hedeflerine ulaşması için çalışmaya, gayret etmeye devam etmeliyiz. Bu vesileyle; Oy tercihi tarafınız ne olursa olsun, ortak kaygımız vatan olmalıdır. Neticede acımız da bir, sevincimiz de birdir.
Millet olarak farkı görüşlere sahip olabiliriz ama aynı hedeflerde olmamız icap etmektedir. Bunun tarihin her sayfasında örnekleri bulunmakta olduğu gibi günümüzde de vardır. Bildiğiniz üzere 6 Şubat 2023 Depremi ile hep birlikte üzüldük, hep birlikte el birliğiyle el ele gönül gönüle verdik. Ancak, sevinçlerimizi ortak yaşayamadık. Örneğin; TOGG ile birlikte sevinemedik, Karadeniz Gazı ile birlikte sevinemedik, TCG Anadolu ile birlikte sevinemedik, IHA-SIHA, KIZILELMA ile birlikte sevinemedik. Oysa birlikte sevinebilmeliydik. Çünkü bu değerler bizim ve başka Türkiye de yok.
Bugün ufka açılmış bir yol var ise, yarın ki nesiller bu yolu ufkun ötesine taşıyacaktır. Dün bu devleti düşman çizmelerinden kurtaran ve sancağı göndere çeken Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Kazım Karabekir Paşa, Mareşal Fevzi Çakmak Paşa gibi büyüklerimiz o sancağı sonraki nesillere devrettiyse, bugün ki devlet büyükleri de kutlu sancağı yarın gençlere devredecektir. Bana göre göz önüne alınması icap eden asıl konu ise şudur.
Bugün dünden zor idi. Yarın, bugünden zor görünüyor ve sonraki gün, yarından daha zor olacak. Her devrin zorluğu kendi çağına göredir ama gelen her çağ öncekinden daha zordur. Hem değişen dünyanın gerekliliği hem de ahir zamanın gerekliliği bu durumu doğrulamaktadır. İşte, daha zor olan zaman bugün ki gençlerin zamanı olacaktır. O sebeple, gençlerimize ve çocuklarımıza özel ihtimam göstermek zorundayız. Gençlere dilimizi, dinimizi, tarihimizi, kültür ve medeniyetinizi, gerçek manada düşmanımızı öğretmek zorundayız. Yoksa bugün ki kazanımlarımız yarın başkalarının elinde bertaraf edilip, atalardan miras vatanımız, bayrağımız yâd ellerde heba olacaktır. Buna müsaade edilmemelidir diyerek hepinize esenlikler diler.