2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları’ndan karatede bronz madalya kazanan Uğur Aktaş, “Kas yırtığına rağmen bronz madalya kazandım” dedi.
Uğur Aktaş “Ülkeme altın madalya ile dönmek için elimden gelen ne varsa yaptım, mücadelemi gösterdim. Yarı finalde ayağımda ikinci derecede kas yırtığı oluştu. Son 1 dakika, 15-20 saniye kala bu sakatlığı yaşadım. Bu da beni olumsuz etkiledi. 2-2 olan maçın sonucunda ilk puanı rakibim aldığı için kaybetmiş oldum. O acıyı o an belli etmemeye çalıştım, bronz madalya kazanmak nasip oldu. Bu sene dünya şampiyonluğunu alıp adımı tarihe yazdırmak istiyorum” dedi.
2020 Tokyo Olimpiyatları‘nda erkekler kumite +75 kiloda yarı finalde İranlı rakibi Sajad Ganjzadeh’e yenilerek bronz madalya kazanan milli kareteci Uğur Aktaş, eğitim gördüğü İstanbul Aydın Üniversitesi’nde arkadaşları tarafından coşkuyla karşılandı.
Üniversitenin Mütevelli Heyeti Başkanı Doç. Dr. Mustafa Aydın da, Aktaş’a plaket takdim etti. Olimpiyatlarda ilk kez temsil edilen karate branşı için Aktaş, “Karatenin bir daha olimpiyatlarda yer alıp almaması hala tartışılan bir durum, olmayabilir. Belki ilk belki son olimpiyat olacak bunu da bilemiyoruz. Bu yüzden heyecanımız çok yüksekti. Orada bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirip ülkeme altın madalya ile dönmek için elimden gelen ne varsa yaptım, mücadelemi gösterdim. Bronz madalya kazanmak nasip oldu. Orada dünyanın en iyi 10 sporcusu yer alıyordu. Ben de bunların arasından 3’üncü sırada yer almış oldum” diye konuştu.
“BİZDEN ÖNCEKİ SPORCULARIN HAYALİ BİZE NASİP OLDU”
Olimpiyatlarda karate serüvenin biraz daha uzun olduğuna dikkat çeken Aktaş, “2016 yılında karatenin ilk defa Tokyo 2020 Olimpiyatları’nda yer alacağı açıklandı ve biz bu açıklamayla beraber heyecanlanıp mutlu olduk. Yıllarca bizden önce milli takımda bulunan ağabeylerimiz, ablalarımızın hayal ettiği bir şey bize nasip oldu. Bu süreçten sonra çok yoğun çalışmalar içerisine girdik. 2018 yılından itibaren olimpiyat oyunlarına vize alabilmemiz için yaklaşık 24 maça katıldık. İlk olduğu için de kota sayısı sınırlıydı ve o yüzden kendi sıkletimde kota kazanabilmem için ilk 2 pozisyonunda olmam gerekiyordu. 24 maçın sonucunda birinci olarak kota kazandım” ifadelerini kullandı.
“KAS YIRTIĞI ACISINI BELLİ ETMEMEYE ÇALIŞTIM”
Yarı finalde ayapubda ikinci derecede kas yırtığı oluştuğunu belirten Aktaş, “O yüzden son 1 dakika, 15-20 saniye kala bu sakatlığı yaşadım. Bu da beni olumsuz etkiledi. 2-2 olan maçın sonucunda ilk puanı rakibim aldığı için kaybetmiş oldum. O acıyı o an belli etmemeye çalıştım, bronz madalya kazanmak nasip oldu. Bana çok büyük bir acı verdi ama çok şükür bronz madalyanın heyecanını ve gururunu tarif edemem. Kendi emeklerime, gösterdiğim başarıyla büyük gurur duydum ama arka planda ailem, ülkem, milli takımımız, İstanbul Aydın Üniversitesi onların da gururlandığını ve mutlu olduğunu görünce ben kendimle bir kez daha iftihar ettim” dedi.
“ADIMI TARİHE YAZDIRMAK İSTİYORUM”
Milli karateci Aktaş, Kasım ayında gerçekleşecek Dünya Şampiyonası için büyük hedefleri olduğuna dikkat çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ben geçtiğimiz Dünya Şampiyonası’nda 10 saniye ile dünya şampiyonluğunu kaçırıp üçüncü olmuştum. Bu yüzden çok üzülmüştüm ve sonrasında birkaç ay kendime gelememiştim. O da çok büyük başarı. Bu sene formum da yüksekken inşallah dünya şampiyonluğunu da almak istiyorum. İlerleyen süreçlerde de Avrupa ve Dünya Şampiyonaları’nda aldığım başarıları tekrarlayıp adımı tarihe yazdırmak istiyorum.”
HEM MÜHENDİS, HEM DE MİLLİ KARATECİ
Sporcu kimliğinin yanı sıra elektrik elektronik mühendisi de olan Aktaş, karatenin hayatı disipline sokan bir spor olduğunu söyledi. Zaman planlamasının bu süreçte çok önemli olduğunu vurgulayan Aktaş, “Her şeyi belli bir disiplin içerisinde yürütüyorsunuz. İstenildiği zaman her şeye vakit ayrılabiliyor. Sporu dersten biraz uzaklaşıp o stresi attığım bir şey olarak da görüyordum. Fiziksel aktivite ile zihnimi boşaltarak derslere daha çok yoğunlaşmayı da hedefliyordum.
İnsanların kendine bir amaç belirlemesi çok önemli. ‘Ne yapmak istiyorum’ diye başlamak gerekiyor. Ben sporda ve eğitimde de başarılı olmak istedim. Her şeyin belli bir zamanı olduğu için sorunsuz bir şekilde işliyor. Milli takımda çok yoğun süreçlerden geçtim. Hem 21 yaş altı kategorisinde hem de büyükler kategorisinde. Bir maçtan gelip diğer maçın kampına ve maçına gidiyordum. Derslerimi de bu süreçte takip etmeyi hiçbir zaman bırakmadım. Bu üniversite spora ve sporcuya da çok destek veren bir üniversite. Burada bulunduğum için de mutlu ve gururluyum” ifadelerini kullandı.