Türkiye İş Bankası’nın çocuklara küçük yaşlardan itibaren okuma alışkanlığı kazandırmak amacıyla yürüttüğü “Karneni Göster Kitabını Al” kampanyası 15 yılı geride bıraktı. Banka, kampanya çerçevesinde öğrencilerin kitaplarını bugünden itibaren şubelerden alabileceğini duyurdu.
İş Bankası’nın; çocuklara küçük yaşlardan itibaren kitap okuma alışkanlığını kazandırmak, onların hayal güçlerini geliştirmek, merak duygularını uyandırmak, bilim ve akıl yolunda kişisel gelişimlerini desteklemek amacıyla 2007-2008 eğitim öğretim yılında başlattığı kampanya kapsamında 14 yılda 14 milyonu aşkın kitap çocuklarla buluşturuldu.
Kampanyada bu yıl Arthur Conan Doyle’un kaleme aldığı “Sherlock Holmes’un Maceraları” ile Frances Hodgson Burnett’in yazdığı, okuyucuyu gizemli bir maceraya sürükleyen “Gizli Bahçe” adlı eserler sunulduğu açıklanırken, öğrencilerin bugünden itibaren, İş Bankası şubelerine giderek “Sherlock Holmes’un Maceraları” kitabını alabileceği de bildirildi.
CEZAEVLERİNDEKİ ÇOCUKLARA DA KİTAP GÖNDERİLECEK
Kampanya kapsamında, yatılı bölge okulları, sevgi evleri, çocuk ve gençlik kapalı cezaevlerindeki çocuklara da kitap gönderilecek. Braille alfabesi ile basılı kitaplar, görme engelli çocukların eğitim gördüğü okullara ulaştırılacak. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları tarafından hazırlanan bu yılki kitaplar için kampanyanın başından bu yana desteğini esirgemeyen gazeteci yazar Doğan Hızlan, çocukları okumaya teşvik edecek düşüncelerini paylaştığı bir önsöz kaleme aldı.
“KİTAP OKUMAK DÜNÜ, BUGÜNÜ, YARINI OKUMAK VE ANLAMAK DEMEKTİR”
İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, kampanyaya dair yaptığı açıklamada, “Kitap okumak; dünü, bugünü ve yarını okumak, anlamak demektir. Dünyaya farklı pencerelerden bakmamızı sağlayan, hayal gücümüzü, dilimizi geliştiren, zihnimizi güçlendiren kitaplar sayesinde aynı zamanda bambaşka öykülerin, hikâyelerin de tanığı oluyor, başkalarının hayatları üzerinden değişik yolculuklara çıkıyoruz” dedi.
Gelecek nesillerin kaliteli ve iyi eğitim almalarının, bilimin temeli olan merak duygularının gelişmesinin önemine dikkat çeken ve bunun ancak çocukların daha fazla kitap okumalarıyla mümkün olacağını vurgulayan Aran, “Alacağımız eğitimler bilgi ve deneyimle birleşirse fark yaratabiliriz. Bu üçünü besleyecek, sürekli taze tutacak en önemli unsur ise okumak. Bu yıl 15. kez gerçekleştirdiğimiz kampanyamız da çocuklarımıza güzel bir gelecek bırakma, kaliteli ve iyi eğitim alan nesiller yetiştirilmesine katkıda bulunma amacımızın bir yansıması” diye konuştu.
Dijital dünyanın içine doğan ve neredeyse teknolojiyle kuşatılmış bir evrende yaşayan çocukların, okuma faaliyetlerini dijital ortamda gerçekleştirmeyi de tercih edebildiklerini belirten Aran, “Bir kitabın sayfalarına dokunmanın, kağıda has kokuyu duymanın, o eseri fiziki olarak kitaplıkta tutmanın, etkileyici cümlelerin ve sözlerin kalemle altını çizmenin hazzı tabii ki başka…
Ama teknoloji ve dijitalleşmenin, toplumda bir nevi okumanın da yeni bir türünü var ettiğini söyleyebiliriz. Yüz yıllardır matbaalarda üretilen basılı kitaplar, mecralar üzerinden süren okuma biçimi özellikle gençlerde dijital okumayla çeşitlenirken, buna kayıtsız kalmak olmaz. Biz de kampanyamızı alışkanlıklardaki değişimlere göre önümüzdeki dönemlerde geliştirmeye devam edeceğiz” diye konuştu.
“HER KİTAP YAŞAMIMIZIN BİR PARÇASIDIR, UFKUMUZU BİRAZ DAHA GENİŞLETİR”
Gazeteci yazar Doğan Hızlan da kampanyaya dair çocuklara yönelik mesajında, güneş, deniz kadar kitabın da bir tatilin vazgeçilmezleri arasında olduğunu vurgulayarak, “Her kitap yaşamımızın bir parçasıdır, her kitap ufkumuzu biraz daha genişletir. ‘Karneni Göster Kitabını Al’ kampanyasında değişik konularda şimdiye kadar dağıtılan kitaplar, serüven duygusunu da bizlere aktarırlar.
Gelişen teknolojinin, bilimkurgunun en çok okunan kitaplar listesinde yer alması bugünün beğenisini de ortaya koymaktadır. Ancak geçmişten bugüne bütün ögelerin tarihini okuduğunuzda, bugünün tadına daha çok varırsınız. Televizyonlarda, internette görülen öykülerin doğuşu merakı arttıracaktır. Kampanya ile çocuklarla buluşturulan kitaplar kaba kuvvetin kötülüğün işe yaramadığını; sevgiyi, anlaşmayı, farklı düşüncelere saygılı olmayı; sorunları bilgi ve zekâ ile çözebileceğimizi öğretiyor” dedi.