Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tiyatro Topluluğu öğrencileri, ‘5 Mayıs Dünya Pulmoner Hipertansiyon Farkındalık Günü’ kapsamında, bir Pulmoner hipertansiyon hastasının yaşamını anlatan ‘Karanlıktan Sızan Işık’ tiyatro oyununu Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde sergiledi.
Akciğer Damar Hastalıkları ve Araştırma Derneği, Türk Pediatrik Kardiyoloji ve Kalp Cerrahisi Derneği, Türk Kardiyoloji Derneği ve Pulmoner Hipertansiyon ve Skleroderma Hasta Derneği, ‘Dünya Pulmoner Hipertansiyon Farkındalık Günü’ kapsamında düzenlenen tiyatro gösterisinde bir araya geldi. Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tiyatro Topluluğu öğrencileri, ‘Karanlıktan Sızan Işık’ tiyatro oyunu ile oyunu izlemeye gelen ‘Pulmoner Hipertansiyon’ hastalarına ve ailelerine moral verdi.
Etkinliğin mimarlarından, Gazi Üniversitesi Çocuk Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Serdar Kula, ‘5 Mayıs Dünya Pulmoner Hipertansiyon Farkındalık Günü’ kapsamında sahnelenen tiyatro gösterisini hastaların yaşadıkları problemlere dikkat çekmek için düzenlediklerini belirterek, “Bu tiyatro oyunu ile bir farkındalık projesi gerçekleştirdik ve bu oyunun en önemli özelliği geleceğin doktorları tarafından kaleme alınmış olması ve daha önce hiç benzerinin olmaması diyebilirim. Oyun, hastaların yaşadıkları ve açıkçası hayal edip yapamadıkları ve hastalık boyunca nasıl bir süreç geçirdiklerini herkese göstermek adına sahnelendi. Sahnedeki oyuncuların hepsi Gazi Üniversite Tıp Fakültesi Tiyatro Topluluğu oyuncuları ve geleceğin hekimleri. Bu proje hastalarımızı ne kadar önemsediğimizi, onlara ne kadar değer verdiğimizi gösteren bir etkinlik. Ayrıca bu ve benzeri etkinlikler çoğalırsa doktorların şiddet konusunda daha az olayla karşılaşacağını düşünüyorum” dedi.
‘AKCİĞERİNİZİ ELİNİZDE TAŞIDIĞINIZI DÜŞÜNÜN’
3 bilimsel dernekle birlikte ilk kez bir araya gelerek etkinlikler gerçekleştirdiklerini söyleyen Pulmoner Hipertansiyon ve Skleroderma Hasta Derneği Başkanı Meltem Ak, tüm paydaşlarla birlikte olmaktan büyük mutluluk duyduğunu belirterek, “Biz hasta ve hasta yakınlarının oluşturduğu bir derneğiz. Bünyemizde çok çeşitli nadir hastalıklar yer alıyor ve hipertansiyon da bunlardan biri. Bizim çok önem verdiğimiz bir alan. Bu hastalıkla yaşamanın aslında nasıl olduğunu, hastalarımızdan, hasta yakınlarımızdan sizlerin de dinlemeniz çok arzu ederiz. Ancak çok basit bir şey değil.
Anlatmak gerekirse, yüzünüze 3-4 tane maskeyi takıp bir fiziksel aktivite gerçekleştirmeye çalıştığınızı, akciğerinizi elinizde taşıdığınızı ve bir oksijen cihazıyla gezerek bu tarz şikâyetlerle nasıl yaşayabileceğinizi düşünün. Elbette ki çok kıymetli doktorlarımızla ve bilimsel derneklerle birlikte hastalarımızla bu yolda birlikte ilerlemeye, onlara destek olmaya, farkındalık yaratmaya çalışıyoruz. Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencilerinin bu farkındalığı arttırmak adına sağ olsunlar çok güzel bir ekiple hazırladıkları bir oyun var. Biz de bir hasta derneği olarak ve aynı zamanda hastalarımızla birlikte burada yer almaktan mutluluk ve gurur duyuyoruz” diye konuştu.
‘DONÖR KONUSUNDA GERİDEYİZ’
Pulmoner Hipertansiyon hastalarının hayatta kalabilmesi için akciğer nakline ihtiyaç duyduğunu belirten Türk Pediatrik Kardiyoloji ve Kalp Cerrahisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Ercan Tutar, “Bu derneğin içinde hipertansiyon konusu özellikle son 15 yıldır gündemde olan bir konu. ‘Pulmoner Hipertansiyon ve kalp yetersizliği çalışma grubu’ isminde bir çalışma grubumuz var. Son 6 yıldır da bizim derneğimiz çatısı altında faaliyetlerini yürütüyor şu andaki başkanı da Sayın Dr. Serdar Kula arkadaşımız. Hastalık bir kere bilindikten sonra tedavisi tabii en son çare akciğer naklidir.
Oraya kadar giden süreçte, ilaç tedavileriyle, gerektiğinde başka tedavilerle de hastaları desteklemek önemli. Hastaların yaşam süresini uzatmamız gerekiyor ki akciğer nakline gitmesi gereken hastaları da bu aşamaya ulaştırabilelim. Organ nakli konusunda ‘donör’ dediğimiz, verici eksikliği nedeniyle hem kalp hem de akciğer naklinde dünya ölçeğinde çok geri bir yerdeyiz. Bununla ilgili de organ bağışının da burada bir kere daha önemini vurgulamak istiyorum” dedi.
Gazi Tıp öğrencileri ile aylar süren çalışmalar sonrasında eserin ortaya çıktığını söyleyen oyunun yönetmeni Tamer Aykut ise, “Oyunun ismi, hikâyesi ve finali bize şunu bir kez daha hatırlatıyor ki: karanlıktan ve tüm karanlıklardan sızan ışık yani bir umut her zaman vardır. Bu mesajı bu toplumla paylaşmak istedik” ifadelerinde bulundu.