Ekrem İmamoğlu, “Cumhuriyet Halk Partisi olarak kapımızı kim çalarsa başımızın üstünde yeri var. Birileri gibi o partiliymiş, bu partiliymiş bakmayız” dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu, çeşitli ziyaretlerde bulunmak üzere Adıyaman’ın Gölbaşı ilçesine geldi. Belediye Başkanı İskender Yıldırım’ı ziyaret eden İmamoğlu’nu CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, CHP Adıyaman Milletvekili Abdurrahman Tutdere, CHP Adıyaman İl Başkanı Mehmet Sırrı Burak Binzet ve partililer karşıladı. Ziyaretin ardından Karaağaç Caddesi’nde otobüsten halka seslenen İmamoğlu, “Bugün Cumhuriyet Halk Parti’li belediye başkanımızın misafiriyiz ama biliniz ki kapımızı kim çalarsa kim destek isterse başımızın üstünde yeri var. Birileri gibi değil biz o partiliymiş, bu partiliymiş bakmayız. Biz şunu biliyoruz. Benim makamım da milletin. İstanbul Büyükşehir Belediyesi de milletin. O bildiğiniz bütün makamlar milletin. O makamlar sizin. Dolayısıyla elbette ki kapımızı çalan başka belediyeler de olsa kesinlikle başımızın üstünde yeri var. Bu memleketin her insanını eşitlemek zorundayız.
Benim çocuklarım, yaşama tutunup büyüyorsa iyi eğitim almak zorunda, ona imkanı sağlamak zorundayız. Yeter mi? Yetmez. Hayata atılacak gencimiz iş bulacak. Okumuş, birikim yapmış, işiyle hayata tutunacak, yuva kuracak, geleceğini şekillendirecek. İlla ona dayı mı lazım? İlla ona torpil mi lazım? Yok. Artık liyakat kazanacak. Benim çok yakın tanıdığım gençle şuradan herhangi bir genç kardeşimizin, Ekrem İmamoğlu olarak söylüyorum şunu, vicdanımda ve adaletimde tamamen eşittir. Ve bu memleketin en doğusundan en batısına en güneyinden en kuzeyine her yurttaşımız eşittir. Kim olursa olsun 84 milyon insanımızın kazanması için çalışacağız” diye konuştu.
‘YETER ARTIK, MİLLET KAZANACAK’
Emeğin hakkının millete verilmesi gerektiğini vurgulayan İmamoğlu, şunları söyledi:
“Benim doğduğum köy 40 haneydi. Benim annem, babam, büyüklerim de tütün yapardı. Tütün yapmayı bilirim, emeği bilirim, bir tütünün çocuk gibi bakıldığını ve ürüne dönüştüğünü bilirim. Onda 14 ay emek vardır. Gölbaşı’nın topraklarında da tütün yetiştiği için dedim ki o emeği bilirim. Ben o eldeki zifir kokusunu bilirim. Kokusu ekmeğe bulaşır, ekmeği yerken bile tütünle yer gibi olursun. Emeğin hakkını bu millete vereceksin kardeşim. Sakın aranıza nifak sokanlara inanmayın. Sakın birilerini kötüleyerek oy kazanmak isteyenlere aldırmayın.
Kulağınızı tıkayın, kötü konuşanların sözlerinin sahibine ait olduğunu unutmayın. Yüzünüzü, bağrınızı, zihninizi güzel sözlere çevirin. Güzel dili dinleyin, projeleri dinleyin, iş üretenleri dinleyin; iş yapmak isteyenleri engelleyenleri dinlemeyin. Onlara kulaklarınızı tıkayın. Kendi çıkarları için değerleri kullanan inancı, başka değerlerimizi, milli değerlerimizi kullananlara kulağınızı tıkayın. Hepimizin milli değerleri kimseye ait değil. Kimse inanç değerlerimiz üzerinden siyaset yapmaya, oy devşirmeye kalkmasın. Onlara bakmayın. Yeni bir gelecek yeni bir süreç başlıyor. Türkiye’nin geleceği için biz de bu sürecin neferleriyiz. Çünkü yeter artık, millet kazanacak.”