Eskiden çiftçilik ve tarım işçiliği yapan kadınlardan Fatma Yaşar ile Mevlam Konar, çapaları ve fırçaları ile kentin tekstil tarihine ışık tutmak için görev yapıyor.
Denizli’nin Çal ilçesinde, 6 yıl önce kazı çalışmalarına başlanan ve 8 bin 600 yıl öncesine ait kemikten iğne ve ip eğirmeye yarayan ağırşaklar bulunan Ekşi Höyük’te, yörede yaşayan kadınlar da çalışmaya başladı. Eskiden çiftçilik ve tarım işçiliği yapan kadınlardan Fatma Yaşar ile Mevlam Konar, çapaları ve fırçaları ile kentin tekstil tarihine ışık tutmak için görev yapıyor.
Dayılar Mahallesi’nde Batı Anadolu’nun en eski yerleşim yerlerinden Ekşi Höyük’te Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fulya Dedeoğlu Konakçı başkanlığında 6 yıldır süren kazılarda, gün yüzüne çıkarılan kemikten iğne, ip eğirmeye yarayan ağırşaklar ve oyulmuş yuvarlak taşlar, kentin tekstil geçmişine ilişkin önemli veriler sunuyor.
Bölgede insanlık tarihine ışık tutan kazı çalışmalarında, Dayılar ve Konak mahallelerinde yaşayan kadınlar da yer alıyor. Eskiden çiftçilik ve tarım işçiliği yapan kadınlardan Fatma Yaşar ve Mevlam Konar, Ekşi Höyük kazılarında çalışarak tarihi eserlerin gün yüzüne çıkmasına yardımcı oluyor. Kazı alanında çapa ve fırça ile 8 saat boyunca titizlikle çalışan kadınlar, akademisyenlerin yürüttüğü çalışmalara önemli katkı sunuyor.
Kazı çalışmaları hakkında bilgi veren Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fulya Dedeoğlu Konakçı, Ekşi Höyük’te bulunan 8 bin 600 yıl öncesine ait bulgular ile tekstil tarihine ışık tuttuklarını dile getirdi. Kazıda bölge halkından çalışanların da yer aldığını dile getiren Konakçı, “Burada Dayılar ve Konak mahallelerinden çalışanlarımız var. Bunlardan bir kısmı kadın personellerimiz. İşleri çapa ve fırça ile yürüttüğümüz için kendilerinin bize önemli katkısı oluyor. Son derece dikkatli kadın detayı ile çalışmalarını yürütüyorlar. Onlarla çalışmaktan çok mutluyuz. Hep birlikte titizlikle tarihi aydınlatmak için çalışıyoruz” dedi.
‘DİKKATLİ KAZMAK GEREKİYOR’
Ekşi Höyük’teki kazı çalışmalarında yer alan kadınlardan 2 çocuk ve 6 torunu olan 55 yaşındaki Fatma Yaşar, yeni işini severek yaptığını belirtti. Çocukluktan bu yana tarlalarda yaptığı çapa ve temizlik işlerinin bir benzerini burada da yaptıklarını dile getiren Yaşar, “Eskiden tarlada pancar, ay çekirdeği çapası yapıyorduk. Şimdi de Ekşi Höyük’te kazı yapıyoruz. Tarihi eserleri bulmak için çalışıyoruz. Burada çalışmak benim için fazla zor değil. Tarla işlerinden biraz daha zor diyebilirim. Çünkü dikkatlice kazmak gerekiyor. Ortaya bir tarihi eser çıkardığımızda mutlu oluyoruz. Arkeologlar ile çok yakın bir ilişki var. Onlarla arkadaş, kardeş gibiyiz. Daha önce böyle bir kazı çalışmasında yer alacağım aklıma gelmezdi” dedi.
‘TARİHİ ALANDA ÇALIŞMAYI SEVİYORUM’
Ekşi Höyük’te 6 yıldır kazı işlerinde görev yapan 62 yaşındaki Mevlam Konar ise, “Ömrüm boyunca tarlalarda çapa yaptım. 7 yıldır buradaki kazılarda görev alıyorum. Eskiden domates, biber patlıcan ve pancar üretimi yaparken şimdi arkeologlarla birlikte çalışıyorum. Çapa ile kazı, fırça ile ince işçilik yapıyorum. Tarihi bir alanda çalışmayı çok sevdim. Buradan elde ettiğim gelirle aile ekonomisine katkı sağlıyorum. Burada tarihi bir alanda nasıl kazı yapılacağını öğrendim. Daha önce burada bir kaç kez tarihi objeler buldum. Bu çok güzel bir duygu. Burada severek çalışıyorum” diye konuştu.