AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Vedat Demiröz, “Diğer partilerin tek bir projeleri yok, elle gösterecek bir yatırımları yok. Sadece laf. 2019’da aldıkları belediyeler var, bu defa da aldılar. Gidip görün İzmir’de balıklar bile hava alamıyor, İzmir’e girilmiyor. İstanbul kim tarafından yönetiliyor? ‘Başkan nerede’ desen, ortada yok. Ankara yine öyle. İnanın sadece yaptıkları birbirlerinin ayağına basmak, birbirlerinin arkasından kumpas kurmak” dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Vedat Demiröz, ‘Türkiye Buluşmaları’ programı kapsamında Burdur’a geldi. Öğretmenevi Salonu’nda STK temsilcileriyle bir araya gelen Demiröz, yaptığı konuşmada, “Türkiye Buluşmaları adı altında böyle bir program düzenlendi. Bu niye gerekli? Geçen ağustos ayında AK Parti’nin 23’üncü kuruluş yılımızı kutladık ve şunu gördük; 31 Mart’tan sonra parti olarak millet bize ne söyledi? Bu sandık bize ne gösterdi? Ne yapmamız gerektiğini, sorumluluklarımız nedir diye kendi aramızda aylarca süren istişareler yaptık ve sonuçta biz bu ülkenin insanıyla, bu ülkenin milletiyle, Türkiye ile bu milletle bir kader ortaklığı yaptığımız ve bu ülkeyi birlikte idare etmemiz gerektiğini diğer başka grup parti ne derseniz hiçbirinin Türkiye’yi yönetmeyle ilgili hiçbir hazırlığının, projelerinin olmadığını ve bu nedenle de bu ülkeyi AK Parti’nin yönetmesi gerektiğini, yönetebileceğini, sürdürebileceğine inandık. Bu amaçla da tekrar ‘Bismillah’ diyerek bütün ekip halinde Türkiye’nin her köşesine, her ilçesine, her beldesine gitme kararı aldık” dedi.
AK Parti’nin Türkiye’nin her tarafında hiçbir ayrım yapmadan, her bölgeye yatırım yapan bir parti olduğunu belirten Demiröz, “Bu millet hizmeti hak etmiş. Biz de bu millete hizmet etmek için çaba sarf etmişiz. Diğer partilerin tek bir projeleri yok, elle gösterecek bir yatırımları yok. Sadece laf. 2019’da aldıkları belediyeler var, bu defa da aldılar. Gidip görün İzmir’de balıklar bile hava alamıyor, İzmir’e girilmiyor. İstanbul kim tarafından yönetiliyor? ‘Başkan nerede’ desen, ortada yok. Ankara yine öyle. İnanın sadece yaptıkları birbirlerinin ayağına basmak, birbirlerinin arkasından kumpas kurmak. Başka da hiçbir şey yaptıkları yok. Biz bu milleti bu insanlara teslim etme durumunda değiliz. Bunu yapamayız. Biz bu milletin derdiyle dertlenmişiz” diye konuştu.
İşçi, memur, emeklinin sıkıntılarını çok iyi anladıklarını kaydeden Vedat Demiröz, şöyle devam etti:
“Her ne kadar sıkıntılarımız olsa bile ‘İman varsa imkan da vardır’ diyoruz. Her ne kadar pandemi, savaş, arkasından asrın depremi; bunlar gerçekten bizi, ekonomimizi sarsan büyük olaylar ama bütün bunlara rağmen toparlanma dönemine ve Türkiye ekonomisini tekrar eski düzeyine getirme çalışmaları başlamıştır. 15 Temmuz 2016’da enflasyon yüzde 6’lar civarındayken faizler 4,5’larda iken yaşadığımız olayları gördünüz. İçeriden ve dışarıdan destekli. Bu ülkenin demokrasisine, özgürlüğüne, ekonomisine, her şeyine vurulan darbeyi gördünüz. İçeriden ve dışarıdan destekçilerini de gördünüz. Daha sonraki gelişmelerde pandemi dönemi, savaş ve daha sonraki deprem ki bize 100 milyar dolar maliyeti. En azından ülkenin fiyat istikrarsızlığı bakımından bir dengesizliğe girdiği hepimizce malum. Bunu inkar etmek mümkün değil.”
657 SAYILI YASA GÖZDEN GEÇİRİLMELİ’
Bartın’da şu anda çalışan memur sayısına değindiğini hatırlatan Vedat Demiröz, “5 milyon 300 bine yakın memurumuz oldu. Biz geldiğimizde Türkiye 68 milyondu, 2,3 milyon memur vardı. Şu anda nüfusumuzun 150 milyon olması gerekiyor. E-devlet uygulayan dünyanın ilk 5 ülkesi haline geldik. Bütün işlemler masa başından yapılıyor. Bütün buna rağmen 5 milyon 300 bin kişilik memur kadrosunun olması bu nüfusa göre fazla. Öğretmen için bir şey demiyorum. Gerçi öğretmen sayısında da Avrupa ortalamasına göre Türkiye’nin durumu fena değil. Bazı yerlerde öğretmen açığından bahsediliyor bazı yerlerde şişme, bazı yerlerde açık var. Memur sayımız gerçekten fazla. Memurlar 657 sayılı Devlet Memurları Yasasındaki koruma kalkanının altına giriyorlar, hiçbir şekilde onların işten el çektirilmeleri mümkün değil. Performansa gelince ‘Aman böyle bir şeye girmeyin’ diye endişeleri var.
Türkiye’nin bütçesi, gelirleri, giderleri belli. Ülkenin bütçesinin yüzde 30, 35, 40’lara doğru gidiyoruz. 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’nın tekrar gözden geçirilmesi, asra, zamana çağdaş ülkelerin uyguladığı şekle getirilmesi gerekiyor. Aynı şekilde Sosyal Güvenlik Kurumu. Bildiğiniz gibi EYT ihtiyaç veya baskı ne derseniz deyin çıkarıldı ve ondan sonra Türkiye’deki 10,5 milyon emekli sayısı 16 milyonlara geldi ve Sosyal Güvenlik Kurumu’nun dengesi bozuldu. 2,5 kişi çalışıp bir kişiye emekli maaşı verebilirken şimdi 1,5 kişinin karşılığında ancak verilebiliyor ki işte emeklilerin sıkıntısı burada. Mutlak surette Sosyal Güvenlik Kurumumuzu da yeniden yapılandırmalıyız. Bunların çalışmalarını başlatmalıyız. Bu benim önerim. Benim kendi şahsi düşüncelerime göre hem 657 sayılı Devlet Memurları Yasası hem de Sosyal Güvenlik Kurumu’nun yapısı, bu sistem tekrar gözden geçirilmeli.”