İyilik bir niyet midir yoksa aptallık mı? Sizlerde iyi olmanızın bedelini zaman zaman ağır ödediniz mi?
Bazen bunu mantık mı? duygular mı? Bu yüzden mi kaybediyorum acaba? diye sorgularken buluyorsanız kendinizi sorgulamayın. Kaybedeceğimizi bilsek de duygularımızı seçelim çünkü insanız ve insan duygulardan ibarettir bence.
Kalp her zaman doğru yönlendirir. Ve yönlendirirken der ki; “mantığına yatmayan şey gönlüne de yatmasın, çünkü beni üzersen ben de seni üzerim. Ben senin sadece bir organın değil aynı zamanda yol göstericinim.”
Hiç kimseye ne olursa olsun kötülükle gitme, kişi kötü bile olsa sen sana yakışan şekilde davran. Ama fazlada ince düşünmemek gerekiyor çünkü insanlar artık çok kaba. Herkesi kendin gibi görme, zannetme çünkü en çok o zaman yanılıyor insan.
Dünya hassas kalpliler için çekilmez bir yer olsa da burayı cennete çeviren de cehenneme çeviren de yine karşımıza çıkan iyi insanlar ve biziz. Nerede iyi biri görürsen üzme ama sen de üzülme.
Sabahattin Ali’nin bir sözünde “Bana ne kadar kötülük yapılırsa yapılsın, kimseye saygısızca gitmedim. Aram bozuk olsa bile birinin bana ihtiyacı olsa, hiç düşünmeden giderim ama görüyorum ki saygının, sevginin hatta şefkatin bile iyileştiremeyeceği insanlar var.”
Kimse kimsenin kurtarıcısı değildir. Ve kimse kimseyi iyileştirip değiştiremez. Bunu kabul ettiğimiz gün ancak iyiliklerde kurban rolünden çıkabiliriz.
Dün dündü geçti ve gitti tarih oldu. Yarın ne olacak hiç birimiz bilemeyiz. Bugün ise elimizde tuttuğumuz bir altındır. Elimizdeki altını nasıl ve nerede, kime harcayacağımızsa bizlere kalmış…