İnşaat Mühendisi Gülsun Parlar, İstanbul’da bodrum katlarda çok yaygın bir sıkıntı olduğunu ve özellikle bu katlarda nemden dolayı demirlerin paslandığını söyledi.
Kahramanmaraş Pazarcık’ta 6 Şubat’ta 04.17’de 7.7, aynı gün Elbistan’da ise saat 13.24’te 7.6 büyüklüğünde deprem meydana geldi. 11 ili etkileyen bu depremler büyük yıkımlara neden oldu ve 40 bini aşkın insan beton yığınlarının altında kalarak hayatını kaybetti. Depremlerin ardından binaların sağlamlığı da tartışma konusu oldu. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İnşaat Mühendisleri Odası Merkez Yönetim Kurulu Üyesi İnşaat Mühendisi Gülsun Parlar, bazı güçlendirme yöntemlerinden bahsederek uygun binanın uygun güçlendirme uygulamasıyla depreme dayanıklı hale gelebileceğini söyledi. İstanbul’da bodrum katlarının nemden dolayı sıkıntılı olduğunu söyleyen Parlar, bu hasardan dolayı sadece bodrum katının güçlendirilip yukarı katlara güçlendirme yapılmamasının yanlış olduğunu ifade etti.
“TAŞIYICI SİSTEM BURULMA TESİRLERİYLE KARŞI KARŞIYA KALABİLİR”
Bina güçlendirme yapılırken bazı yanlışlarla karşılaştıklarını belirten İnşaat Mühendisi Parlar, “Bina taşıyıcı sistemini bir bütün olarak göz önüne alıp güçlendirmeyi o şekilde yapmak lazım. Örneğin bir tane kolonunuzda bir dayanım yetersizliği var. Yalnızca o kolonu güçlendirdiğinizde taşıyıcı sistemin düzenini bir anlamda bozmuş olabiliyorsunuz. Yani simetriğe yakın bir taşıyıcı sistem düzeniniz varsa kolonların ve kirişlerin yerleşimi açısından siz bir tarafı güçlendirerek bu sefer o simetrik düzeni bozmuş oluyorsunuz. Bu sefer taşıyıcı sisteminiz burulma tesirleriyle karşı karşıya kalabilecektir. Ağırlıklı olarak deprem yaşamamış binalardan bahsediyorum” dedi.
İSTANBUL’DA BODRUM KATLARDA YAYGIN BİR SIKINTI VAR
İstanbul’da bodrum katlarda çok yaygın bir sıkıntı olduğunu söyleyen Parlar, “Özellikle bu katlarda nemden dolayı, betonlar da biraz mukavemeti düşükse geçirimli oldukları için içindeki demirler paslanıyor. Korozyon hasarı diyoruz biz bunlara. Şimdi sırf bodrum katta bu hasar var diye yalnızca bodrum kat kolonlarını güçlendirmek veya bir kat yukarı çıkmışsa yalnızca zemin kat kolonlarını güçlendirmek ondan sonra yukarı devam eden 4-5 kata hiçbir şey yapmamak bu yapının düzenini bozacaktır. Bu sefer güçlendirilmiş katın üstüne hasar katını taşımış oluyorsunuz. Bu yapının deprem esnasında bir yukarıdan hasar alma ihtimali olacaktır. Bütün bunlar çok incelikli şeyler. Güçlendirme yöntemleri konuya vakıf inşaat mühendisleri tarafından tasarlanmalı. Titiz ve denetimli bir uygulamayla da inşa edilmeli” diye konuştu.
“UYGUN KOŞULLARDA GÜÇLENDİRME YAPMAK MÜMKÜN”
Binalarda güçlendirme yapmanın doğru olmadığı ve binalarda güçlendirmenin çalışmadığına yönelik düşüncelerin yanlış olduğunu söyleyen Parlar, “Güçlendirilebilecek binalar var güçlendirilemeyecek binalar var. Maalesef son dönemlerde medyada halkımız tarafından çok güvenilir olduğu düşünülen bazı hocalarımız güçlendirmenin çalışmadığını, güçlendirme yapmanın yanlış olduğunu ve güçlendirilmiş binaların bir başka depremde tekrar yıkılabileceğini söylüyor. Bu böyle değil. Eğer bir binanın taşıyıcı sistemi güçlendirmeye uygunsa ve doğru uygulama yapılırsa güçlendirme kesinlikle çalışıyor. 1999 Düzce depreminden sonra güçlendirilen binalara baktık ki bu yeni olan Düzce depreminde binalarda hiçbir çizik dahi yok. Gayet güzel performans göstermişler.
Dolayısıyla güçlendirme çalışıyor. Uygun koşullarda güçlendirme yapmak mümkün ama güçlendirme maliyeti yeniden yapım maliyetinin aşağı yukarı yüzde 40’nın maksimum yüzde 50’sinin üzerine çıkarsa bu artık ekonomik olmaktan çıkıyor. O zaman yıkıp yeniden yapmak daha uygun hale geliyor. Bazı binalarda yıkıp yeniden yapmak yaşanan hukuki ve mülkiyet gibi sıkıntıları nedeniyle kolay kolay yıkılıp yeniden yapılamıyor. Dolayısıyla mevcut yapının belli bir malzeme kalitesi ve belli bir performansı varsa güçlendirme yapmak kesinlikle mümkündür” ifadelerini kullandı.
“BİNANIN YAŞINDAN ÇOK MALZEME KALİTESİ ÖNEMLİ”
Bina güçlendirme yöntemlerinden karbon fiber uygulamasının tek başına yeterli olamayabileceğini söyleyen Parlar, “Tespit edilen eksikliklerden bir kısmını karbon elyaf kullanarak gidermek mümkündür. Örneğin binanın deprem esnasında büyük deplasmanlar yapmasını engellememiz gerekiyorsa bunun için yalnızca karbon fiber uygulaması yeterli değildir. Bu yapıya perde ilave etmek de gerekir. Dolayısıyla tek başına yeterli olduğunu söylemek mümkün değil. Ağırlıklı olarak bir kolon veya kiriş elemanda donatı eksikliğini ağırlıklı olarak da etriye dediğimiz yatay donatı eksikliğini gidermek amacıyla kullanılır. Başka elamanlarla birlikte kullanılabilir.
Tek başına kullanılarak bir yapının güçlendirilebileceği nadir yerlerde olabilir ama bir yapının taşıyıcı sisteminin bütününü düşünerek özelliklerini ve eksiklerini iyi anlayarak güçlendirme yöntemlerine karar vermek gerekir. Her binaya uygulanabileceğini söylemek mümkün değil. Çünkü bu uygulamanın yapılabilmesi için donatı eksikliği ya da etriye eksikliği varsa bunun uygulanabilmesi için betonunun belli bir dayanımda olması lazım. Yani çok kötü betonlara sahip yerlerde uygulamak doğru değil. Binanın yaşı değil malzeme kalitesi daha önemli” dedi.
“YENİ VE SAĞLAM BİNALARDA KAROT ALMAK TAŞIYICI SİSTEME ZARAR VEREBİLİR”
Bir binanın incelenmesi için yani deprem dayanımının belirlenmesi için yapılan tek işlemin karot almak olmadığını söyleyen İnşaat Mühendisi Gülsun Parlar, “İnsanlar binalarına baktırmak istedikleri zaman bu işlemin yalnızca karot almak olduğunu sanıyor. Halbuki öyle değil. O binanın projelerinin bulunulması lazım, bu projelere uygun yapılıp yapılmadığı, bu işi yapacak mühendisler tarafından ölçülerek binanın rölövesinin çıkartılması lazım. Projeye uygunluğunun kontrol edilmesi lazım, bunun yalnız bir parçası karottur. Bu işi yapacak mühendisler tarafından tespit edilecek elemanlardan çok fazla olmayan sayıda karot almak ve karot boşluklarını uygun harçlarla geri doldurmak binaya çok büyük zarar verecek bir şey değil.
Ama şunu da belirtmek isterim ki maalesef bugün oluşan bu acı günlerin panik havasıyla insanlarımız çok yeni binalarından dahi karot aldıralım da binamızı kontrol edelim telaşına düşmüş vaziyetteler. Hakikaten çok yeni çok düzgün binalar var. Bunlardan karot alarak taşıyıcı sistem elamanlarına boş yere zarar vermeniz çok uygun değil diye düşünüyorum. Daha eski yıllarda yapılmış bir bina kontrol edilirken, zaten deprem yönetmeliğine göre kontrol edilirken ön görülen bir karot sayısı var. Buna uygun bir şekilde mühendisin kontrolünde karot almak mümkündür” diye konuştu.
“BİTİŞİK NİZAM YERLERDE YAPAMIYORSUNUZ”
Son günlerde sismik izolatör konusunun tartışıldığını belirten Parlar, “Sismik izolatörü bir güçlendirme malzemesi olarak kullanmak mümkün ama bunun yapılabileceği yapı, bina sayısı çok azdır. Çünkü izolatörün kullanılabilmesi için belli koşullar var. Bitişik nizam yerlerde yapamıyorsunuz. Çünkü izolatörünüzün deplasman talebi kadar binanızın etrafında boşluk olması gerekiyor. Bu, boşluk varsa ancak düşünülebilir bir şey. Zayıf zeminlerde yapamıyorsunuz. Yine de sismik izolatörle güçlendirme yapabilmek için üst yapının belli bir dayanıma sahip olması gerekiyor. Yani yalnızca altına sismik izolatör koyarak bir yapıyı güçlendirmek yine yeterli olmayabilir. Yukarıda da dayanım yetersizliklerini karşılayacak güçlendirme önlemlerini almak gerekebilir” dedi.