İstanbul semtleri; Eski bir boğaz semti Beylerbeyi, Tarihi dokuları, mahalleri, cumbalı evleri ile Beylerbeyi bir İstanbul boğazı semti.
İstanbul’un Anadolu yakasında kuzguncuk ile Çengelköy arasında yer alır.
Türk kurtuluş savaşı yıllarında halk tarafından Anadolu’ya yardım göndermede büyük rol oynayan bu minik semtin yalıların dan Karadeniz’ den gelen takalara malzemeler yüklenip Anadolu’ya sevkiyat yapılırdı.
Günümüzde bu küçük semt Arnavutköy’ün Anadolu yakasındaki emsalidir. Beylerbeyi Sarayı, yanı başında eski Beylerbeyi ilkokul ( şimdiki hal i ile Olgunlaşma Enstitüsü), çöp iskelesi, yanında kum çekme iskelesi) şimdiki Polis Evi sosyal tesisleri eski Arnavut kaldırımı taşları ile beylerbeyi iskelesine inen yokuş ve dizi dizi başlayan restoranlar.
İlk ana yol bu yol üzerinden devam eder sıralı 3 katlı 2 katlı cumbalı evlerinden önünden geçen at arabaları iskele Caddesi ve iskele meydanı..
Hemen civarında Hamid-i Evvel Camii, yanında Türk Hamamı ve kütüphanesi tipik Osmanlı hükümdarlarının imzasını taşıyan 18.yy ‘da Sultan 1.Abdulhamid tarafından annesine ithaf edilen bir camiidir.
Tarihi Türk Beylerbeyi hamamının yanında hala caminin diğer kapısından bağlantı yolu üzerinde Sultan’ın hamamdan çıkıp atına bindiği 2 basamaklı taş merdiven yer almaktadır.
Baktığımızda görüyoruz ki her ne kadar üzerinden yüzyıllarda geçse iç içe yaşanılmaktadır.
Bugün büyük gezi teknelerinin turist ve misafir almak için yanaştığı büyük parklı sahile Boğaziçi Köprüsü ( 15 Temmuz Şehitler Köprüsü ) inşa edilmeden önce mavnalarla yaz kıs sebze –meyve sevkiyatı yapılırdı.
Semtte o tarihte bulunan 2 Arnavut manava dağılırdı.
Akşamları yazlık sinemaları, iskele piyasası, vişneli gazozla deniz kıyısında bisküvi yiyen semt sakinlerinin çocukları ile yaşayan huzurlu bir semtti.
Yaz günlerinin olmazsa olmazı semt sakinleri hanımların çocukları ile Mısırlı ve Beylerbeyi aralık sokaktan denize girmek o sıcak asfaltın üstünde bazen çocukların yalın ayak yürümesi, mahalle gençlerinin hanımların denize kolay girebilecekleri büyük paket taşların deniz kenarına taşınıp doğal merdiven yapmaları, midye çıkartıp peynir tenekesi üstünde onları pişirmeleri, kayık ve Zodyaklarla Çengel’den Beylerbeyine gidip gelen gençler.
Akşamları iskeleye demir atan şehir hatları vapurunun en üst katından atlayan kızlar ve genç erkekleri ile işte güzel bir boğaz semtine duyulan nostaljik özlem.
Herkesin birbirini tanıdığı, hangi saatte kimin Eminönü vapuruna bineceğinin bilindiği, eksik olan olur ise civardan komşuların sorup soruşturması ne güzel ne samimi hislerdi.
Boğaz vapurlarındaki kaptanların çoğu zaman geç gelmesi üzerine Eminönü’nün de bekleyen yolcuların şikayetine cevap olarak kaptanlar; “ Efendim Çengelköy’ün zerzevatının yüklenmesi, Kuzguncuğun hırdavatının yüklenmesi, Beylerbeyinin nazik semt halkının vapur iskelesinde siz buyrun efendim, aman efendim ne demek siz buyrun “diyerek teşrifatının bitmemesini geç kalmaya nasıl sebep olduğunu anlatmışlardır.
Bir zarif İstanbul Boğazı semti,
Yaşayanlara selam gidenlere ise rahmet olsun.
Yeni yılın bu ilk günlerinde sağlık ve şansın özlediğimiz eski günler gibi burnumuzda tütmeden her daim yanınızda olması dileği ile,
Mutlu seneler diliyorum.