Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, saat 20.00’de düzenlenen İstanbul Arkeoloji Müzeleri Yeni Sergiler açılış programına katıldı.
Programına Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, Ak Parti İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe ve davetliler katıldı.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy yaptığı konuşmada, “Son 20 yılda, Bakanlığımız girişimleri ile yurtdışından 9 bin 32 tarihi eserimizin ülkemize iadesini sağladık. Müzelerde ve kaçakçılıkla mücadelede olduğu gibi arkeolojik kazı çalışmalarında da dünyaya öncülük yapar hale geldik. Paleolitikten Neolitiğe, Klasik Çağlardan Türk-İslam arkeolojisine uzanan çalışmalarla geçtiğimiz yıl kazı, araştırma ve benzeri toplam 670 arkeolojik faaliyet gerçekleştirdik.
Artık dünyada en çok arkeolojik çalışma yapan ülkelerin başında Türkiye geliyor. Türk arkeolojisi hem kazılarıyla hem kazılardaki koruma çalışmalarıyla, hem de bilimsel yayınlarıyla dünya arkeolojisinin en önemli paydaşlarından biri haline gelmiştir. 143 arkeolojik kazımızın yıl içerisindeki çalışma sürelerini uzattık, artık yılın 12 ayında aktif kazı ve araştırma yapılmasını sağlıyoruz. Yaptığımız çalışmalar hem ülkemiz tarihinin en önemli ve büyük çalışmaları, hem de dünyanın ender çalışmalarından oluyor.
Neolitik Çağ araştırmalarına yönelik uluslararası katılımlı arkeoloji projesi olan ‘Taş Tepeler’ projemiz, dünyada eşi olmayan bir arkeolojik çalışma haline geldi. Dünyanın her yerinden ilgili bütün bilim insanlarının kulağını kabarttığı bu projenin bir parçası olarak 2023 yılında, Şanlıurfa’da ‘Dünya Neolitik Kongresi’ni düzenleyeceğiz. Bunlarla birlikte UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki alan sayımızı, 9’dan 19’a yükselttik. Ülkemizdeki sit alanı sayısını, son 20 yılda 3 kattan fazla arttırarak 22 bin 233’e çıkardık” dedi.
Bakan Ersoy, “Bu topraklarda müzecilik ve arkeoloji, yağmaya ‘dur’ diyebilmek ve kaçırılan eserlerimizi koruyabilmek için verilen mücadelelerle başladı. 1869 yılında kurulan Müze-i Hümayun, 1881 yılında Osman Hamdi Bey’in müze müdürü olmasıyla önemli bir eşiği aştı. Tüm yokluklara ve imkânsızlıklara rağmen Osman Hamdi Bey, küçük bir müzeden bir imparatorluk müzesine giden kapıyı açtı.
Sultan 2. Abdülhamid’in himayesinde 1891 yılında inşa edilen müze binasıyla Müze-i Hümayun büyüdü, gelişti, şubeler açtı ve bugüne geldi. Bugün hem nitelik hem de nicelik açısından dünyanın en önemli müzeleri arasında yer alan 131 yıllık çınarımız, hızla değişen ve gelişen dünya müzecilik anlayışıyla ve teknolojik gelişmelerle uyumlu yeni bir döneme giriyor. 2012 yılında Bakanlığımızca başlatılan ‘İstanbul Arkeoloji Müzeleri Depreme Karşı Güçlendirme, Restorasyon ve Teşhir Tanzim Projesi’ ile müzenin, Klasik Bina olarak adlandırılan ana binası ve sergisi yenilendi” dedi.