‘Kadına ve Sağlık Çalışanlarına Yönelik Şiddetin Önlenmesi Kanunu’ ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Dr. M. Volkan Dülger, şiddeti önleyebilmek adına işe yarayacak en etkin düzenlemenin ‘Israrlı Takip’ maddesiyle olacağını söyledi.
Kadına ve özellikle de son zamanlarda sağlık çalışanlarına uygulanan şiddet arttı. Bununla Türk Ceza ve Ceza Muhakemesi Kanunu’na yapılacak değişikliklerle işlenen suçların daha ağır cezalandırılarak önlenebilmesi gündeme geldi. Gündemdeki ceza artırımının düzenlenip meclise sunulduğu 18 maddelik yasa teklifi hakkında açıklamalarda bulunan İstanbul Aydın Üniversitesi’nde Hukukçu Prof. Dr. M. Volkan Dülger, “Türk Ceza Kanunu’nun 62’nci maddesine getirilen haksız tahrik indirimi sanki kadına gerçekleştirilen şiddetin tek sebebi gibi görülüyor. Bu madde kaldırıldığında her şey yoluna girecek algısı var. Halbuki kadına olan şiddeti Türk Ceza Kanunları ve onun maddeleri oluşturmuyor” dedi.
“HUSUSLAR İFADESİ ÇIKARTILACAK”
Dr. M. Volkan Dülger, “Söz konusu kanun teklifinde Türk Ceza Kanunu’nun 62. maddesinde yapılacak değişiklik ile halihazırda madde metninde bulunan ‘failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususlar’ cümlesindeki ‘gibi hususlar’ ifadesinin çıkarılacağı belirtilmiştir. Bu değişiklik ile takdiri indirim nedenlerinin ucu açık olmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır. Ayrıca aynı maddede ‘fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları’ ibaresinin ‘failin fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki pişmanlığını gösteren davranışları’ şeklinde değiştirilmesi planlanmıştır” açıklamasını yaptı.
“62’NCİ MADDENİN DEĞİŞMESİ CİNAYET İSTATİSTİKLERİNİ DEĞİŞTİRMEYECEK”
62’nci madde ile sanığın yargılama esnasında takım elbise giyinmesi ve gösterdiği pişmanlık için hakimlerin ceza indirimi yapmadığını belirten Dr. M. Volkan Dülger, “Hiçbir hakim, yalnızca bir takım elbise giydiği için bir kimsenin cezasından indirim yapmıyor. Eğer yapıyorsa kanunu yanlış uyguluyordur. Kanuni formülasyonda herhangi bir değişiklik yok. Dolayısıyla şu an yeni getirilen formülasyon herhangi bir şey getirmeyecek. Bakın çok açık ve net iddia ediyorum. Bugüne kadar ki kadın cinayetlerinin istatistiklerini çıkartın. Bu maddeden sonraki değişikliklerdeki istatistikleri de çıkartalım, karşılaştıralım. Ben anlamlı bir azalma olacağını düşünmüyorum” şeklinde konuştu.
“SOSYAL MEDYADAKİ TACİZİN DE ÖNÜNE GEÇECEK”
Israrlı takip suçunun geçmişten beri getirilmesini istediklerini vurgulayan Dr. M. Volkan Dülger, “Bunun getirilmesi son derece önemli. Çünkü yine kadınlar genellikle bu suçun mağduru. Kadınlarımız sürekli fiziksel ya da sosyal medya üzerinden taciz ve takip ediliyor. Bu sadece cinsel içerik veya hakaret olarak da algılanmamalı. Her sabah apartmanın kapısından çıkıyorsunuz, karşı kaldırımda elinde kırmızı güllerle bekleyen bir adam. Belki birinci defa, ikinci defa hoşunuza gidebilir ama bu onuncu defa oluyorsa ve iş yerimize kadar geliyorsa ısrarlı takip olur. İnsanların bunu yapmaktan vazgeçmesi için de cezalandırılması lazım. Getirilen yeni düzenlemede ‘ısrarlı takip’ maddedi ile bunun önüne büyük oranda geçileceğini düşünüyorum” dedi.
“TUTUKLANMA GEÇİCİ ÇÖZÜM OLUYOR”
Getirilen yeni düzenlemelerle sağlık çalışanlarına ilişkin gerçekleştirilen eylemlerde azalma olmayacağını düşünen Dr. M. Volkan Dülger şöyle konuştu:
“Getirilen düzenlemelerin yerinde olduğunu düşünüyorum. Ancak Ceza Muhakemesi Kanunumuzun en problemli maddelerinden olduğu düşünülen yüzüncü maddeye ilişkin tutuklama nedenleri düzenlendi. Burada kadına işlenen kasten yaralama suçunda, sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan personele karşı görevleri sırasında veya görevleri dolayısıyla işlenen kasten yaralamada tutuklamaya karar verilebileceği söyleniyor. Ancak burada göz ardı edilen şey tutuklamanın geçici olduğudur. Halk, sanık iki ay üç ay tutuklandı diye mutlu olacak ardından sanık beraat edecek.”
CAYDIRI OLMASI İÇİN CEZALAR UYGULANMALI
Bu yüzden öncelikle soruşturmanın çok düzgün yapılması gerektiğini vurgulayan Dr. M. Volkan Dülger son olarak “Bu sayede yargılama çok kısa sürüp adalet yerini bulur. Gerçek suçlu cezalandırılır. Buradaki çözüm şu; Türk Ceza Kanunu’nda son 3 ceza olarak 20 yıl yazıp bir insanın 8 yıl fiilen yatmasına sebep oluyorsanız infaz kanunlarıyla hatta sonradan çıkan o cezayı da 6 yıla indiriyorsanız hiçbir inandırıcılığınız, caydırıcılığınız kalmaz. Sağlık çalışanı ve kadınların korunması için cezaların gerçekten uygulanması lazım. Tutuklamanın koşullarını değiştirmek hiçbir şekilde çözüm değil. Burada bu değişiklik teklifindeki tek ve en iyi madde Israrlı Takip suçunun düzenlenmiş olmasıdır” dedi.