Tokat’ta 12 yaşında geçirdiği hastalık sonucu işitme yetisini kaybeden Turan Yalçın (53), 2006-2018 yılları arasında 6 kitap yazdı.
Yalçın, yazdığı kitaplarla engelliler başta olmak üzere gençlere okuma ve yazmanın önemini anlatmaya çalışıyor.
Tokat İl Halk Kütüphanesi‘nde memur olarak çalışan evli ve 2 çocuk babası Turan Yalçın, 12 yaşında menenjit hastalığı sonrasında yürüme, işitme ve konuşma yetisini kaybetti. Yalçın, hastanede 6 ay tedavi gördükten sonra yeniden yürümeye başladı. Kendi çabası ve gayreti sayesinde tekrar konuşmaya da başladı. Tedavisi sonrasında eğitimini sürdüren Yalçın, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi ve Tokat Meslek Yüksek Okulu Elektrik Bölümü’nden mezun oldu. Sonrasında 2006 ile 2018 yılları arasında sırasıyla ‘Sessiz Dünyadan Esintiler’, ‘Tokat’tan Zirveye Doğru’, ‘Hizmetkar Lider Recep Yazıcıoğlu’, ‘Engelleri Aşanlar’, ‘Recep Yazıcıoğlu’nun Liderlik Sırları’, ‘Sende Kafadan Engellisin’ kitaplarını yazdı. Şimdilerde ise gençlere okumanın ve yazmanın ne kadar önemli olduğunu anlatıyor.
‘OKUDUM, BAŞARISIZLIĞIM BAŞARIYA DÖNÜŞTÜ’
Ortaokula geçtiği yıl menenjit hastalığı geçirdiğini ve aylarca tedavi gördüğünü söyleyen Turan Yalçın, “Hastalık sonrası 6 ay yürüyemedim, konuşamadım, duyamadım. Daha sonra aylarca süren tedavi sonrasında yürüme ve konuşma yeteneğimi yeniden kazandım. Ancak işitme engelim kalıcı oldu. Ailem önce işitme engelli okullarına göndermek istedi, ancak durumuma uygun okul olmayınca Pazar ilçesinde okuluma devam ettim. Daha sonra liseye de Pazar ilçesinde başladım. Lise birinci sınıfta sınıf çok kalabalıktı. 50 kişi vardı. 50 kişiden 26 kişi sınıfta kaldı. Bunlardan bir tanesi de bendim.
O zaman açık lise de yoktu. Okul dışında bir sene bekledim. Bir sene daha sınıfta kaldım. Baba mesleği çiftçiliği sevmiyordum. Bu yüzden okumak için çabaladım. Okudum daha sonra başarısızlığım başarıya dönüştü. Çok kitap okumam sayesinde artık sınıfta kalmadım. Lise son sınıfa geldiğim zaman 17 kişiydik sınıfta, 16 kişi sınava girdi ve sadece 6 tanesi sınavı kazandı. Ben ise puan sıralamasında üçüncü olmuştum. Bu da Pazar ilçesi 3’üncülüğü demek. Benim İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’ni kazanmama sebep oldu” dedi.
‘KİMSE ÜNİVERSİTEYİ OKUYACAĞIMA İNANMIYORDU’
İnsanların çevresindeki başarılı kişileri takdir etmesi gerektiğini ifade eden Yalçın, “Sülalemizde üniversiteyi bitirmiş hiç kimse yoktu. Kimse benim üniversiteyi okuyacağıma inanmıyordu. Ben ise inat ettim, okumayı sevdim, okumayı sevdikçe başarım arttı. Hatta lisedeki başarımdan daha büyük bir başarı ile üniversiteyi bitirdim. Daha sonra memleketime döndüm. Okullara konuşmalara davet etmeye başladılar. Öğrenciler işitme engelli bir insan nasıl konuşabilir, nasıl yazabilir diye, hayret ediyorlardı.
Biz okullara gidip konuşma yaptıkça, öğrencileri etkiledikçe, öğrenciler yavaş yavaş madem işitme engelliler güzel yazabiliyor, güzel okuyabiliyor ve başarılı olabiliyor biz de başarılı oluruz diye, hayatlarını olumlu yönde dönüştürdüler. Şu anda 6 tane yayımlanmış kitabım var. Öğrencilere hediye ediyorum. İnsan çevresindeki başarılı insanları takdir edecek ki çocuklar da onlardan bakarak, daha başarılı olmaya çalışsınlar. Başarı doktor ya da mühendis olmak değil. Başarı, insanlara okuma sevgisi aşılayabilmek, hayat sevgisi aşılayabilmek” diye konuştu.
‘ENGELLİ ARKADAŞLARIMIZ NE YAZIK Kİ ENGELİNE SIĞINIYOR’
Engelli insanlara ve engeli olmayan insanlara tavsiyelerde bulunan Yalçın şöyle konuştu:
“Engelli arkadaşlarımız ne yazık ki engeline sığınıyor. Başarılı işler yapmak yerine oturmayı tercih ediyorlar. Başarılı insanlar da var. Engelliler de kendileri gibi başarılı engellileri modellemeleri lazım. Önemli olan ön yargıyı yıkmak. Bu haberi okuyup, bir öğrenci dese ki bir işitme engelli, kendini geliştirip, güzel konuşabiliyor, güzel yazabiliyor diye, düşünüp, bizimle tanışsa hayatını değiştirse bu hem bizi mutlu eder hem de ‘oku’ emrini şiddetle tavsiye etmiş Allah’ı memnun eder” diye konuştu.