İKÜ Hukuk Fakültesinden Dr. Öğr. Üyesi Ender Demir, “İş sağlığı ve güvenliğinin önündeki en büyük risklerden biri kağıt üstünde verilen eğitimler” dedi.
İş sağlığı ve güvenliği başlığı 2023 yılının sonunda iş kazası bildirmeme veya geç bildirme cezalarındaki artışla bir kez daha gündeme geldi. İKÜ Hukuk Fakültesinden Dr. Öğr. Üyesi Ender Demir, işletmelerin iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin hukuki yükümlülüklerini bilmesi ve yerine getirmesi sürecinde eğitimin önemine dikkat çekti. Dr. Öğr. Üyesi Demir, “İş sağlığı ve güvenliği alanında eğitim kalitesi çok önemli. Bu eğitimlerin kâğıt üstünde verilmiş gösterilmesi ve uzman olmayan kişilerce düzenlenmesi iş sağlığı ve güvenliğinin önündeki en büyük risklerden biri” dedi.
Yılın son haftası yapılan açıklamada, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) Kanununa göre 2023 yılında yeniden değerleme oranında (yüzde 122,9) artışla bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeyen işverene uygulanacak ceza oranı 15 bin 529 TL’ye yükseldi. SGK’nın, “İş Kazası İstatistikleri” 2022 raporuna göre 4a kapsamında 588.823, 4b kapsamında 448 sigortalı olmak üzere toplam 589.271 kişinin iş kazası kayda geçti. İş kazasına ilişkin bildirimler başta olmak üzere sürecin baştan sona sağlıklı ve güvenli yönetiminde en önemli vurgu ise eğitim.
İKÜ Hukuk Fakültesinden Dr. Öğr. Üyesi Ender Demir, işletmelerin iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin hukuki yükümlülüklerini bilmesi ve yerine getirmesi sürecinde eğitimin ve eğitimli İSG uzmanlarının çok önemli bir rol üstlendiğine dikkati çekti.
İSG EĞİTİMLERİ KAĞIT ÜZERİNDE VERİLMEMELİ
İşverenler, İSG için lüzumlu olan her türlü araç ve gereci sağlamalarına rağmen bu araçların doğru ve etkin kullanımının denetlenmediğine dikkati çeken Dr. Öğr. Üyesi Demir, mevzuatın yalnızca araç gereç tedariği değil, bu araçların denetiminde de işverene çeşitli yükümlülükler getirdiğini belirtti.
“KAĞIT ÜSTÜNDE UZMAN ANCAK YETERLİ BİLGİYE SAHİP DEĞİLLER”
İş sağlığı ve güvenliğinin sağlanmasında en önemli aktörlerin iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimleri olduğunu kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Ender Demir öncelikle iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimlerinin hukuki ve teknik anlamda bir eğitimden geçmiş olmaları gerektiğine dikkati çekti. Kağıt üstünde uzman olan ancak yeterli bilgi ve birikime sahip olmayan kişiler eliyle İSG hizmetlerinin yürütülmesinin riskli olduğuna dikkati çeken Dr. Öğr. Üyesi Ender Demir işletmelerin iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri konusunda dikkat etmesi gereken noktaları şöyle açıkladı:
“Çalışanları eğiten, onları yönlendiren İSG profesyonellerinin iyi bir eğitim almış olmaları önemlidir. Çalışanlara özellikle; işe başlamadan önce, çalışma yeri veya iş değişikliğinde, iş ekipmanının değişmesi hâlinde veya yeni teknoloji uygulanması hâlinde eğitim verilir. Eğitimler, değişen ve ortaya çıkan yeni risklere uygun olarak yenilenir, gerektiğinde ve düzenli aralıklarla tekrarlanır.”
İSG EĞİTİMİ HUKUKİ VE CEZAİ OLDUĞU KADAR VİCDANİ BİR SORUMLULUK
İş sağlığı ve güvenliği eğitimleri teknik ve hukuki boyutlarına dikkati çeken Dr. Öğr. Üyesi Ender Demir, teknik eğitimlerde uygulama ve bilgi birikiminin ön plana çıktığını ifade etti. Demir, İSG eğitimi almayı planlayan işletmeler için dikkat edilmesi gereken başlıkları şöyle sıraladı:
“Eğitimcilerin alana hakim olması, uygulamanın içinden gelmesi, eğitiminin kağıt üstünde kalmasını engeller. Eğitim alınan kurumların belirlenmesinde, kurumun konuya hakimiyeti, geçmişi, eğitimcilerinin kimlerden oluştuğu, ilgili kişilerin uygulamanın içinden gelmesi önemli. İşletmelerin bu hususları göz önünde tutarak eğitime yaklaşmaları, hem kendi kurumlarının itibari ve menfaati hem de çalışanlarının menfaatleri bakımından büyük önem arz etmektedir.
İSG eğitimlerini yalnızca yasal bir zorunluluğun yerine getirilmesi olarak görmemek lazım. Ülkemizde maalesef her gün ortalama 6-7 çalışan iş kazası neticesinde ölmekte. Konu cezai ve hukuki sorumluluğunun yanı sıra vicdani bir sorumluluk. Bir yaşamın, o yaşama dahil hayallerin yok olması her yönüyle büyük bir yıkım yaratır. Bu yıkımın bir parçası olmamak adına iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerine basit bir pencereden bakmamak gerek. Gerçekten daha iyisini, en iyisini nasıl yapabiliriz diye düşünerek yaklaşmak gerekir.”