İnsanoğlunun dayanılmaz ağırlığı.. Bugün sosyal medyada dikkatimi çeken bir post vardı. Bal arıları, bir balkonda bulunan bavulun içine yaklaşık 8 kg bal çıkabilecek kadar petek yapmışlardı. Aslında altındaki yorumları tahmin edebiliyordum; ancak yine de merak bu ya, göz atmak istedim.
Tahminimde yanılmamıştım. Birkaç kişinin dışında hemen hemen herkes, esas balın balkon ve dolayısıyla bavul sahibinin olduğunu yazmıştı. Kimi o balkonun sahibi olmadığı için kahrederken, kimi de baldan kazanılacak parayı hesaplamıştı.
Peki yorumculara göre balkon sahibi neden ballıydı? Çünkü bal günümüz şartlarında oldukça pahalı satılan bir besin maddesiydi. Besin maddesi dedim de kim için? Tabii ki besin zincirinin en tepesinde yer alan insanlar için. Bu zincir araştırmacılara göre farklılık gösterse de kesinlikle en üst sıradayız çünkü insan olarak her şeyi tüketebiliyoruz.
Şimdi pek çok kişi, “Siz bal yemiyor musunuz?” diyebilir. Elbette ki yiyorum, bende tüketen insanoğlu içerisindeyim ancak en azından bunun farkına vardığım zamanlarda kendi payıma geri adım atabiliyorum. Mesela benim için balkonda rastgele yapılmış bir bal bana ait değildir.
Yıllar önce oğlumla seyrettiğimiz bir animasyon film vardı, “Arı Bee”. Arı Bee tüm ömürleri boyunca amaçlarının sadece bal yapma görevi olduğunu öğrenince hayal kırıklığı yaşamıştı. Üstelik yaşadığı tek hayal kırıklığı bu değildi. Canlarını dişlerine takarak beslenmek için yaptıkları balı insanların tükettiğini fark etmesi onun için daha üzücü olmuştu.
Gerçeğe dönersek, bu doğruydu. Arılar, hem kraliçe arıyı korumak hem de kendileri beslenmek adına bal yaparlar. Balı yaz aylarında yapmalarının sebebi ise bahar ve yaz aylarında bulabilecekleri çiçekleri kış aylarında bulamayacakları ve soğuktan ölebilecekleri içindir.
Yani, bavulun içine yapılan bal insanoğlu için şans iken, kışın beslenmeyi düşünen arılar için büyük bir kadersizliktir. Düşünsenize, bu bir geyik avlamak için günlerce hareketsiz bekleyen bir aslanın önünden avını almaktan farksız değil mi?