Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Dünyanın neresinde olursak olalım, büyük insanlık ailesinin üyeleri olarak hepimiz aynı kaderi paylaşıyoruz. Salgın sürecinde yaşadıklarımız bu gerçeği bize tekrar hatırlatmıştır” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyada ortaya çıkan yeni sınamalara karşı çözümlerin ortak akılla bulunması gerektiğini vurgulayarak tüm insanlığın aynı kaderi paylaştığını ifade etti. Erdoğan, Türkiye’nin dost ülkelerin fikirlerine önem verdiğini belirterek, “Dünyanın neresinde olursak olalım, büyük insanlık ailesinin üyeleri olarak hepimiz aynı kaderi paylaşıyoruz.
Salgın sürecinde yaşadıklarımız bu gerçeği bize tekrar hatırlatmıştır. Sorunlarımız nasıl müşterekse, çözüm yollarını da ortak akılla beraber aramalı beraber bulmalıyız. Türkiye olarak dostlarımızın fikirlerine büyük kıymet verirken, tecrübe ve birikimlerimizi paylaşmaya da hassasiyet gösteriyoruz. Konferans bünyesinde yeni sınamalar ve tehditler öncelik alanının koordinatörlüğünü bu anlayışla yürütüyoruz” dedi.
“MEVCUT SİSTEMİN SORUNLARI DAHA FAZLA HİSSEDİLİYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, birkaç ülkenin çıkarlarını gözeten sistemin, sorunlarını daha fazla hissettirdiğine dikkat çekerek, “İnsanlık olarak güç dengelerinin değiştiği, tedarik zincirlerinde kırılmaların yaşandığı, ekonomiden gıda güvenliğine, enerjiden uluslararası ilişkilere pek çok alanda ciddi imkanlarla karşılaştığımız bir dönemde geçiyoruz.
Terörizm, ırkçılık, göç gibi aşina olduğumuz sorunlara, iklim değişikliği, İslam ve yabancı düşmanlığı gibi yenileri ekleniyor. Bir elin beş parmağını geçmeyen ülkelerin çıkarlarını gözeten, ancak dünya nüfusunun kahir ekseriyetini görmezden gelen mevcut sistemin yapısal sorunları giderek kendisini daha fazla hissettiriyor.
Türkiye olarak uzun bir süredir ‘Dünya beşten büyüktür’ diyerek bu duruma dikkat çekiyoruz. Küresel güvenlik mimarisinin daha adaletli, hakkaniyetli, temsil kabiliyeti yüksek yeni bir anlayışla şekillendirilmesi gerektiğine inanıyoruz” diye konuştu.
“HİÇBİR AYRIMA GİDİLMEKSİZİN ENGELLENMESİ GEREKİYOR”
Terör örgütlerine destek sağlayanların ayrım gözetmeksizin engellenmesi gerektiğini belirten Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
“Öte yandan, terör örgütleri, terörle mücadele tedbirleri karşısında asimetrik tehdit unsurlarını geliştirme çabalarını sürdürüyorlar. FETÖ, DEAŞ, PKK gibi terör örgütleri, eylemlerini organize suç faaliyetleriyle destekliyorlar. Bu terör örgütlerine yardım eden, propaganda, finansman ve eleman devşirme faaliyetlerine katılan oluşumların hiçbir ayrıma gidilmeksizin engellenmesi gerekiyor.
Bugün kabul edeceğimiz konferansın, Birleşmiş Milletler Küresel Terörizmle Mücadele Stratejisi’nin uygulanmasına ilişkin eylem planını da bu açıdan önemli bir kazanım olarak görüyorum. Afganistan’da barış ve istikrarın tesisi, Afgan kardeşlerimize karşı insani görevimizin yanı sıra düzensiz göç hareketleri ve artan terör faaliyetlerinin önlenmesi bakımından da büyük önem taşıyor.
Afganistan’ı kendi kaderine terk etmemeli, insani yardım konusunda uluslararası camia olarak desteğimizi sürdürmeliyiz. Türkiye olarak dış politikamızda öncelik verdiğimiz insani yardımlarımızı 2021 yılında 120 ülkeye ulaştırdık. Toplam 5,6 milyar dolarlık insani yardımla bu alanda dünyada milli gelire oranla ilk sıradayız. 3,7 milyonu geçici koruma altındaki Suriyeliler olmak üzere 4 milyondan fazla yerinden edilmiş kişiye ev sahipliği yapmayı sürdürüyoruz.”
“ZORLUKLARA RAĞMEN İVME DEVAM ETMELİ”
Türkiye’nin Ukrayna-Rusya savaşında üstlendiği arabuluculuk rolüne ilişkin açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, barışın kaybedeni olmayacağını vurgulayarak, “Ukrayna’daki krizin bölgesel ve küresel ölçekteki etkilerini hepimiz yakından hissediyoruz. Adil bir barışın, diplomasi yoluyla sağlanabileceğini, savaşın kazananı, adil bir barışın ise kaybedeni olmayacağını hep söylüyorum.
Diğer yandan savaşın olumsuz etkilerinin giderilmesi için Birleşmiş Milletler ve taraflarla sarf ettiğimiz yoğun çabalar, tüm dünyanın takdirini kazanmıştır. Ukrayna tahılının Karadeniz üzerinden ihracına yönelik İstanbul Mutabakatı ve geçen ay gerçekleştirilen esir takası bu yönde kaydedilmiş somut birer başarıdır. Hedefimiz, sahadaki zorluklara rağmen yakalanan ivmeyi devam ettirerek bir an önce akan kanın durmasını sağlamaktır” dedi.
“ÇEVRE SORUNLARI, YÜZYILIN EN ÖNEMLİ SINAMALARIDIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, çevre sorunlarının yüzyılın en büyük sorunları olarak insanlığın karşısına çıktığını ifade ederek konuşmasına şöyle devam etti:
“Orta Asya ülkelerinin çevre coğrafyalarla ulaşım bağlantılarının güçlendirilmesi ortak menfaatimizedir. Türkiye olarak çok modlu ulaştırma koridorlarını teşvik ediyor, Asya ile Avrupa’yı birbirine bağlayan modern İpek Yolu’nun canlandırılmasını destekliyoruz. Bu bağlamda, Hazar geçişli, doğu-batı orta koridor girişimimize ve orta koridorun bel kemiği olan Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu’na büyük önem veriyorum.
Uluslararası bağlantıları pekiştirmek amacıyla son 15 yılda 100 milyar dolar değerinde yüzden fazla büyük altyapı projesini hayata geçirdik. Bu yıl ayrıca konferansın, ticaret ve yatırımlar öncelik alanının eş koordinatörlüğünü de üstlendik. Sürdürülebilir enerji konusu ve enerji güvenliğinin temini, tüm dünyada yeniden gündemin üst sıralarına yerleşti. Kaynak ve güzergah çeşitlendirmesi enerji politikamızın temel hedeflerindendir.
Bunun önemli bir diğer boyutu da yine hepimizin gündeminde olan temiz enerjiye geçiş sürecidir. Küresel ısınma, biyolojik çeşitliliğin yok olması, çölleşme, doğal afetler gibi çevre sorunları, yüzyılın en önemli sınamaları olarak karşımıza çıkıyor. Dolayısıyla güven artırıcı önlemler kataloğunun çevre boyutunu konferansın en önemli faaliyet alanlarından biri olarak görüyorum.
Eşim Emine Erdoğan’la birlikte, Genel Sekreter Sayın Guterres tarafından Eylül ayındaki Birleşmiş Milletler Genel Kurulu vesilesiyle imzalanan Küresel Atık Yönetimi konusundaki niyet beyanı uluslararası camia açısından adeta bir yol haritası niteliği taşımaktadır. Bugünkü zirvede konferansın uluslararası bir teşkilata dönüşümünün başlatılacak olmasından büyük bir memnuniyet duyuyorum.
Dönem başkanı Kazakistan’ı bu dönüşüm sürecine yönelik yol gösterici ve kararlı yaklaşımı nedeniyle tebrik ediyorum. Tüm üye ülkelerin de dönüşüm sürecine azami destek vereceklerinden şüphe duymuyorum.”