Sizlere bu hafta ki makalemde tarihe adını altın harfler yazdıran iki kardeşten bahsetmek istiyorum. “Montgolfier Kardeşler…”
İnsanlık tarihine baktığımızda uçma ile yapılan çalışmaların çok eski tarihlere dayandığını görmekteyiz. Gökyüzü hep bir merak konusu olmuştur. Bu konu hakkında sayısız denemeler, buluşlar yapılmış uçma eylemi isteğinin gerçekleşmesi için mucitler çılgın çalışmalar yapmıştır.
Bu haftaki makalemde ‘uçan balon’ buluşu aktaracağım. 1783 yılında ilk deneyimlerini gerçekleştirmiş tarihe adını altın harfler yazdıran iki kardeşten bahsetmek istiyorum. Montgolfier Kardeşler…
Uçan Sepetli Balon Merakı
Montgolfier Kardeşler bir kâğıt tüccarının çocuklarıydı. Oldukça zeki ve meraklılardı. Sürekli okuyor ve araştırtıyorlardı. Küçük yaştan beri en büyük tutkuları uçmaktı. Okumaları esnasında İngiliz bilgini Pristley’in ‘Değişik Hava Çeşitleri Üzerine Gözlemler’ eserini buldular ve bu eseri günlerce okuyup notlar aldılar. Bir cismin havada yükselebilmesini sağlamak için sıcak havanın soğuk havadan daha hafif olması gerekirdi. Bu bilgi adeta zihinlerini aydınlattı. Günlerce, gecelerce fikir değerlendirmesi yaptılar. İlk olarak küçük balonlarla denediler bu bilgiyi. Balonların havaya yükseldiklerini görünce gözlerine inanamadılar.
Oluyordu!
Gerekli koşullar sağlandığında balon uçabiliyordu. ‘Peki neden daha büyüğünü yapmalım?’ diyerek kısa sürede kolları sıvadılar.
Bakın, Bakın Gökyüzünde Bir Balon Var!
Günlerce çalıştıktan sonra ilk denemelerini halkın karşısında 5 Haziran 1783’te Fransa’da Annonay kasabasında yaptılar. Bezden ve üzeri kâğıt kapılı olan balon 12 metre çapındaydı. Balonun alt ucunda genişçe bir delik vardı. Bunun hemen altında da tellerle tutturulmuş bir kabın içinde yün ve saman yakılıyor, böylece ısınan hava balonun içinde duruyordu. On dakika gibi kısa süre içinde balon 500 metre yükseldi. Yükselen balonu gören halk alkış, kıyamet heyecanlandı. İlk kez uçan bir cisim havadaydı. Bu bir devrimdi! Ancak ateş sönünce balon yavaşça aşağı doğru indi. Can kaybı olmadan bu deney başarı ile gerçekleşmişti. Yükselme oluyor ve uçmuyordu. Bu yeterli değildi. Balonla uçmak ve havada uzunca süre kalmayı hedefleyen Montgolfier Kardeşler o günden sonra ikinci denemeleri için çalışmalara başladı.
Cehennem Makinesi’nde Bir Gönüllü
Jean Pilatre de Rozier adlı kişi Montgolfier Kardeşler ’in ikinci balon denemelerinde gönüllü olduğunu ve bu balona binmek istediğini söyledi. Takvimler 15 Ekim 1783’ü gösteriyordu. Balona ‘Cehennem Makinesi’ adını vermişlerdi. Cehennem Makinesi uçup gider ve kontrol edilmezse ne yapacaklardı? Uçmayı başarmak için inmeyi de öğrenmeleri gerekiyordu. Bundan dolayı da balona sallı sollu kalın halatlar bağlanmış ve aksi bir durum olursa inmesi sağlanacaktı. Deneme başarı ile sonuçlandı.
21 Kasım günü bir kez daha tekrarlandı. Bu sefer balona Rozier’in arkadaşı Arlandes Markisi de binmişti. İki yakın arkadaş çok cesurlardı. Korkmuyorlardı. Ateşi durmadan tazeleyerek havada 25 dakika kalmayı başardılar ve Paris üzerinde 8 km. uçmayı başardılar.
Havacılıkta ilk adım atılmış oldu.
Montgolfier Kardeşler ‘in icat ettiği ‘uçan balonlar’ günümüze kadar varlığını sürdürmüşlerdir. Ülkemizde de uçan balonlara ulaşabilmeniz mümkün. Kapadokya (Nevşehir), Pamukkale (Denizli), Karamanlı (Burdur), Frig Vadisi (Eskişehir), Ahlat’ta (Bitlis) uçan balonlarla Montgolfier Kardeşler’i aklınıza getirip, hayatınızda unutamayacağınız bir anı yaşayabilirsiniz.
Kaynaklar:
Yeni Resimli Ansiklopedi, Cilt:4, Sayfa: 1020
Başkent Yayınları Büyük Kültür Ansiklopedisi, Cit:8, Sayfa:3314
Meydan Larousse, Büyük Lugat Ansiklopedisi, Cilt:14, Sayfa:123.