Van Gölü’nün tuzlu ve sodalı suyunda yaşayabilen inci kefali bilim insanlarının yakın takibinde.
Yaklaşık 4 yıldır Van Gölü’nde çalışma yürüten ekip, iklim değişikliğinin inci kefali davranışları üzerindeki olası etkisini araştırıyor. ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cemal Gücü, sonuçların henüz çıkmadığını ilk gözlemlerin de çok olumsuz olmadığını belirterek, “Göldeki balıkta öyle anormal bir azalma yok. Hatta daha güzeli bu yıl doğan ve stokun geleceğini garantileyecek olan yavru balıklara kıyılarda bolca rastladık. Bu iyi bir şey” dedi.
Dünyada sadece Van Gölü’nde yaşayan ve üreme dönemlerinde Alaska’daki somon balıkları gibi suyun akışının tersine göç ederek görsel şölen sunan inci kefali kentte birçok kişiye ekmek kapısı olurken göç zamanında turizme de önemli katkı sunuyor. Üreme dönemi olan 15 Nisan- 15 Temmuz tarihleri arasında neslini devam ettirebilmek için Van Gölü’nün tuzlu ve sodalı suyundan çıkarak tatlı sulara göç eden inci kefalinin suyun akışının tersine uçarcasına göçünü her yıl binlerce kişi izliyor.
Tarım ve Orman Bakanlığı, Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM) tarafından desteklenen ve Elazığ Su ürünleri Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü (ELSAM) tarafından yürütülen ‘Van Gölü İnci Kefali Stoğunun izlenmesi’ isimli proje kapsamında Elazığ Su ürünleri Araştırma Enstitüsünde görevli ve proje sorumlusu Su Ürünleri Yüksek Mühendisi Ferhat Demirol, ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cemal Gücü, Van YYÜ Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fazıl Şen ve YYÜ Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Ataman Altuğ Atıcı, Van balığının iklim değişikliğinin inci kefali davranışları üzerindeki olası etkisini araştırdı.
ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cemal Gücü, inci kefalinin bölge için önemli ve korunması gereken bir tür olduğunu söyledi. İklimin sürekli değiştiğini ve kaymaların olduğunu belirten Prof. Dr. Gücü, “Bu yıl enteresan bir yıl. Yaz gelmek bilmedi. Geldikten sonra çok sıcak oldu. Şimdi de gitmek bilmiyor. Ekimin ortasına geldik, halen gölde yüzen insanlar var.
Şimdi inci kefali de yaşamını iklime göre kontrol eden bir tür. Ve bu sene, balıkçılar av miktarının geçmiş yıllara göre az olduğunu söylediler. Şimdi bu iki olay birleşince, bir yandan iklim değişikliğinin en yoğun yaşandığı yıllardan bir tanesi, diğer taraftan da balık azalmış. Acaba bu tür iklim den olumsuz etkileniyor mu? Veya bu tür ileride bundan etkilenecek mi? Bunun için araştırma yaptık” dedi.
‘ENDİŞE EDECEK DURUM YOK’
Sonuçların henüz çıkmadığını ilk gözlemlerin de çok olumsuz olmadığını anlatan Prof. Dr. Gücü, “Göldeki balıkta öyle anormal bir azalma yok. Hatta daha güzeli bu yıl doğan ve stokun geleceğini garantileyecek olan yavrulara kıyılarda bolca rastladık. Bu iyi bir şey. Bu birkaç yıl sonra stoklara katılacak olan bireyleri gösteriyor. Onun dışında gözlediğim azalma yok ama balığın dışında değişiklik var diye gözüküyor. Şu an Ahlat ve Adilcevaz tarafında, hatta Amik tarafında büyük sürülere rastladık. Bu sürüler, toplu halde şu anda. Yani bunlar zaman içerisinde kıyıya doğru yayılacak ve balıkçılar ancak ondan sonra bu balığı avlayabilecekler diye düşünüyoruz. Yani balıktaki azalma tamamen balığın davranışındaki değişikliklerden kaynaklanıyor. Yani endişe edecek bir durum yok gibi gözüküyor” diye konuştu.
HAZIRLIKLI OLMAMIZ GEREKİYOR
Bu iklim değişikliklerinin ileride daha yoğun, daha sık ve şiddetli olarak yaşanacağının altını çizen Prof. Dr. Gücü, “Buna karşı hazırlıklı olmamız lazım. Bu tip araştırmaların bir defaya mahsus olmaması gerekiyor. Bunların izleme çalışmaları olarak, desteklenmesi ve devam ettirilmesi gerekiyor. Ancak bu şekilde bu türü koruyabiliriz” dedi.
BALIĞIN MİKTARINDAN ÇOK DAVRANIŞI ETKİLEDİ
Elazığ Su ürünleri Araştırma Enstitüsünde görevli ve proje yürütücüsü Su Ürünleri Yüksek Mühendisi Ferhat Demirol ise “Analiz yapmadan net bir şey söyleyemeyiz. Ancak ön bulgular, gerek yavru miktarının gerekse ana biyokütlenin bol miktarda bulunduğu yönünde. Gölün farklı bölgelerinde bol miktarda balık ekosu aldık ve inci kefali miktarında herhangi bir sorun yok gibi görünüyor. Koruma kontrol faaliyetlerinin bugüne kadar olduğu gibi özenle yapılmaya devam etmesi halinde kısa ve orta vadede inci kefali popülasyonunun ciddi bir tehdit altında olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Yine de sucul ortamların çok dinamik yapılar olduğunu unutmadan bu tarz izleme çalışmalarının ihmal edilmemesi gerektiğine inanıyoruz” dedi.