İnatçı çocukla nasıl baş edilir? Çocuklar ağlamak, hayal kırıklığına uğramak, açlık ve acı gibi duygusal tepkilerle doğarlar ama diğer duyguları, büyüdükçe öğrenirler.
Çocukların hareketli, keşfedici, karıştırıcı ve ısrarcı olduklarını bilmek gerekmektedir. Ancak bu olumsuz özellikler geçicidir.
Çocuğa fazla baskı yapılması, eksik bilgi eğitim, kardeş kıskançlığı, yetişkinlerin kendi istekleriyle çocuğun istekleri arasında tutarsız davranış sergilemeleri, çocuğa özgürlük duygusunun verilmemesi çocukların inatçılığına sebep olmaktadır.
Çocuğunuzun nasıl hissettiğiyle ilişkili duyguyu tanımasına yardımcı olmalısınız. Çocuklar yaşadığı Duyguların farkında olması sağlanmalıdır. Çocukların da bir duyguyu neden yaşadığını ve duyguları çok yoğun hissedip zorlandıkları zaman anne ve babalarının onların bu duygusal anlarında iyi bir gözlemci olması gerekir. Çocuktur diyerek ertelemek o duygu arkasında başka bir sebebimi araştırmadan kapatmak ileri ki dönemde depresyon gibi ruhsal rahatsızlıklara da sebep olabilir.
Çocuğun mutlu olmasını istiyorsanız bazı isteklerine ‘hayır’ diyebilmeyi öğrenmelisiniz. İki yaşlarındaki çocuklarda bu baskın ısrarcılık olmaktadır. Çocuğa seçenekler sunmak, bu seçenekler üzerinden seçim yapmasını sağlamak, uzlaşmacı bir tavır sergilemek, sabır etmek, çocuk öfkelendiğinde onun dikkatini başka bir alana yönlendirmek, ilgisini çekecek yeni seçenekler oluşturmak çok önemlidir. Gözlemlediğiniz duyguyu adlandırın.
Öfke nöbetlerinde olumsuz davranışlarına tepki vermeden çocuğunuzun sakinleşmesini beklemeli ona kısa bir zaman verin. Direncinin kırılmasını ve vazgeçmesini bekleyin. Kendini yerlere atmalar, sinirlenip bağırıp çağırmalar, eşyaları atmaları, zıplayarak ağlama krizleri, hem ağlayıp hem anlatamama gösterileri ne istediğini bilmezlikler… Ve daha bir sürü şey. Size karşı açılmış bir cephede isteğini anlatma çabasıdır. O anda çocuklarınızın istek ve tercihlerini ciddiye almazsanız çocuk tüm gücü İle karşı çıkar, bedel ödetir ve sonunda istediğini size yaptırır.
Yaptırdıkça da şunu öğrenir “Yeterince direnirsem sonunda annem değil ben kazanırım”. Kendini bir zafer ilan eder ve sonraki zaferi için tüm kozları ona vermiş olursunuz. Çocuk deyip geçmeyelim gayet farkında ve ne istediklerini yolları yanlış olsa da yaptırmaya tüm güçleri var.
Size önerim çocuğunuz sizden ısrarla bir şey anlatmaya veya istekte bulunuyorsa cümleye asla “Hayır” ile başlamayın. “Hayır” ile başladığınız takdirde çocukla bir anda iletişim kurmanızı güçleştirir, keskin bir şekilde görünmeyen bir savaş açmış olursunuz çünkü siz bir şey istediğinizde o da size hemen “hayır” der. Çocuğunuza o an tüm ifadenizi yumuşatarak isteğinin neden olamayacağını net bir ifade ile açıklayıp yeni alternatifler sunmayı deneyin. Peki, çocuğunuz bu durum hoşuna gitmeyecek ve ısrarla ağlamaya devam ederse ne yapacaksınız. Yapacağınız şey sakin kalıp “Peki o halde, sakinleşmeni bekliyorum.
Seçeneklerden birini seçersen birlikte düzenlenmiş olduğumuz oyunumuza, etkinliğimize kaldığımız yerden devam edebiliriz” eğer sen ısrarla sana sunduğum alternatifleri düşünmeden devam edersen birlikte geçireceğimiz güzel zamanı kaybediyoruz diyerek sakince onun karar vermesini beklemek işe yarayacaktır. Çocuğunuz sizin sakin kalmanızı ve kontrollü olmanız onu düşünmeye ve sakinleştirmeye itecektir. Çünkü siz ısrarla hayır demiyorsunuz. Bazen çocuğun ısrarından daha güçlü bir direnişte anneler inatçılık yapmaktadır. Doğru iletişim her şeyi daha kolaylaştıracaktır. İlgi gören davranış pekişir, fark edilmeyen davranış ise etkisini kaybeder.
Karşı gelme davranışı ilerleyen ve süreklilik kazanan çocuklarda, aşırı ilgi ve ilgisizlik durumu, anne ile çocuk arasındaki duygudaşlık eksikliği, sürekli çatışma halinde büyüme, sorunları çözmeden üstü örtülen duygular davranışlar, öfkesini kontrol edemeyen ebeveynlerin etkisi çocukta dikkat eksikliği ya da öğrenme güçlüğü temelindeki dinamikler olacaktır.