İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul’da kentsel dönüşümü toparlayabilmemiz için 100 yılı aşkın bir süreye ihtiyaç var” dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Bugüne kadar yapılan sayıları ortaya çıkarttığımızda, yani 99 depremini bir milat olarak aldığımızda, bugüne kadar yapılan kentsel dönüşüm ile ilgili sayı ritmini hesapladığımızda, İstanbul’da kentsel dönüşümü toparlayabilmemiz için 100 yılı aşkın bir süreye ihtiyaç var” dedi.
Küçükçekmece Belediyesi ve KİPTAŞ arasında gerçekleşen Kanarya Mahallesi Kentsel Dönüşüm Projesi İşbirliği Protokolü İmza Töreni, Küçükçekmece Belediyesi’nde düzenlendi. Törene İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yanı sıra, Küçükçekmece Belediye Başkanı Kemal Çebi ve KİPTAŞ Genel Müdürü Ali Kurt da katıldı. Törenin ardından İmamoğlu, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
“İSTANBUL’UN YAPI STOKU ÇOK BÜYÜK BİR TEHDİTTİR”
Konuşmasında İstanbul’un yapı stoku çok büyük bir tehdittir diyen İmamoğlu, şunları söyledi:
“Biliyorsunuz dün Zeytinburnu’nda bir bina çöktü ve oraya gittiğimde gördüm ki bir binanın çöküş anını gece hisseden bir genç bütün apartmanı uyarıyor çünkü kolonlardan çatırdama sesi geliyor, camlar kırılıyor ve insanların evden çıkmasını sağlıyor. Derken, sabah bina çekiyor. Tesadüf eseri, bugün çok trajik bir ortamı yaşayacakken, bizi böyle bir süreci yaşamaktan kurtarmış oluyor. O kahramana onun farkıma vardığı için teşekkür ediyorum, minnet duyuyorum. Ama böyle teşekkürleri etmememiz lazım. İstanbul’un yapı stoku çok büyük bir tehdittir. İstanbul’un ne yazık ki 200 bine yakın yapı stoku böylesi bir risk alanı oluşturmaktadır ve bu konu gerçekten İstanbul’un çok çok önemli bir konusudur”
“100 YILI AŞKIN BİR SÜREYE İHTİYAÇ VAR”
İmamoğlu, “Bugün özellikle talimatım odur ki, vatandaşı içine katan bir modelle bir dönüşüm olduğu takdirde İstanbul’da başarılı olunur. Bugüne kadar yapılan sayıları ortaya çıkarttığımızda, yani 99 depremini bir milat olarak aldığımızda, bugüne kadar yapılan kentsel dönüşüm ile ilgili sayı ritmini hesapladığımızda, İstanbul’da kentsel dönüşümü toparlayabilmemiz için 100 yılı aşkın bir süreye ihtiyaç var” dedi.
“DÜN İSTANBULLULARA SESLENDİM”
Dün sosyal medya hesabı üzerinden yayınladığı çağrının İstanbullulara yönelik olduğunu vurgulayan İmamoğlu, “Vatandaşın da kendi binasını güçlendirme ve yenileme konusunda ısrarcı olmasını sağlamak şart. Bunun elbette birkaç ayağı var. En önemli ayağı vatandaşın bu işe inanıyor olması. Diğer ayağı finansman. Yani finansmanı en uygun bir biçimde ülkemizin sağlıyor olması lazım.
Şu anda dönüşüm yapmak, binasını güçlendirmek isteyen vatandaşlarımıza gerçekten bir imkan sağlanıyor ki bunun meblağsı geçen yıl artırıldı ama daha fazlasını verebilmek insanların yapı sahipleri olarak dönüşümünü sağlamak şart. Dün özellikle, İstanbullulara çağrı diye bir mesaj yayınladım. Ve orada konuşmamada da anlattığım şeyleri buradan tane tane anlattım. İstanbullulara seslendim. Dedim ki bakınız, biz İstanbul’da yapıları tetkik ediyoruz. Ve ne yazık ki manzara düşündüğümüzün çok daha ötesinde.
Bizi ve belediyelerimizi o binaların çürük olup olmadığını tespit etmek için gittiğimizde binalarına sokmayan vatandaşlarımız var dedim. Bunları söyledim, bunları söylemeye devam edeceğim. Her ne kadar birkaç belediye başkanı hemen kimi ima etmek istiyorsun, ne demek istiyorsun diye böyle anlamsız, sosyal medya üzerinden saçma sapan bir takım ifadelerde bulunsa da onları muhatap almayacağım. Bizim orada seslendiğimiz ve uyarmak istediğimiz, vatandaşın maksimum işbirliğini bu sürece dahil etmekle ilgiliydi” şeklinde konuştu.
“BU ŞEKİLDE VAKİTLERİNİ HARCAMALARI KADAR ÜZÜCÜ BİR DURUM YOK”
Bir gazetecinin, ön inceleme ile ilgili İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun açıkmalarını sorması üzerine, ” ‘Bence suç’ diye bir şey var mı Anayasa’da? Bakanlık yapıyorsunuz ve ‘Bence suç’ diye bir yorum yapıyorsunuz. Böyle bir şey olur mu? Anayasa’da ya da kanunda böyle bir tanım olmaz. Devletin bu makamında bulunan insanların, bu şekilde vakitlerini harcamaları kadar üzücü bir durum yok. ‘Bence suç’ diye açıklayarak, açıklama yaparak, Diyarbakır ziyareti üzerinden, ‘Ben, aslında buna soruşturma izni veririm’ mesajı vermek, daha bugün yarın belki de müfettişe ulaştıracağımız ifademize etkide bulunma anlamına geliyor.
Bu, çok doğru bir bakış açısı değil. Ben, açık ve net söyleyeyim: Sayın İçişleri Bakanı’nın bu ifadelerini ve bu tavrını, bu anlayışını Sayın Cumhurbaşkanımızın ilgisine havale ediyorum. İstirham ediyorum; bu süreci analiz etsinler. Bunun altında ne var, ne yapılma isteniyor? Ben, ciddiye almayacağım. Ben, işime bakıyorum zaten. Hepimiz işimize bakıyoruz” ifadesini kullandı.