Başlangıcın cesuru! Hayallerinin ve hatta hayal edeceklerinin temeli olan başlangıç. İlk adım ve süreç…
Ya umut edildiği gibi olmazsa ve her şey tek seferde yitip giderse? Belki de başlangıcın kendisi savurup atacak tüm imkanları.
Olaylar, ilişkiler, işler ve hatta yaşamın bir başlangıç noktası ve her birinde ilk adım ehemmiyeti vardır. Tamamında kendini kanıtlamaya çalışma çabası ve başlangıcın heyecanı, umutların ışığı ile kendimizi heba etmekte üzerimize yoktur. Belki de beklentiler işleri bu eforu sarf etmeye yöneltmekte. Kendimizi işe ya da ilişkiye adamaktan ziyade meselemiz hep bekleneni karşılamaya yöneliktir. İlk tanışma evresinde ki ilişki için yapabileceklerimizin sınırı olmayacak ve hiç bir zaman yeterli bulunmayacaktır.
Temel yaradılış özelliğimiz olarak doyumsuzluk ve beklenti sınırsızlığı, bize bizim için taviz vereni daha çok zorlayarak şansımızı ya da oluşabilecek tüm güzel şeyleri yerin dibine sokmaktan başka bir işe yaramayacaktır. Dolambaçlı bir merdiven gibiyse insanlar arası ilişki, her adım samimiyete çıkar fakat bu merdivenler yukarı taşırken çıkanı yoracaktır. Her adımına setler çekip müsaade etmeyeceksek, o yola olmayacak kişileri sokmamak gerek. Ancak verdiğimiz şansları lütufmuş gibi sunarsak daha ilk baştan, zirveden vaz geçer lütufu alan.
Dert yanmaya meyilli olan olarak kimsenin bizi anlamadığını düşünerek dirseklerimizi çürüterek yaşam süreriz. Bizi biz anlamak ile mükellefken anlatmaktan aciz olup lütufmuş gibi davranırsak, cüzzamlı gibi değer görüp kaçılması içten bile olmayacaktır. Şansa şans vermek gerek her daim, şansa şans. Şans dediğin bizim kabul ettiğimizden ibaret ve olmayacak olana ihtimal vermek hatanın bizzat kendisiyken hata dediğin deneyimin temelidir.
İmkansız düşündüğüne ihtimal vermek, olunca mutluluk, olmayınca deneyim diye nitelendirilir; şansa şans verilmiş olur. Adem’in bizzat kendisi kovulmuştur şu dünya haline ve ceza demiştir Yaradanı ona. Bir dert halidir yaşamak ve her yanı karanlık belki de. Dertlerimizi yarıştırıp ilk adımları bir birimize eza ederek herkesin bizi anlamasını beklemeyiz. Başlangıcında yorduğumuzu zirvede bulamayız, daha üçüncü adımda bitap düşüp yolumuzdan ayrılır. Daha da elem sarar sonra ve veryansın ederiz, kimse bizi anlamıyor diye. O halde şansa şans vermeli ve merdivene davet ettiğimizi yormamalıyız.
Peki ya iş hayatı için bu ilk adım ne anlam ifade eder?
Tüm iş başlangıçlarının bir deneme süresi vardır, firmaya göre zaman aralığı farklılık gösteren. Hepimiz bu deneme sürecini en verimli halde atlatmak ve iş verenin güvenini kazanmak adına elimizden gelenin fazlası için kendimizden bolca taviz veririz. Tam burada asırlar önce yok olmuş köleliğin modernize edilmiş yapısına düşmemek içten bile olamaz. Göze girmek adına yapacağımız her işin sonucu olarak artacak olan doyumsuz beklenti ilerleyen günlerde, bizi işini yapamayan sıfatı ile birleştirecektir.
İşin ehli olmanın faydası bir anlam ifade etmezken çoğu özel sektör için, bizden beklenen daima kazanç artışına destek olmaktır. Kurulu olan bir düzeni yıkmak düşünülemezken değiştirmenin tek yolu, sistemi kabul edip bir çarkı haline gelmektir. Deneme sürecini(ilk adımı) geçebilmek için tüm çaba, beklentiyi kat kat arttırınca günü geldiğinde yapılan tüm işler iş verence eksik olarak değerlendirilecektir. Tıpkı ilişkilerdeki gibi iş verende ilk adımda işçisini yormasa ve işçi olacak olan gerçek potansiyeli ile geçse güven sürecini, beklentilerin artış hızı da buna oranla düşük olacaktır. İnsan olarak değerlendirdiğimizde birbirimizi farklarımızın önemi en az seviyelere düşecektir.
Tam bu bağlamda para ve rütbe meselesinin farkı yok sayılırsa yapılacak işin verimi artarken refah seviyesi göklere kadar çıkacaktır. Kendimize duyacağımız saygı bir başkasına duyduğumuzdan fazla olmamalı ve ego asla yer etmemeliyken gönüllerimizde, kibir bize uğramamalı. Birbirimizden beklentimizin potansiyelimizden fazla olması, yapabileceğimiz anlamı taşımaktan çok mutsuzluğu sağlar ve verim olayı yerlerde sürünür. Güven süreci olarak ilk adımda sadece kendi potansiyelimiz ile davranmalı ve iş veren olarak yine bizi daha yapıcı karşılamamız gerekir.
‘Bin kilometrelik bir yolculuk ilk adımla başlar’ – Lao Tsu