İkinci eldeki yeni düzenleme yürürlüğe girerken; İzmirli avukat Tamer Atabay, bu konudaki yönetmeliğin iptali için Danıştay’da dava açtı. Kararın mülkiyet hakkına aykırı olduğunu belirten Atabay, “Yönetmeliğin Danıştay’dan döneceğine inanıyoruz” dedi.
Ticaret Bakanı Mehmet Muş’un kamuoyuyla paylaştığı araç satışına sınır getiren ‘İkinci El Motorlu Kara Taşıtlarının Ticareti Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Düzenlemeye göre ikinci el otomobiller ilk tescil tarihinden itibaren 6 ay ve 6 bin kilometre dolmadan satılamayacak. Yürürlüğe giren düzenlemenin 1 Temmuz 2023’e kadar geçerli olacağı, bakanlığın uygulamayı 6 ay uzatabileceği de belirtildi. İzmirli avukat Tamer Atabay, ‘anayasanın mülkiyet hakkına aykırı’ olduğu gerekçesiyle yönetmeliğin iptali için 6 Ağustos’ta Danıştay’da dava açtı.
Atabay, yönetmeliği anımsatarak, “Yönetmeliğe göre tacirlerin araç satışını yönelik bir kısıtlama geldi. Tacirler 6 ay ve 6 bin kilometre iyi geçmeden araçları satamayacaklar. Bu anayasaya aykırı. Ayrıca İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’ne aykırı. Bu nedenle iptal davası açtık. Çünkü tüm kamu kuruluşlarına verilen mülkiyet hakkına aykırı bir yönetmelik. Mülkiyet hakkı ne demek. Ben bir aracı kiralayabilirim, satabilirim veya kullanabilirim. Bu yönetmelikle artık aracı satamayacağım söyleniyor.
Hukuk bunu tanımıyor. Bir tacir veya vatandaş tüm yatırımlarını buna yapmış olabilir. Siz birden ‘Devlet olarak bunu yapmanı kısıtlıyorum’ diyemezsiniz. Bir tacir hukuk düzeninde, hukukun vermiş olduğu ölçüde kar oranı hangisinde fazla ise ondan yararlanma hakkına sahiptir. Hal böyleyken bir oldu bitti ile ‘Bunu kısıtlıyorum’ denilemez. Bu hem İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nin 1’inci maddesine aykırıdır hem de Anayasa’nın 35’inci maddesine aykırıdır. Dolayısıyla Danıştay’da dava açtık” diye konuştu.
Yönetmeliğin Danıştay’dan döneceğine inandıklarını vurgulayan Atabay, “Mülkiyet hakkındaki bir hak. Bu ancak kanunla sınırlandırılabilir, yönetmelikte yapılamaz. Bunun yanında bu öngörülebilirlik ilkesine de aykırı. Bir şirket çok kâr getirdiği için bu yönteme başvurabilir. Örneğin yatırımlar tüm imkanlar kullanılarak bu yönde yapılmışken, bu aracın satımı yasaklandığı zaman büyük bir zarara neden olacaktır. Bu nedenle Danıştay’ın, anayasanın vermiş olduğu hakkı koruyacağını düşünüyoruz” ifadesini kullandı.