İdam geri gelmeli mi? Artan cinayet ve çocuk istismarı olayları üzerine idam cezasının geri getirilmesi görüşü yeniden yüksek sesle ifade edilmeye başlandı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Çocukları, kadınları, masum ve mazlumları en aşağılık yöntemlerle hedef alan canilerin, katillerin, insanlık düşmanlarının en ağır şekilde cezalandırılması gerekir” dedi, idam cezasının mevzuatımıza alınmasını istedi.
Meclis Başkanı Mustafa Şentop da şu sözlerle Bahçeli’ye destek verdi:
“Belli suçlara mahsus olmak üzere idam cezasının getirilmesi gerektiği kanaatindeyim. Bunlardan bir tanesi tasarlayarak adam öldürme, vahşice insan öldürme suçudur. Bir de küçük çocuklara karşı işlenen cinsel suçlar için idam cezası olması gerektiğini düşünüyorum.”
Peki, bu ceza geri gelmeli mi?
Bence hayır!
Gerekçelerimi şöyle sıralayabilirim:
1)Prof. Dr. Özcan Özal’ın bir makalesinde yer alan bilgilere göre, ABD’de 18 saniyede bir suç, 24 dakikada bir cinayet işlenmekte ve her dakika bir tecavüz olayı yaşanmaktadır.
Şayet idam cezası suçu önlemeye yetseydi, ABD’de cinayetlerin de, tecavüz olaylarının da bu düzeyde olmaması gerekirdi. Çünkü bu ülkede idam cezası halen yürürlüktedir.
Suçun sosyal, ekonomik, psikolojik, fizyolojik nedenlerini göz ardı edip sadece cezalar üzerinde çalışarak sonuca ulaşmak mümkün değildir.
2)Her ülkede adli hatalar yaşanabilmektedir.
Hapis cezasına çarptırılan bir kişi adli hata kurbanı olmuşsa bu telafi edilebilir.
Ancak söz konusu kişi idam edilirse geri dönüş imkanı yoktur.
Bugün Adnan Menderes’in, Fatin Rüştü Zorlu’nun, Hasan Polatkan’ın idam edilmesinin yanlış olduğunu kabul etmeyen bir tek kişiye rastlayamazsınız.
Aynı şekilde Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idam edilmelerindeki yanlışlık da genel kabul görmektedir.
3)Çağdaş hukuk sistemi, suçun şahsiliği esasına dayanır.
Oysa idam cezasıyla bir kişi öldürülürse, sadece suçu işleyen değil, onun ailesi de en ağır biçimde cezalandırılmış olmaktadır.
4)İdamın, suçlu bir kişinin çarptırılacağı en ağır ceza olduğu da tartışmalıdır.
İdama mahkum olan kişi bir süre korku içinde yaşadıktan sonra hayata veda eder.
Oysa ağırlaştırılmış müebbet hapis ömür boyu sürer.
5)İdam cezasının getirilmesi Türkiye’yi başta Avrupa olmak üzere çağdaş dünyadan tümüyle koparır.
Sonuç olarak söyleyeceğim şudur:
Suçun nedenleri üzerinde yoğunlaşmak ve bu çerçevede çözümler üretmek, suçluları öldürmeyi düşünmekten daha doğru bir davranış olarak görünmektedir.