İçişleri Bakanı Süleyman Soylu Cezeri sergisinde, “Barışı ve bu savaşın bitmesini kendisine sorumluluk hisseden yegane ülkelerden biriyiz.” dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin ‘El Cezeri Sergisi’nin açılışı ve 11 kentin AFAD müdürlüğünden 1433 personelle gerçekleştirilen ‘Kentsel Arama Kurtarma’ tatbikatına katılmak üzere kente geldi. Sibernetik alanının kurucusu olarak kabul edilen ünlü İslam alimi El Cezeri‘nin 13’üncü yüzyılda çizdiği makinelerin çalışır makinelere dönüştürüldüğü sergide BAYKAR tarafından milli imkanlarla yapılan Türkiye’nin ilk uçan arabası da yer aldı. Serginin açılışına Bakan Soylu’nun yanı sıra Sur Kaymakamı Abdullah Çiftçi, İl Emniyet Müdürü Hüseyin Aşkın, AK Parti Diyarbakır Milletvekilleri Oya Eronat ve Ebubekir Bal ile kurum ve kuruluşların temsilcileri ve öğrenciler katıldı. Açılış sonrası Vali Münir Karaloğlu ile birlikte sergiyi gezen Bakan Soylu, yetkililerinden makinelerle ilgili bilgi aldı.
‘İLK ÖNCE MEDENİYETİMİZİ KARALADILAR’
Bakan Soylu El Cezeri Sergisi’nde yaptığı konuşmada, büyük bir medeniyetin evlatları olduklarını ifade ederek, “Bizi medeniyetimizden ayırmak isteyenler ilk önce medeniyetimizi karaladılar, birliğimizi ve beraberliğimizi ötekileştirmeye, ötelemeye çalıştılar. Ardından özgüvenimizi almaya çalıştılar ama görüyoruz ki, bizim hamurumuz, karakterimiz bu medeniyette güçlü bir şekilde yoğrulmuştur. Piri Reis’ten Harezmi’ye, İbn-i Sina’dan Cezeri’ye kadar hem fennin hem ilmin hem tekniğin maneviyatını bu medeniyette yoğuran bir anlayışın, güçlü bir karakterin evlatlarıyız” diye konuştu.
‘BU SAVAŞIN BİTMESİNİ KENDİSİNE SORUMLULUK HİSSEDEN YEGANE ÜLKELERDENİZ’
Rusya-Ukrayna savaşıyla da ilgili konuşan Bakan Soylu, barışı ve bu savaşın bitmesini kendisine sorumluluk hisseden yegane ülkelerden biri olduklarını söyleyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Çünkü barışın, huzurun, kardeşliğin, hem insanlığa hem geleceğe hem de geçmişin bıraktığı mirasa sahip çıkabileceğini bilen bir anlayışın çocuklarıyız. Ancak barış ve huzurda bunları meydana getirebilirsiniz. Ancak barışta bilginin peşinden gidebilirsiniz, doğru üretimde bulunabilirsiniz. Aksi takdirde bunu gerçekleştiremezsiniz. Suriye’de, Ukrayna’da çocuklar hayatlarını kaybediyor. Bu vahşilikten kurtulamıyorlar.
Onun için bizim hep birlikte dünyaya güçlü bir ses vermemiz lazım ve güçlü olmamız lazım. Cumhurbaşkanımız, ‘Bu ülkenin 81 vilayetinde üniversitelerin açılması lazım’ dediğinde, ne gerek var? Dediler. Zannettiler ki sadece bu döneme ait bir şey ortaya konuyor. Aslında öyle düşünmedi, biz açarız, donatırız, çocuklarımıza, gençlerimize imkan sağlarız, bizden sonra gelenler, çok daha geliştirirler ve bizim gençlerimizin, çocuklarımızın dünya ile rekabet etmesini sağlayabilirler. Yapacak çok işimiz var. Ama şu soruyu sormak isterdim. Bombaların altındaki Suriye, İran, Irak’ta çocuklar yıllarca sıkıntı altında kalmış, Afganistanlı çocukların hiç böyle bir şeyi düşünebilme kabiliyeti var mıdır?
Ülkelerinden başka ülkelere gitmek zorunda kalan Ukraynalı çocukların böyle bir kabiliyeti var mıdır? Okul, üniversite, bilim düşünebilirler mi? Bir şey yapmaya çalışıyorlar dünyada. Lütfen bu tuzağa düşmeyelim. Nefreti, düşmanlığı artırmaya çalışıyorlar. Bizim yolumuz belli. Dünyayı bir iyilik dünyası haline getireceğiz ve orada ilmin, insanlara faydalı olmanın peşinden yürüyeceğiz. Yapmamız gereken bu. Peki bu sadece bizim coğrafyamıza mı ait bir şey?
Hayır, Cezeri sadece kendi büyüdüğü coğrafyada mı icat, ilim, fen ve tekniğin gereklerini yerine getirmiştir? Hayır. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı, Lübnan’daki 0-2 yaş arası çocuklara ekonomik krizden içemedikleri, yemedikleri süt ve mamaları gönderiyor. Kavganın, savaşın, kaosun, karmaşıklığın değil hep birlikte barışın, dostluğun ve beraberliğin içinde yüzelim. İyilik dünyaya hakim olacak ve yine bu, bu coğrafyadan yükselecek. İnancımız tam.”