‘’Sadece ilaçlara bağlı kalmamalıydım’’ diyorum. ‘’Her şey bende bitiyor. Ben istersem bu depresif süreçten biranda çıkarım. İlaca gerek yok’’ demiyorum.
Merhabalar haberton.com okuyucuları.
Bildiğiniz üzere bu platform üzerinde ilk yazılarım kendimin de mustarip olduğu ‘’Epilepsi’’ hastalığı üzerine oldu. Hatta öyle ki Epilepsi hastalarının psikolojik bazı durumlarını kendim üzerinden yola çıkarak aktarmaya çalıştım. Kendi üzerimden yola çıkmamın ana nedenlerinden biri de benim gibi olan insanların sayısı. Epilepsi yazılarımdan sonra çok fazla insandan olumlu dönüşler aldım ve bir karar aldım. Bugünkü yazımda yine kendi üzerimden yola çıkarak sizlere psikolojik olan bazı sorunlarla başa çıkmayı anlatmaya çalışacağım.
Son birkaç aydır Epilepsi hastalığım yüzünden çok iş yeri tarafından ret cevabı aldım. Hali hazırda bozuk olan psikolojim iyice bozuldu ve ben, kendimi tamamen ilaçlara bağlı hale getirdim. Bir gün yine ilaçları alacağım zaman biraz durdum ve düşündüm. ‘’Ne yapıyorum?’’ Hastalık benim tekelimde olan bir durum değil. Bu hastalığı kendime enjekte etmedim. Havaleler ve kalıtsal birkaç yol ile bana geçmiş bir hastalık Epilepsi. Neden kendimi insanlardan soyutlamak istiyordum? İş bulamamak benim mi suçum? Hayır değil. Evet, psikolojik olarak benim unipolar depresif sürece girmemi sağladı ama ben sadece ilaçlara bağlı kalmamalıydım.
Fark ettiyseniz ‘’Sadece ilaçlara bağlı kalmamalıydım.’’ Diyorum. ‘’Her şey bende bitiyor. Ben istersem bu depresif süreçten biranda çıkarım. İlaca gerek yok.’’ Demiyorum. Her insan hayatının belli dönemlerinde psikolojik sorunlar yaşar ve sinir krizi geçirdiklerinde ‘’Sen istemeseydin o krizi geçirmezdin. Psikolojik sorunların sebebi sensin’’ diyen çok olur. Bana böyle cümlelerle gelenlere kibarca ‘’HADİ YA! NE ÇOK BİLİYORSUN SEN ÖYLE? DOKTORUM MUSUN?’’ diyorum. Bunu diyebiliyorum çünkü Bakırköy’de uzman hekim tarafından kontrollerim sağlanmakta. Doktorumun söylediklerinin dışına çıkmadığım sürece de zor zamanlar geçirsem bile psikolojik ağır ataklar geçirmiyorum. Doktorum ilaç veriyor mu? Evet ama ben, bu ilaçların yanı sıra kendimce çözümlerle o ilaçların etkilerini birleştirdim. Oldukça iyi sonuçlar da aldım. Paylaşmak istiyorum.
Kabul Edin
Evet, öncelikle psikolojinize dışarıdan biriymiş gibi bir bakın. Ben yazan biri olduğum için yazdığım cümlelerden anlamıştım psikolojimin iyi durumda olmadığını ve alarm verdiğini. Hiç yazamadığımı gördüğümdeyse hemen doktoruma koşmuştum. Hemen bir konuşma terapisi yapıldı ve sonrasında ilaçlarıma ek olarak bir ilaç eklendi. Fakat bunları yapmadan önce doktorum bana, anlattıklarımdan sonra ‘’Senin için ne yapmamı istersin? Bir çözüm önerin var var mı? ’’diye sorarak benim de fikrimi aldı çünkü dediğim gibi ben psikolojik olarak güçsüz düştüğümü fark ederek gitmiştim.
O an aklıma gelen tek şey ‘’İlaç değişikliği ya da ilaç eklentisi’’ oldu ve doktorum da benim önerimi onayladı ama ilaçlara bağlı kalmamamı özellikle belirtmişti ve sevdiğim aktivitelere devam etmem gerektiğini söylemişti. Özet olarak ruhen hasta olduğumu kabul ettim ve şifalanmak için çözümler aramaya başladım. İlk çarem ise zaten tedavi gördüğüm doktoruma gitmek oldu.
Yakınlarınızla depresyon halindeki düşüncelerinizi paylaşmaktan çekinmeyin
Evet, ‘’İlgi çekmek için yapıyor.’’ Diyenler pek tabii olacaktır ancak aklınızdan geçen olumsuz düşünceler sonucu, en kötü ihtimal olan intiharı denemektense düşüncelerinizi paylaşın. Şunu fark ettim ‘’Artık dayanamıyorum. Nefes alamıyorum. Yaşamak hiç bu kadar ağır gelmemişti.’’ Dediğim gün hıçkıra hıçkıra ağlamıştım ve bunu Instagram’da hikayemde paylaşmıştım. Arkadaşlarımdan biri telefonla aramış ve ‘’Ağladığına göre içinde bir yerlerde hala yaşamak isteyen biri var.
Sadece çok dolmuşsun ve cümlelerini paylaşman, ağlaman gerekiyordur belki de. Paylaşabilirsin.’’ Demişti ve ben, o an kimin hakkımda ne düşüneceğini umursamadan, hakkımda yapılan ya da yapılacak olan dedikodulara aldırmadan paylaştım bütün cümlelerimi. Ağlamak ve paylaşmak insanı o kadar rahatlatıyor ki yükünüz hafiflemiş bir şekilde yürüyorsunuz. Gözyaşı ve paylaşılmayan cümleler gerçekten yükmüş. Ruh yükü…
Kitap okuyun, film izleyin ya da yürüyüş yapın
Depresyon sürecinde zihin asla susmaz. Normalde de susmayan zihin depresyonda iyice konuşur da konuşur. Kitap okumak, film izlemek ya da yürüyüş yapmak zihnin kontrolünü elinize alıp yeniden düşünce kontrolu yapabilmenize yardımcı olacaktır.
Düşünce kontrol yöntemlerini öğrenin
Aslında birçok yöntemi var düşünce kontrolünün ancak ben, terapistimin önerdiği bir yöntemi kendimce geliştirdim. Paylaşmak istiyorum. Alın elinize bir defter bir kalem başlayın yazmaya. Sayfalarda, satırlarda istediğiniz kadar saçmalayabilirsiniz. Cümleyi tamamlayabilmek için bir önceki kelimeyle bir sonraki kelimeye dikkat etmenize gerek yok. Basit bir örnek verecek olursam ‘’ Ali ata bak’’ değil de ‘’Ali ata bakkaldı.’’ Gibi saçma sapan cümleler kurabilirsiniz.
Kendinizi iyi hissedene kadar devam edin yazmaya sonra durun ve yazdıklarınıza şöyle başka bir gözle bakın. Cümlelerinizi düzeltin. Saçma sapan cümlelerinizi düzeltirken olumsuz düşüncelerinize de çözüm üretmeye başlayacaksınız ve yavaş yavaş düşünce kontrolünüzü ele almaya başlayacaksınız. Ya da resim çizin sonrasında resimde hatalı olan yerleri düzeltin. Size kalmış. Bu geliştirdiğim yöntemin etkisini her koşulda gördüğümü söyleyebilirim.
Toksik olan, ruhunuzu emen kişileri hayatınızdan çıkartın
Yine kendimden yola çıkarak kısaca örneklendirmek istiyorum bu maddeyi.
‘’Bu sene ataman olacak mı sence? Onca mezun var sana sıra gelecek mi? ‘’ diye sürekli beni soru yağmuruna tutan bir tanıdığımı çok sevmeme rağmen hayatımdan çıkarttım. Sonrasında sürekli beni suçlayan, başıma gelen güzel olayları anlattığımda bile umursamayan, ulaştığım başarıları anlattığımda ‘’senin yaptığın ne ki bak dinle ben şunu şunu yaptım.’’ Diyerek benimle yarış haline giren ve beni her fırsatta ‘’ama ben senin iyiliğin için söylüyorum.’’ Diyerek maniple eden başka bir arkadaşımı hayatımdan çıkarttım.
Çıkarttığım için yine ben suçlandım ancak kendimi o kadar hafiflemiş hissediyorum ki. Zaten bir psikolojik süreçteyim yeniden iyi şeyleri görmeye ihtiyacım varken böyle negatif biriyle arkadaşlığımı devam ettirmem bana zarar verecekti. Sizin de çevrenizde varsa böyleleri bırakın gitsinler. Belli bir süre yalnız kalırsınız ancak yalnızlık Allah’a mahsustur illa ki gidenin yeri yeni bir arkadaşla dolacaktır.
Ve yazımın sonunda yeniden belirtmek isterim ki ben, bu alanla ilgilenen bir uzman değilim. Yalnızca bu sorunları fazlasıyla yaşayan biriyim ve kendimce başa çıkma yöntemleri geliştirdim. Bunları da siz kıymetli okurlarla paylaşarak varsa şayet kendim gibi insanlara ulaşmayı amaçladım. Umarım şifa gören okurlarımız olmuştur.