Türkiye’de her sene yaklaşık 200 bin kişinin kalp krizi nedeniyle yaşamını yitirdiği kayıtlara geçerken, bu oranın trafik kazası nedeniyle yaşanan ölümlerin 30 katı olduğu belirtiliyor.
Dünyada en fazla ölüm, kalp rahatsızlıklarından kaynaklı oluyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, her yıl dünyada 17 milyon kişi kalp damar hastalıkları nedeni ile yaşamını yitiriyor. Sağlıklı bir kalbe sahip olmanın önemine dikkat çeken uzmanlar, 29 Eylül Dünya Kalp Günü vesilesiyle kalp sağlığıyla ilgili öneriler paylaştı.
Kalp damar hastalıkları dünyada en fazla ölüme sebep olan hastalıkların başında geliyor. DSÖ verilerine göre, her yıl dünyada 17 milyon kişi kalp damar hastalıkları nedeni ile yaşamını yitirirken, kalp ve damar hastalıklarına bağlı ölümlerin artarak 2030 yılında 22,2 milyona ulaşacağı tahmin ediliyor.
Türkiye’de de toplam ölümlerin yüzde 40’ı dolaşım sistemi hastalıklarına bağlı gelişiyor. Türkiye’de her sene yaklaşık 200 bin kişinin kalp krizi nedeniyle yaşamını yitirdiği kayıtlara geçerken, bu oranın trafik kazası nedeniyle yaşanan ölümlerin 30 katı olduğu belirtiliyor. Türkiye ve tüm dünyada başlıca ölüm sebebi olan kalp damar hastalıklarına dikkati çekmek ve halkın bilinç düzeyini artırmak için ise her yıl 29 Eylül Dünya Kalp Günü’nde çeşitli farkındalık çalışmaları yürütülüyor. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Özel Ankara Umut Hastanesi CEO’su Dr. Fedakar Günsili, Türkiye’de kalp hastalıkları ve Kovid-19 salgını sürecinde kalp rahatsızlığı olan hastalara önerilerde bulundu.
“BASIT ÖNLEMLERLE KALP KRIZI GEÇIRME, FELÇ OLMA VE ÖLÜM RISKIMIZI AZALTABILIRIZ”
Sağlıklı beslenme, düzenli fiziksel aktivite ve tütün ürünlerinin kullanılmaması ile kalp krizi ve felçlerin %80’inin önlenebildiğinin altının çizen Dr.Fedakar Günsili, “Kalp damar hastalıkları büyük oranda önlene-bilir hastalıkların başında gelir. Yaşamlarımızda sadece birkaç küçük değişiklik yaparak kalp krizi geçirme, felç olma ve ölüm riskimizi azaltabiliriz. Ayrıca, sigara içmeyerek, düzenli egzersiz yaparak, sağlıklı beslenerek, aşırı kilo almayarak, sağlığımızı olumsuz etkileyecek düzeyde kiloluyu vererek, hipertansiyon hastası isek kan basıncımızı ve şekerimizi iyi kontrol ederek kalp damar hastalığı gelişimini önleyebilir, yalnızca daha sağlıklı değil aynı zamanda daha keyifli bir yaşam sürebiliriz” dedi.
“KALP HASTALARI KOVID-19’A 3 KAT DAHA FAZLA DIKKAT ETMELI”
Kovid-19 vakalarında ölüm riski en yüksek grubun yaşlılar ve kalp damar hastalığı bulunanlar olduğunu hatırlatan Dr. Günsili, “Araştırma sonuçlarına göre, daha önceden herhangi bir hastalığı olmayanlarda ölüm oranı yüzde 0,9 iken, kalp damar hastası bireylerde ölüm oranının yüzde 10’un üzerinde olduğu görülüyor. Bu sebeple kalp rahatsızlığı olanların Kovid-19’a karşı 3 kat daha fazla dikkatli olmaları gere-kiyor. Virüsün ana hedefi akciğerler olduğundan kalp dokusununa da saldırıda bulunduğunu ve miyokar-dit olarak tanımladığımız kalp kası iltihabına neden olabildiğini görüyoruz. Bu durumda akciğerler kanın yetersiz oksijen içermesini kompanse etmek için, kalp dolaşım hızını arttırmak zorunda kalıyor.
Dokulara oksijen ulaştırmak için daha çok çalışması gereken hastalıklı bir kalbin ise bu durumdan olumsuz etkilenmesi kaçınılmaz. Kalbin etkin bir şekilde pompalama problemleri yaşadığı kalp yetmezliği olan biri için sorunları daha da kötüleştirebilir. Kalp rahatsızlığınız varsa, hastalığa yakalanma ihtimaliniz tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Kalp rahatsızlığı olan bir kişinin bağışıklık sistemi daha az olabilir. İnsanların yaşlandıkça bağışıklık sistemlerinin zayıfladığı bilinmektedir. Ve kronik tıbbi rahatsızlığı olanlarda, virüslere maruz kaldığında vücudun bağışıklık tepkisi güçlü olmayacaktır.” ifadelerini kullandı.
“TÜRK TOPLUMUNUN YÜZDE 35’İ POTANSIYEL KALP HASTASI”
Geçmiş yıllarda yapılan bir araştırmaya göre, Türkiye’de sigara içenlerin sayısının 20 milyonu aştığını ve bu tablonun başta kalp damar hastalıkları olmak üzere pek çok rahatsızlığı artırdığına dikkat çeken Dr. Günsili, “Obezite, sigara kullanımı ve fiziksel aktivite eksikliği, kalbi kritik düzeyde etkiliyor. Ama maalesef Türkiye’de her 3 erişkinden biri obez sınıfına girerken tütün ürünleri kullanımı konusunda da Avrupa’da ilk sırada geliyoruz. Son verilere göre, Türkiye’de sigara içen kişi sayısı 20 milyonu aşmış durumda. Ayrıca, toplumun 44’ü hayatında hiç spor yapmadığını belirtiyor. Bu tabloya bakıldığında Türk halkının kalp sağlığını korumak için gerekli adımları atmadığını ve toplumun yaklaşık yüzde 35’inin potansiyel kalp hastası olduğunu söylemek mümkün.” şeklinde konuştu.
DR. GÜNSILI’DEN SAĞLIKLI BIR KALP IÇIN ALTIN DEĞERINDE ÖNERILER
Kalp sağlığını korumanın aslında oldukça kolay olduğunu belirten Dr. Günsili, sağlıklı ve uzun bir yaşam sürmek için altın değerinde öneriler paylaştı:
“Sağlıklı beslenin, Sağlıklı bir kalp ve dolaşım sistemi için dengeli bir diyet oldukça önemli. Bu diyet, bol miktarda meyve ve sebze, tam tahıllar, yağsız et, balık ve sınırlı tuz, şeker ve yağ alımına sahip bakli-yatları içermeli. Düzenli fiziksel aktivite yapın: Her gün en az 20-30 dakika düzenli fiziksel aktivite, kardiyovasküler formunuzu korumaya yardımcı olur; Haftanın birkaç gününde en az 60 dakika fiziksel aktivite formda kalmaya da yardımcı olur.”
“GENEL KARDIYOVASKÜLER RISKINIZI KONTROL ETTIRIN”
Dr. Günsili sözlerine şu şekilde devam etti:
“Tütün kullanımından kaçının: Sigaralar, purolar, pipolar veya çiğnenebilir tütün, her şekliyle sağlığa çok zararlıdır. Aynı zamanda tütün dumanına maruz kalmak da tehlikelidir. Kalp krizi ve felç riski, bir kişi tü-tün ürünlerini kullanmayı bıraktıktan hemen sonra düşmeye başlar ve 1 yıl sonra bu risk yarı yarıya azalabilir. Genel kardiyovasküler riskinizi kontrol ettirin: Kalp krizi ve felçleri önlemenin önemli bir yolu da yüksek risk altındaki bireylere (10 yıllık kardiyovasküler riski %30’a eşit veya daha fazla olanlar) tedavi ve danışmanlık sağlamak ve kardiyovasküler risklerini azaltmaktır. Bir sağlık çalışanı, basit risk tablolarını kullanarak kardiyovasküler riskinizi tahmin edebilir ve risk faktörlerinizi yönetmek için uygun tavsiyeler verebilir.”