Her işe bir yorumumuz, her duruma bir eleştirimiz muhakkak var bizim. Hayatı boyunca hiç risk almamış ya da almaktan korkmuş olan, ne zaman düşse ellerinden tutulmuş insanların Eren’liğine ve Alim’liğine tanık oldunuz mu?
Atın kuyruğunu kesersen uzun diyende olur kısa diyende lakin sebep kuyruk kesimi değil, içlerindeki eleştiri tutkusu ya da sizi kendinden daha beter görme kibridir. Eksiden başlamanın verdiği bir bedbahtsızlık varken üzerinizde çabanız çoğuna gülünç kaynağı ve sizi demoralize eden, tahammülünüzü ezen bir dış etmendir.
Girişimciliğin tanımını hatırlatmak gerekir
Alacağınız riskler sizi eksiden çıkarıp sıfıra ulaştırır ve sıfıra ermenin mutluluğu artıya geçirir ancak. Risk durumunun her zaman başarı ile sonuçlanması elbette beklenemez lakin üzerine gidilmedikçe eksiler atom etrafında dönen elektronlar gibi peşinizi bırakmayacaktır ve her işinizde başkaca atomların elektron yükünü üzerinize çekersiniz. Adına Kader’de denilse Şans’da denilse bu durumu değiştirmek sadece cesaret işidir.
Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu?
Bilenle bilmeyen arasında fark susmak kalmış sadece. Korkakların korkusuz eleştirilerine maruz kalınan anlar; Çok küçük bir kamu görevine ya da özel sektördeki en basit bir işe bile alımında torpil veya bir tanıdığını referans gösterip sonra ayaklarını bir yere uzatıp neler yaşadıkda ölmedik algısı yaratırken sizin aldığınız riskleri ya da alacağınız riskleri eleştirip hakarete varan nasihatlerin savurulmasıdır. Aynı kişiler; sınava girersiniz küçümserler, iş yaparsınız boş iş derler, taktire şayan vasıflara erişirsiniz ben daha iyisini yaparım derler ve en kötüsü işsiz kalırsınız ben çalışmadan yapamam sana imreniyorum diyerek ironi aşağılaması yakıştırırlar.
Başkasının gururu ile gururlanmak
Kendi erişemediği işlerin altında ezilen bu gayesiz insanların en sevdiği durumlardan birisi de başkasının başarısına sahip çıkma durumudur. Bunu vasıf atfeden insanları da hepimiz tanımışızdır; amcam savcı, dayım hakim, kuzenimin teyzesi milletvekili söylemi. Sen kimsin diye sorulsa adını söylemeyip başkasının ünvanını gurur zanneden asalak grup. Bir de hiç bir iş yapamayıp çevresindeki üç beş şakşakcıyı başarı zannederken kaprislenen ve çok uğraş sahibiymiş gibi lanse eden grup var ki söz bile yetmez.
Bu bahsi geçen kişi veya kişileri düzeltmenin yegane yolu özeleştiriden geçer. Hepimizin ben kimim, amacım ne ve nelerin üstesinden geldim sorularına cevap aramamız gerekirken, her işten biraz bilirim mantığı ile önümüze gelene; müzisyen, doktor, savcı, siyasetçi ve daha bir sürü işten anlar gibi yorum ya da eleştiri yapamayız.
Ben kimim sorusuna cevap aramak kendini düzeltme yöntemidir, kendini düzeltmek dünyayı değiştirir.