Bir kadın ana rahmine o tohum düştüğü an anne olur. O sadece bir kadın değil, annedir, her anne bir mucizedir.
Çünkü bütün psikolojisi, fiziyolojisi gün geçtikçe değişmeye başlar. Bebeği büyüdükçe rahminde anneliği daha da pekişir ruhunda. Bebeği doğana kadar her geçen gün daha da “anne” hisseder kendini…
Bir kadın yavrusuna ana rahmine o tohum düştüğü an itibariyle emek vermeye başlar. Bedenindeki değişimleri kabullenmek kolay değildir. Bedeniyle birlikte ruhu da değişir. Bir bütün olarak hazırlanır anneliğe. Her doğum bir mucizedir. Doğum gerçekleştikten sonra daha da değişir kadın. Tam anlamıyla annedir artık kadın. Acı onu daha da olgunlaştırmıştır. Çünkü en kolay geçen doğum bile içinde acı barındırır. Her anne az yada çok acı çekerek doğurur yavrusunu.
Her anne ile çocuğu arasında bir manevi bağ vardır. Bir daha asla kopmayacak bir bağ. Velhasıl diyeceğim o ki zordur annelik. Çünkü bir daha asla eskisi gibi olmayacaktır kadın. Kalbi ve aklı hiç bir zaman önceki gibi dingin olmayacaktır. Kalbinin ve aklının bir köşesinde hep çocuğu olacaktır artık. Anne olduktan sonra bir kadının zihni hiç boş kalmaz. En rahat anında bile illaki yavrusunu düşünür.
- Bir bebeği büyütmek emek demek.
- Bir çocuğu büyütmek emek demek.
- Bir genci yetişkin olana kadar kollamak emek demek.
- Doğurduğunu ölene kadar yüreğinde , aklında, zihninde taşıyacak olmak emek demek.
- Verdiği emekten mutlu olmaktır annelik.
İşte tüm bu sebeplerden nerede bir anne görsem bilirim ki en hassas noktasıdır yavrusu. Hiç bir düşünceyi, hiç bir dili, dini, ırkı savunmadan sadece bir annenin yerine koyduğumda kendimi, karşımdakinin bir annenin evladı olduğunu düşündüğünüzde bütün insanlık gözünüzde değer kazanır ve insana sadece insan olduğu için değer vermeyi öğrenirsiniz. Deneyin.