Hemşerim meslek ne? Asgari ücretliyim… Yine aylardan Kasım, kimine göre romantizmin, kimine göre hüznün, kimine göre mutluluğun, kimine göre ise önümüzdeki yıl maaşım ne kadar olacak acaba sorusunun sorulmaya başlandığı bir aydır Kasım.
Türkiye’de ülke nüfusunun yaklaşık 30 milyonunu çalışıyor, yani bir işi var. 5 milyon civarı memur, yani kamuda kayıtlı.
Geri kalan yaklaşık 25 milyon işçi kesiminin 12 milyonu asgari ücretle çalışıyor. Yani neredeyse %48’lik bir orana tekabül ediyor ki, ülkede 2 kişiden 1’i asgari ücretle çalışıyor ve ülkenin herhangi bir yerinde birine mesleğin ne diye sorsak, vereceği cevaptan maaşının asgari ücret olduğunu lep demeden anlamış oluruz dersek, abartmış olmam sanırım.
Hal böyle olunca asgari ücretle çalışanlar için Kasım ve Aralık ayları çok önemli. Çünkü onlar için gelecek yıl maaşlarının ne kadar olacağı belirlenecek.
Türkiye’de çalışanların yarısı asgari ücretli
Rakam için çeşitli söylentiler, kulisler, tahminler vs. var. Ben de bir ekonomist olarak kendi çapımda asgari ücretin ne kadar olacağı hakkında bir tahminde bulunacağım. Bu yazıyı yazmamın sebebi de bu. Olası birkaç senaryoyu sizlerle paylaşacağım. Ama bunu yapmadan önce bir iki dipnot bilgi vermek istiyorum.
Öncelikle belirttiğim gibi ülkemizde çalışan kesimin neredeyse yarısı asgari ücret alıyor. Bu çok büyük bir oran. Avrupa’da yaklaşık 21 ülkenin ortalaması %7 civarında.
Aslında bu %7 ortalamayı da Bulgaristan %14, Romanya %13, Slovenya %15 ve son olarak gelişmiş bir ülke olan Fransa %11 asgari ücretli çalışan oranlarıyla yükseltiyor. Yoksa Litvanya, Almanya ve Hollanda %6, Yunanistan %9, Portekiz %4,4, Belçika ve İspanya %1 (Evet doğru okuyorsunuz İspanya ve Belçika’da çalışanların sadece %1’i asgari ücret alıyor geri kalan %99’u asgari ücretten yüksek maaş alıyorlar.)
Gelelim asgari ücret ne kadar olacak veya olabilir bunun tahminlerine ve olası senaryolara..!
2023’de asgari ücret ne kadar olacak? İşte senaryolarım…
Asgari ücrete geçen sene Aralık ayında %50 zam yapılmış ve sene ortasında ikinci bir iyileştirme zammıyla asgari ücret 5500 liraya yükseltilmişti.
Senaryo 1: TÜİK resmi enflasyon oranı olarak açıklanan ve önümüzdeki aylarda enflasyonun düşeceği yönünde yapılan açıklamalar dikkate alınır ve asgari ücrete de %85 zam yapılabilir ve asgari ücret 10.175 lira olabilir.
Senaryo 2: Yine başka bir enflasyon hesaplama şirketi olan ENAG enflasyonun %85 değil %180 civarında olduğunu açıkladı. Bu açıklamadan dolayı TÜİK ile ENAG davalık ve mahkemelik oldu, davayı ENAG kazandı. Asgari ücrete %180 zam yapılabilir ve asgari ücret 15.675 lira olabilir. (Bu rakamın olma ihtimali benim içinde çok düşük hatta imkansıza yakın ama sonuçta tahmin yaparak ve olası muhtemel durumları değerlendiriyoruz. Biz en iyisi senaryo yaparak tahminleri kurgulamaya devam edelim.)
Senaryo 3: Her ne kadar ücret, maaş, hayat pahalılığı, enflasyon gibi en önemli ekonomik yaşamsal kavramlar; beklentimiz içinde olsa da, bir de bunun patron yani iş veren ayağı var. En kısa tanımla patron kazanabilmeli ki çalışanına, işçisine maaş verebilsin. Kazanamazsa maaş veremez.
Dolayısıyla işçi ve işveren kesimi karşı karşıya getiren asgari ücret komisyonu toplantılarında 2023 enflasyon beklenti ve tahminleri üzerine bir uzlaşmaya varılabilir ve ortak rakam üzerine el sıkışılabilir. Eğer böyle bir uzlaşma tarzında bir yaklaşımla karar verilerek oluşturulursa, asgari ücret 8500-8750-9000 lira aralığında olabilir.
Senaryo 4: Bu senaryoyu daha büyük ihtimal olarak görüyorum. Çünkü, 2023 çok önemli bir seçim yılı. Bütçe, plan ve yapılanma olarak bu kadar çok sayıda çalışan kesime ki, bu kesim; oy kullanacak büyük bir çoğunluğu oluşturuyor ve seçim sürecinde belirleyici büyük bir faktör olarak ortaya çıkmakta. Bunun için asgari ücret rakamı, benim tahminlerim ve öngörülerim dahilinde 11.000 lira civarında olacak diye düşünüyorum.
En başta dediğim gibi bu 4 senaryo da bir ekonomist olarak, benim tahminlerim, öngörülerim ve ihtimaller üzerinden olası bakış açılarım. Belki de tahminlerimin hiçbiri tutmaz! Yanılırım!
Asgari ücret ister benim tahmin ettiğim veya öngördüğüm olsun, ister farklı veya tahmin edemediğim bir rakam olsun en önemli problem küresel olarak tüm dünyada resesyon beklentisinin mevcut olması. Türkiye’nin hem kendi ekonomik ve iç piyasa dinamikleri hem de küresel anlamda en kırılgan ekonomilerinden biri olması, ekonomik şartların ve durumların aleyhimize oluşma ihtimallerini güçlendiriyor.
Dolayısıyla resesyon hatta depresyon oluşum süreçlerinde kısa hatta uzun vadede; işsiz sayısının artacağını, iş kaybetme ve işçi çıkarma gibi olumsuz durumların oluşacağı tehlikesinin artarak devam edeceği, karamsar bir tablo olarak önümüzde durduğu gerçeğinin oluştuğunu da, en önemli sıkıntı yaratabilecek problem olma ihtimali olarak eklemek ve belirtmek istiyorum.