Halkların Demokratik Partisi (HDP), Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca açılan kapatma davası savunmasını Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) teslim etti.
AYM Genel Kurulu, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından HDP’nin kapatılması istemiyle hazırlanan iddianameyi bazı eksiklerin giderilmesinin ardından 21 Haziran 2021’de oy çokluğu ile kabul etti. Yüksek mahkeme, partinin, hazine yardımlarının bulunduğu banka hesabına bloke konulması yönündeki tedbir talebini ise reddetti.
Mahkeme, partinin kapatılması dışında 451 HDP’li hakkında siyasi yasak istenilen iddianamenin kabul edilmesinin ardından 29 Kasım 2021’de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanarak AYM’ye gönderilen esas hakkındaki görüşü, savunmanın hazırlanması için HDP’ye gönderdi. Mahkeme, HDP’ye savunma yapması için 30 gün süre verdi ancak parti, savunma hazırlamak için 4 aylık süre daha talep etti. HDP’nin savunma yapmak için istediği süre talebini görüşen AYM, partiye 60 günlük daha ek süre verilmesine karar verdi.
Bu sürenin dolmasının ardından HDP’li heyet, bugün kapatma davası savunmasını AYM’ye teslim etti. 220 sayfalık savunmada kapatma talebine gerekçe yapılan ‘bölücü eylemlerin odağında olma’ ve ‘terör propagandası’ iddialarına yanıt verildiği belirtildi. Söz konusu savunma, yüksek mahkeme üyelerince incelenecek. Daha sonra belirlenecek tarihte Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin sözlü açıklama, HDP yetkilileri de sözlü savunma yapacak.
Bu sürecin ardından davaya ilişkin bilgi ve belgeleri toplayacak AYM raportörü, esas hakkındaki raporunu hazırlayacak. Raporun, yüksek mahkeme üyelerine dağıtılmasının ardından AYM Başkanı Zühtü Arslan, toplantı için gün belirleyecek.
‘SİYASİ BİR BELGE’
HDP Hukuk Komisyonu Sözcüsü Ümit Dede, beraberindeki heyet ile birlikte AYM çıkışında basın mensuplarına açıklama yaptı. Dede, daha önce Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamenin kabul edilmesiyle birlikte ön savunmayı AYM’ye sunduklarını hatırlatarak, “Sonrasında başsavcılığın verdiği mütalaaya göre karşı da bugün hazırlamış olduğumuz esas hakkındaki savunmamızı mahkemeyle paylaştık ve mahkemeye verdik.
Biz iddianame tebliğ edildikten ve dosyayı incelemeye başladıktan sonra bir tespitte bulunmuştuk. HDP’nin temelli kapatılması talebiyle yazılan bu iddianamenin hukuki bir belge olmadığını, siyasi bir belge olduğunu ifade etmiştik. Elbette bu tespiti yapmak için sadece özellikle 2015 yılından itibaren HDP’ye dönük geliştirilen saldırılara bakmak yeterli olacaktı. HDP’ye dönük gerçekleştirilen bu kapatma davasında Türkiye’deki demokrasi mücadelesi hedef haline getirilmekle birlikte, bu mücadelenin en dinamik güçleri olan özellikle Kürt halkının özgürlük mücadelesi ve barış talepleri ve diğer taraftan kadınların özgürlük mücadeleleri ve talepleri hedef haline getirilmiştir” dedi.