Ticaret Bakanı Mehmet Muş, haziran ayı ihracatının geçen yılın aynı ayına göre yüzde 18,5 artarak 23,4 milyar dolar olduğunu söyledi. Bakan Muş, “Memnuniyetle belirtmek isterim ki bu rakam, tüm zamanların en yüksek aylık ihracat rakamıdır” dedi.
Ticaret Bakanı Mehmet Muş, bir dizi inceleme ve temaslarda bulunmak üzere geldiği Erzurum’da Büyükşehir Belediye ve AK Parti İl Başkanlığı’nı ziyaret etti. Organize sanayi bölgesinde Doğu Anadolu İhracatçılar Birliği hizmet binasını açan Bakan Muş, konferans salonunda ihracat rakamlarıyla ilgili açıklamada bulundu.
Küresel ekonomide uzun bir süredir pandemiyle başlayan ve halen devam eden küresel tedarik zincirlerindeki bozulmalar ile arz-talep dengesizliklerinin neden olduğu sorunlarla mücadele ettiklerini belirten Bakan Muş, “Ukrayna’daki savaş, gerek enerji gerekse tarım ürünleri fiyatlarında ciddi artışlara neden olarak, piyasalardaki dalgalanmaları daha da artırmıştır. Tüm bunların neticesinde, birçok gelişmiş ülkede rekor düzeye ulaşan enflasyon, insanlık için başat bir sorun haline gelmiştir.
Nitekim, ABD ve İngiltere’de son 40 yılın zirvesine yerleşen enflasyon, Avro bölgesinde de çift hanelere ulaşarak rekorlar kırmaktadır. Buna karşın, son haftalarda açıklanan veriler ve enflasyonla mücadele için duyurulan politikalar, gelinen noktada küresel ekonomide bir yavaşlama olması ihtimalinin güçlendiğini göstermektedir. Nitekim Dünya Bankası, geçtiğimiz ay yayımladığı ‘Küresel Ekonomik Beklentiler’ raporunda 1970’lerde yaşanan stagflasyon durumu ile günümüzde yaşanan gelişmeler arasında bazı benzerlikler kurmuştur” diye konuştu.
“Bu doğrultuda, birçok uluslararası kuruluşun küresel büyüme tahminlerini düşürdüğüne şahit olmaktayız” diyen Bakan Muş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“OECD, küresel büyüme tahminini yüzde 3’e çekerken, Dünya Bankası da beklentisini yüzde 2,9 olarak güncellemiştir. Bu atmosferde, artan korumacı politikalar ve küresel değer zincirlerinde yaşanan değişimler ile tersine bir küreselleşme dönemine girdiğimizin sinyallerini alıyoruz. Ancak küresel sorunların çözümü için her zamankinden daha çok dayanışma ve iş birliğine ihtiyacımız var. Nitekim Birleşmiş Milletler, gıda fiyatlarındaki artışın, iklim değişikliği nedeniyle özellikle Afrika’da yaşanan kuraklık ile birleşerek, 2023 yılında bir gıda krizine dönüşebileceği konusunda uyarılarda bulunmaktadır.”
‘SAHİP ÇIKMAYA DEVAM EDECEĞİZ’
Hükümet olarak, küresel çapta giderek büyüyen bu sorunları yakından takip ederek, gerekli adımları hızla attıklarını ifade eden Bakan Muş, “Özellikle bölgemizdeki ciddi şekilde kesintilere uğradığı ve lojistik operasyonların zorlaştığı bir dönemde iş insanlarımızla sürekli istişare ederek, önlerindeki engelleri tek tek kaldırmak için yoğun mesai harcamaktayız. Bu kapsamda, ticari diplomasi faaliyetlerini yoğun bir şekilde yürüterek; transit geçiş belgelerinden yeni hatların açılması ve limanların kullanılmasına kadar birçok konuda kapsamlı müzakereler gerçekleştirmekteyiz.
Şunu net bir şekilde ifade etmek istiyorum; ekonomimize güvenen, yatırım yapan, üreten, ihraç eden herkese sonuna kadar destek olmaya ve sahip çıkmaya devam edeceğiz. Özellikle son günlerde bazı çevreler tarafından sermaye kontrolüne ilişkin iddiaların maksatlı şekilde ortaya atıldığını üzülerek görmekteyiz. Bunlar itibar edilmemesi gereken iddialardır, bunların tamamı laf-ı güzaftır. Türkiye, kurallı serbest piyasa sisteminin etkin bir şekilde işlediği gelişmiş bir ekonomidir ve serbest piyasa sisteminden asla taviz vermemiştir ve vermeyecektir” dedi.
Türkiye’de yerli ve yabancı sermayenin, hukuki garanti altında ve güven içerisinde yatırım yapabilecek bir ekonomik iklimin içerisinde olduğunu dile getiren Bakan Muş, şunları kaydetti:
“Türkiye, kurallı serbest piyasa konusundaki bu kararlı tutumundan asla vazgeçmeyecektir. Nitekim küresel ekonominin tökezlediği böylesi bir ortamda Türkiye ekonomisi, 2021 yılında yüzde 11 gibi bir oranla yakaladığı büyüme ivmesini, 2022’nin ilk çeyreğinde de devam ettirmiş ve yüzde 7,3 oranında büyümüştür. Söz konusu 15 aylık dönemde Gayri Safi Yurtiçi Hasıla artışımızın neredeyse yarısı, net ihracatımızdan kaynaklanmıştır.
Bir diğer ifadeyle, ülkemizin yerli ve milli değerleri, yani iktisadi bağımsızlık mücadelemizin sivil neferleri olan ihracatçılarımız, Türkiye ekonomisinin lokomotifi olmaya devam etmiştir. Öte yandan, büyümenin öncü göstergelerinden olan Sanayi Üretim Endeksimiz yıllık yüzde 10,8 artarak ekonomideki üretim ivmesinin devam ettiğini göstermiştir. Dolayısıyla, ekonomimizin küresel ortamdaki tüm zorluklara rağmen dengeli ve sürdürülebilir ilerleyişinin sürdüğünü söylemek mümkündür.”
‘İHRACATTA BAŞARI DEVAM EDİYOR’
Türkiye’nin ihracatta 2021 yılında yakaladığı başarıyı 2022 yılının ilk altı ayında da devam ettirdiğini belirten Bakan Muş, “Geride bıraktığımız haziran ayında ihracatımız, geçtiğimiz yılın aynı ayına göre yüzde 18,5 artışla 23,4 milyar dolar olmuştur. Memnuniyetle belirtmek isterim ki bu rakam, tüm zamanların en yüksek aylık ihracat rakamıdır. Böylelikle, 2022 yılının ilk altı ayının tamamında, en yüksek aylık ihracat değerine ulaştık ve altıda altı yaptık.
Yılın ilk altı ayında ülkemiz toplamda 126 milyar dolar ihracat gerçekleştirmiştir. Haziran ayında dış ticaret hacmimiz, geçtiğimiz yıla göre yüzde 30 oranında artışla 55 milyar dolara yükselmiştir. Haziran ayı ithalatımız ise 31,6 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Enerji kalemi, 8,1 milyar dolarlık pay ile bu ay da ithalatımızda önemli bir yer tutmuştur” dedi.
‘250 MİLYAR DOLAR HEDEFİNE İLERLİYORUZ’
Dünyada artan enerji fiyatlarının ithalat rakamlarındaki yansımalarının devam ettiğini vurgulayan Bakan Muş, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Bu noktada, ithalatımızdaki artış içerisinde enerji fiyatlarının etkisi üzerine birkaç detay vermek isterim. Enerji ithalatımız, 2022 Ocak-Haziran döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 155 artarak 47,8 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Toplam ithalat artışımızın yaklaşık yüzde 57’si enerji ithalatından kaynaklanmıştır. Bu ithalat artışında enerji başta olmak üzere emtia fiyatlarındaki yükselişlerin etkisi açıkça görülmektedir.
Nitekim 2022 Ocak-Mayıs döneminde küresel enerji fiyatları bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 83 artış göstermiştir. Küresel emtia fiyatlarındaki artışa paralel olarak en son açıklanan verilere göre 2022 Ocak-Nisan döneminde ülkemizin ithalat birim değer endeksi bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 38 artış göstermiştir. Ancak ithalat miktar endeksimiz sadece yüzde 1,8 ile sınırlı bir artış göstermiştir. Diğer taraftan, enerji ithalat birim değer endeksi aynı dönemde yüzde 190 artış gösterirken enerji ithalat miktar endeksi ise yüzde 5,3 azalış göstermiştir.
Yani Türkiye ithalat miktarını artırmamıştır. Artan, ithal enerjinin fiyatıdır. Bugün karşı karşıya olduğumuz enerji kaynaklı dış ticaret açığı da tüm dünyada artan enerji fiyatlarının bir sonucudur. Nitekim, aynı dönemde ihracatımızın ithalatı karşılama oranı, yine enerji hariç yüzde 93,4 düzeyinde gerçekleşmiştir. 246,2 milyar dolara ulaşan 12 aylık ihracatımızla, Sayın Cumhurbaşkanımızın 2022 yılı sonu için işaret ettiği 250 milyar dolar ihracat hedefine adım adım ilerliyoruz” diye konuştu.
‘3,4 MİLYAR DOLAR KEFALET’
Bakanlık olarak, ticaretin hem bugününü hem de yarınını aynı ciddiyetle ele almakta ve çalışmalarımızı bu doğrultuda sürdürdüklerini anlatan Bakan Muş, şunları ifade etti:
“Bu kapsamda, önem verdiğimiz alanlardan birisi, ihracatçılarımızın finansmana erişim imkanlarını geliştirmektir. Geçtiğimiz mart ayında faaliyetlerine başlayan İhracatı Geliştirme A.Ş., bugüne kadar 3,4 milyar liranın üzerinde kefaleti onaylamıştır. Ticaretimizin daha üst seviyelere ulaşması kapsamında yürüttüğümüz çalışmalardan bir diğeri de uluslararası ticaretin önündeki engelleri kaldıran ticaret anlaşmalarıdır.
Bu kapsamda, İslam İşbirliği Teşkilatı üyeleri arasındaki Tercihli Ticaret Düzenlemesi’nin, Resmî Gazetede yayımlanarak dün itibarıyla yürürlüğe konmasından büyük memnuniyet duyuyoruz. Bu düzenlemeyle anlaşmaya ilişkin yükümlülüklerini tamamlamış 12 ülke arasında, belli ürünlerde karşılıklı gümrük vergisi ve ek mali yükümlülükler, daha düşük oranlarda uygulanacaktır. Bunun yanı sıra haziran ayında ticari diplomasi faaliyetlerimizi de hızlandırdık. Dünya Ticaret Örgütü tarafından düzenlenen 12’nci Bakanlar Konferansı’na iştirak ederek, DTÖ’nün kapsayıcı reform sürecinin başlatılması konusu başta olmak üzere ülkemizin tutumunu net biçimde ortaya koyduk.
Cenevre programımız kapsamında ayrıca ABD, Çekya ve Lübnanlı muhataplarımızla ikili görüşmelerde bulunduk. Gaziantep’te düzenlenen ‘2. Türk-Arap İş Zirvesi’ne katılarak, Türkiye ile Arap ülkeleri arasında ticari ve ekonomik ilişkilerin daha da güçlendirilmesi konusunda iş dünyalarımız için yol gösterici olduk. Yine ‘D-8 Yatırım Forumu’na katılarak; İslam dünyasının hızla gelişen 8 ekonomisinin ticaret ve yatırımlara ilişkin potansiyelini önümüzdeki dönemde daha verimli değerlendirmesi gerektiği çağrısında bulunduk.”
Bakan Muş, yakın coğrafyayla ticari ilişkileri geliştirmek ve var olan sorunları ortadan kaldırmak için, ay içerisinde Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistanlı muhataplarla ikili görüşmeler gerçekleştirdiklerini ifade ederek, “Bir yandan yakın coğrafyamız ile ticaret potansiyelimizi en verimli şekilde değerlendirmek için çalışmalarımıza devam ederken, diğer yandan hizmet ihracatımızı geliştirmeye yönelik de önemli adımlar atıyoruz.
Bunun yanı sıra, ihracatımıza yeni pazarlar kazandırmak ve dünya ticaretindeki konumumuzu güçlendirmek için çeşitli girişimlerde bulunuyor ve çağın ihtiyaçlarına uygun strateji ve destek mekanizmalarını hayata geçiriyoruz. Bu manada 6 Haziran tarihinde, düzenlenen Sağlık Hizmeti İhracatı Zirvesi ile yeni desteklerimiz ve ‘Heal in Türkiye’ portalının tanıtımını gerçekleştirdik. Öte yandan, 6 Temmuz’da İstanbul’da lansmanını gerçekleştireceğimiz Uzak Ülkeler Stratejisi ile kapsamlı analizler sonucunda belirlenen uzak ülkelere ihracatımızı dört kat artırmayı hedefliyoruz.
Ayrıca, ülkemiz üreticilerini haksız rekabetten korumak ve ekonomik kalkınmamızı sağlıklı temellere oturtmak amacıyla, ticaret politikası araçlarımızı etkin bir şekilde kullanmaktayız. Bu anlamda, yerli üretimimizi desteklemek amacıyla gümrük vergilerimizde gerektiği takdirde bazı düzenlenmelere başvurduğumuzu da belirtmek isterim” diye konuştu.
Teknoloji ve sürdürülebilirlik trendlerine erkenden uyum sağlayan, yatırım kararlarını bu yönde alarak verimlilik artışına giden aktörlerin, küresel ekonomideki payının arttığına dikkat çeken Bakan Muş, bakanlık olarak, öncü bir ülke konumuna erişmek amacıyla desteklerinin süreceğini belirtti. 2022 yılında da ihracatın ekonomik büyümenin ana unsuru olacağına inandığını kaydeden Bakan Muş, sözlerini şöyle noktaladı:
“Bu manada, sanayimizde son yıllarda gösterdiğimiz atılımları devam ettireceğimize, ihracatın ve yatırımların itici bir güç olduğu mevcut büyüme ortamını sürdürülebilir kılacağımıza eminim. Şunu herkes iyi bilmeli; ülkemizin istiklal ve milli mücadele ruhu 103 yıl önce nasılsa, bugün de aynı şekilde mevcudiyetini korumaktadır. Bu noktada, büyük özveri ve gayret ile çalışmalarını sürdüren tüm ihracatçılarımıza şahsım ve milletim adına teşekkürlerimi sunuyorum.
Sözlerime son verirken, Bakanlığımız ile sıkı bir iş birliği içerisinde çalışan Türkiye İhracatçılar Meclisimizde gerçekleşen seçimler sonucunda göreve gelen TİM Başkanı Sayın Gültepe ve yeni yönetim kurulunu huzurlarınızda bir kez daha tebrik ediyor, kendilerine çalışmalarında başarılar diliyorum.”