Kurban etinin geç saatlerde tüketilmemesini öneren Beslenme ve Diyet Uzmanı Dyt. Ege Ramadanoğlu, “Hazımsızlığı önlemek için kurban etini öğlen tüketin. Reflü, hazımsızlık, gaz sancıları, kabızlık yakınmaları ve kilo alımına karşı eti iyi çiğneyin” dedi.
İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) VM Medical Park Florya Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Dyt. Ege Ramadanoğlu, bayram süresince yeterli ve dengeli beslenmek için sağlıklı beslenmenin temel prensiplerine, yiyecek seçimine, porsiyon kontrolüne ve besin gruplarının dengeli dağıtılmasına özen gösterilmesinin altını çizdi.
Dyt. Ramadanoğlu, “Kurban Bayramı’nda tatlı, şeker tüketiminin yanı sıra kırmızı et tüketiminin de miktarı ve sıklığı artmaktadır. Ancak özellikle bu dönemde şişmanlığı, yüksek tansiyonu, kalp-damar, mide ve diyabet hastalığı olan kişilerin beslenmelerine dikkat etmeleri gerekmektedir” diye konuştu.
KAHVALTI ÖĞÜNÜ KAÇIRILMAMALI
Özel ve önemli günlerden olan bayramlarda günlük beslenme alışkanlıklarının genellikle dışına çıkıldığını ifade eden Dyt. Ramadanoğlu, “Bayram sabahı kurban kesme telaşıyla kahvaltı öğününü atlanabilmektedir. Kahvaltının sağlıklı bir gün geçirmek için önemli olduğu unutulmamalıdır. Yağlı etlerin doymuş yağ ve kolesterol içeriği daha yüksek olduğu için kalp-damar hastalığı, diyabet (şeker hastalığı) ve yüksek tansiyonu olan kişiler, Kurban Bayramı’nda yağsız veya az yağlı etleri tercih etmeli, kısıtlı miktarlarda tüketmeli ve aşırıya kaçmamalıdır” dedi.
GAZLI İÇECEKLER REFLÜYÜ TETİKLEYEBİLİR
Yemeklerde etin yanında gazlı içecekler ve şeker içeriği yüksek meyve sularının tüketilmemesi gerektiğini dile getiren Dyt. Ramadanoğlu, “Bu içecekler reflüyü tetikleyebilir, kan şekerini yükseltir, ayrıca hazımsızlık ve şişkinliği artırabilir. Bunların yerine su ve ayran için. Bayram ikramlarından çay ve kahveyi de abartmayın. Günde ortalama 2-2,5 litre su içmeye özen gösterin. Ancak suyu da öğünlerinizde değil, öğün aralarında içmeyi tercih edin. Zira yemeklerle içilen fazla su reflüyü tetikleyebilir” açıklamasında bulundu.
KURBAN ETİ BUZDOLABINDA BİRKAÇ GÜN BEKLETİLMELİ
Kurban Bayramı’nda et tüketiminde dikkat edilmesi gereken durumlara da değinen Dyt. Ramadanoğlu, şu bilgileri paylaştı:
“Bayramlarda da yeterli ve dengeli beslenme ilkelerine uygun miktarda et tüketilmelidir. Etin çeşitlilik yaratmak için diğer besin grupları olan süt grubu (süt, yoğurt, ayran, peynir vb), ekmek grubu (tahıl; makarna, bulgur, pirinç), sebze grubu ve meyve grubu ile aynı öğünde birlikte tüketilmesine özen gösterilmesi gerekmektedir. Etler sindirimi zor olan besinlerdir. Yeni kesilmiş hayvanların etlerindeki sertlik, hem pişirmede hem de sindirimde zorluğa yol açar.
Bu nedenle özellikle mide-bağırsak hastalığı olan kişiler kurban etlerini hemen tüketmemeli, buzdolabında birkaç gün beklettikten sonra, haşlama veya ızgarada pişirme yöntemiyle pişirerek tüketmelidir. Genel olarak sakatat tüketimi de bayramda artmaktadır. Ancak özellikle kolesterol hastaları ile kalp-damar hastalığı riski taşıyan kişiler sakatat tüketimden kaçınmalıdır. Kurban etini yine kırmızı ette olduğu gibi geç saatte tüketmeyin.
Sindirimi zor olan kırmızı eti, hazımsızlık ve şişkinlik olmaması için akşam yemeklerinde değil, öğle yemeklerinde yiyin. Sindirim ağızda çiğneme ile başlar. Lokmalarınızı ne kadar iyi çiğnerseniz ve yemeğinizi ne kadar yavaş yerseniz, sindiriminiz o kadar kolaylaşır. Böylece beyinde tokluk hissi daha hızlı meydana gelir. Reflü, hazımsızlık, gaz sancıları, kabızlık yakınmaları ve kilo alımına karşı eti iyi çiğneyin.”
FAZLA ET TÜKETİMİNDEN UZAK DURULMALI
Et tüketiminin abartılmamasına dikkat çeken Dyt. Ramadanoğlu, “Günde 100-150 gramdan (örneğin yaklaşık 3-4 köfte et) daha fazla et yemeyin. Ayrıca etin yanında pirinç pilavı, patates, börek gibi glisemik indeksi yüksek besinleri de tüketmemeye özen gösterin. Zira bayramda hazımsızlık ve kabızlık yakınmaları sık görülebileceğinden etin yanında sebze yemekleri ya da salata yiyin” ifadelerini kullandı.
HAŞLAMA VE IZGARA GİBİ YÖNTEMLER TERCİH EDİLMELİ
Kurban etinin pişirilmesinin öneminden bahseden Dyt. Ramadanoğlu, “Etlerin pişirilmesinde haşlama ve ızgara gibi yöntemler tercih edilmeli, kızartmalardan kaçınılmalıdır. Çok yüksek ısıda, uzun süre pişirme ve kızartma yöntemi çeşitli kanserojen maddelerin oluşumuna neden olabileceği için tercih edilmemelidir. Etler iyi kalite proteinin yanı sıra yağ, çeşitli mineraller ve vitaminleri de içermelerine rağmen C ve E vitaminini içermezler.
Bu nedenle etlerin sebzelerle birlikte pişirilmesi veya etlerin yanında sebzelerin de tüketilmesi sağlıklı beslenme için gereklidir. Ayrıca besin çeşitliliğinin sağlanması açısından sağlıklı bir yöntemdir. Etle yapılan yemekler kendi yağı ile pişirilmeli ve ilave yağ eklenmemelidir. Özellikle kuyruk yağı veya tereyağının et yemeklerinde kullanılmasından kaçınılmalıdır” diye konuştu.
YÜKSEK ATEŞTE PİŞİRMEK SAĞLIKLI DEĞİL
Etleri ızgarada pişirirken etle ateş arasındaki uzaklığın eti yakmamasına dikkat edilmesi ve kömürleşme sağlamayacak şekilde ayarlanması gerektiğini söyleyen Dyt. Ramadanoğlu, “Yüksek ateş, yüzeydeki proteinleri birdenbire katılaştırır ve ısı etin iç kısmına ulaşamaz. Bu nedenle etlerin iç sıcaklığı en az 75 derece olmalıdır.
Çok yüksek ısı, etin dış yüzeyinin yanmasına ve su kaybının fazla olmasına yol açarak besin öğesi kaybını artırır. Bazı hayvan kaynaklı hastalıkların çiğ veya az pişmiş etlerin yenmesiyle bulaştığı unutulmamalı ve etler kesinlikle çiğ veya az pişmiş olarak tüketilmemelidir. Hayvanların kesilmesi, yüzülmesi, karkasın parçalanması, etin nakli, muhafazası, pişirilmesi ve tüketime sunulması aşamalarında kişisel hijyen kuralları ihmal edilmemelidir” dedi.
ET KÜÇÜK PARÇALAR HALİNDE KESİLMELİ
Kesilen etlerin korunması ve saklanmasının insan sağlığı açısından çok önemli olduğunu vurgulayan Dyt. Ramadanoğlu, şunları söyledi:
“Kurban etleri büyük parçalar şeklinde değil, birer yemeklik olacak şekilde küçük parçalara ayrılarak buzdolabı poşetine veya yağlı kâğıda sarılmalı ve buzdolabının buzluk kısmında veya derin dondurucuda saklanmalıdır. Bu şekilde hazırlanan etler, buzlukta -2 derecede birkaç hafta, -18 derece derin dondurucuda ise 3-4 ay süreyle saklanabilir. Etler kolaylıkla bozulabilen potansiyel riskli besinlerdir. Etlerin dondurulduktan sonra tekrar çözünmesi bazı mikroorganizmalar için üreme ortamı oluşturur ve bu da sağlığımızı tehdit eder.
Çözünen et hemen pişirilmeli ve tekrar dondurulmamalıdır. Etlerin oda ısısında açıkta bırakılacak şekilde değil, yine buzdolabının alt bölmesinde çözünmesi sağlanmalıdır. Derin dondurucuda saklanan etin buzdolabının sebzelik kısmının üstüne konularak çözünmesi beklenebilir. Etin çabuk çözünmesi amacıyla oda sıcaklığında bekletme gibi yöntemler insan sağlığı açısından tehlikeli sonuçları da beraberinde getirmektedir. Et hazırlamada kullanılan kesme tahtalarında çiğ sebze ve meyveleri doğrama işlemi yapılmamalıdır.”