Hayat bir yolculuktan ibaret değil midir? Tıpkı bir otobüs yolculuğu gibi. Bir güzergahta gidiyoruz, istikametimiz bellidir.
Hayat herkes için aynıdır aslında. Sadece yaşadığımız zaman ve mekan farklılık gösterir. Hayatı her zaman bir otobüs yolculuğuna benzetmişimdir.
Böylede kabul etmişimdir. Belirli bir yol güzergahı var ve bir kapasitesi var. Bir de uğraması gereken duraklar var. İnenler ve binenler olur. Binenlerle aynı ortamı paylaşırız, inenleri ise unuturuz. Hayat ve ölüm ikilemi gibi. Varmak istediğimiz yer ne kadar önemliyse, yolculuğun kalitesi de o kadar önemlidir.
Hayat bir yolculuktan ibaret değil midir? Tıpkı bir otobüs yolculuğu gibi. Bir güzergahta gidiyoruz, istikametimiz bellidir. Sürekli bir yerlere gideriz, gitmek istediğimiz yerler vardır hep. Ulaşmak istediğin yere, yerlere nasıl gittiğin ve kimlerle gittiğinde önemlidir. Kimi yalnız gider kimi eşiyle, kardeşiyle, arkadaşıyla…
Yalnızsan cam kenarı ve tekli koltuklar senin için mükemmeldir. Telefonun olmadığını varsayalım.
Ya camdan dışarı bakarak hayaller kurarsın ya da seninle yolculuk yapan insanları gözetler ve dinlersiniz. Adabı ve desturuyla tabii ki bunu yapmalısınız. Şehir içi otobüslerini yoğun bir şekilde kullandığım için bunu genelde yaparım.
Gerekçem ise, kendi hayat meşguliyetlerime biraz olsun perde çekmektir. Onları dinler ve gözlemlerim. Çünkü kendimden bir şeyler bulmak ve hissetmek isterim. Bulurum da!
Dinlediklerimden, gördüklerimden sonra evrende aslında herkesin aynı olduğunu anlarım.
Ve kendi hayat keşmekeşliğimden bir nezde olsun sıyrılırım.
Konuşulanlar ise genelde, ekonomik sıkıntılar, sınav telaşı, çalıştığı iş yerindeki sorunlar, sağlık durumu, tuttuğun takımın maçı, ailevi sorunları, siyaset vb. olsa da. Kendimden bir şeyler hep vardır bu konuşmaların içerisinde.
Konuşmayanlar, kulaklığını takıp bir kenarda camdan dışarıyı izleyenlerinde durumu aynıdır. Hayatlarının özeti vardır gözlerinde. Gözlerinden bunu anlayabilirsiniz. Sizin ne görmek ve hissetmek istediğiniz de önemlidir. Güzel bakarsanız güzel görürsünüz. Hangi perspektiften bakarsanız, hayat sizi o yöne sevk eder. Yolculuğunuzda yalnız olabilirsiniz sorunlarınız da çok, mutsuz da olabilirsiniz.
Lakin sizin son durağa gelmeden ne yaptığınız nasıl yaşadığınız da önemlidir. Son durağa gelmeden inmesini bilmelisiniz. Şoförün hızlı gitmesi de yavaş gitmesi de sizin inişinizi etkilememeli. Zamanı iyi ayarlamalı ve değerlendirmeliyiz. İneceğimiz durağı kaçırdık mı bir sonrakinde başımıza gelecekleri bilemeyiz.
Bu yolculuklarda kendime dersler çıkarmaya çalışırım. Size de tavsiye ederim. Hayatınızda olan iyi, güzel şeyleri görmenize yardımcı olur. Zengin veya fakir olabilirsiniz. Sınav farklı olabilir ama varılacak yer aynıdır. Şartlardan dem vurmaya kalkmamalıyız. Dedim ya bir yolculuktayız.
Üstat Necip Fazıl Kısakürek‘in de Bizim şarkımız adlı şiirinde vurguladığı gibi,
Gideriz nur yolu izde gideriz.
Taş bağırda sular dizde gideriz.
Bir gün akşam olur bizde gideriz.
Kalır dudaklarda şarkımız bizim…
Dudaklarda şarkımızın kalması dileğiyle…