Bu haftaki röportaj konuğumuz; Baraj, Zengin Kız Fakir Oğlan, No:309 başta olmak üzere televizyonun ve sinema yapımlarının başarılı yönetmeni Hasan Tolga Pulat.
Yönetmenliğe ne zaman ve nasıl başladınız?
Yönetmenliğe 2003 yılında üniversite birinci sınıfta okurken çekmeye başladığım kısa filmlerimle başladım. Profesyonel olarak kayda geçen ilk yönetmenliğimse 2011 yılında çektiğim, ilk uzun metraj projem olan ‘Güzel Günler Göreceğiz’ filmidir.
Yönetmenlik veya daha geniş anlamda sinema çocukluk hayaliniz miydi?
Yönetmenlik, çocukluk hayalim değildi. Sinemayı çok seviyordum. Filmler izlemek, filmler üzerine yorumlar yapmak, filmlerdeki karakterler gibi konuşmak, davranmak, hissetmek hoşuma giderdi sadece. Üniversite sınavından sonra aslında bu çocukluk heyecanıyla seçtim Sinema – TV bölümünü. Bölümü seçtiğimde alacağım eğitim ve sonucunda ne olacağım konusunda pekte bir fikrim yoktu. Ama eğitim sürecinde hoşuma giden şeyin kendime ait bir dünya kurmak olduğunu fark ettim ve yönetmenlik üzerine daha sıkı çalışmaya başladım.
Çalışmayı hayal ettiğiniz isimler var mı?
Tek tek isim veremem çünkü çok fazla isim var. Sektörde birçok başarılı isimle çalıştım. Yolumun kesişmesini istediğim daha bir sürü teknik ekip ve oyuncu ismi var. Umarım çoğu ile çalışmaya şansım ve imkânım yeter.
Baraj, No:309, Zengin Kız Fakir Oğlan başta olmak üzere televizyonda bir çok başarılı yapıma imza attınız. Bir projenin TV izleyicisinde karşılık bulması sizce hangi dinamiklere bağlı?
Projeye uygun doğru kanal, doğru yayın günü, yapımcı vizyonu, senaryonun günceli yakalaması ve samimi olması, oyuncuların performansı, reji dilinin akıcı, kurgunun tempolu olması gibi birçok değişkenin en uyumlu halde hizalanması bir projeyi izlenir ve uzun soluklu kılıyor bence. Bu dinamiklerden biri bile aksadığında gereken enerjiyi yakalayamıyor proje. Ve bu uyumsuzluk mutlaka seyirciye geçiyor.
Romantik komedi türünde başarılı yapımlara imza attınız. Sizin işleriniz hep uzun soluklu ve aile dizisi kıvamındaydı. Son dönemdeki bu tarz işlerin hikaye değil oyuncu odaklı yapımlar olarak ekranlara geldiği düşüncesine katılıyor musunuz?
Aslında ilk filmim çok karakterli ve çıkışsız görünen insan hikâyeleriyle örülü bir dramaydı. TV’ye ilk işim ise absürt komedi oldu. Sonrasında da romantik komedi türünde ilerledim bir süre. Romantik komedi çok sevdiğim, seyirci olarak fazlasıyla hâkim olduğum bir türdür. O yüzden bu tarz hikâyeleri çekmek benim için seyirci olarak aldığım keyiften farksızdı. Çok eğlendiğim ve kendi izlemek isteyeceğim şekilde yönetmeye çalıştığım dizilerdi. Ancak bu işlerin cast başarısının yanında senaryo başarısı da çok önemli bir yer kaplıyor.
Komedi ve romantik komedilerde cast uyumu ve performans başarısı her zaman çok önemlidir.
Ama hikâyesi açılabilir iyi bir senaryonuz yoksa başrol uyumundan kısa süreli bir başarı elde edilebilir ancak uzun soluklu olma imkânınız yok demektir. Başrol partner uyumu her tür projede çok önemlidir ancak uzun soluklu bir romantik komedi ya da komedi projesi hedefleniyorsa mutlaka aile komedisine alan açabilen, bol yan hikayeli ve karakterli bir şekilde tasarlanmalıdır proje.
Güzel Günler filminizle sinema da bir çok değerli ödül kazandınız. Yer aldığınız diğer filmler ve TV projeleri de başarılı yapımlardı. Bir yönetmen olarak hayal ettiğim yere ulaştım diyor musunuz?
Bir yönetmen ya da hikâye anlatıcısı olarak hayal ettiğim yerde değilim. Kazandığım ödüller ya da TV’de elde ettiğim reyting başarıları sadece beni inandığım yolda maddi manevi bir kararlılıkla tutabilmesi adına önemliydi. Ama hayalim; hayatım boyunca tecrübe ettiğim duygu ve düşüncelerimi sinema ve TV yoluyla geniş kitlelerle paylaşabilmek. Kendimi ifade etme aracı olarak kendi hikâyelerimi kullanabildiğim noktada istediğim yere gelmiş hissedeceğim.
Yeni projeleriniz var mı? Varsa bunlar size senaryosu size ait projeler mi olacak?
Proje tasarımı ve senaryosu bana ait, 1975 Türkiye’sinde geçen bir dijital dizi projem var. Trajikomedi türünde bir aile dramı olacak. Seyirci üzerinde bugünkü Türkiye’yi anlamak konusunda önemli bir fikir bırakacağına inanıyorum. Projenin aynı zamanda yönetmenliğini de yapacağım. Sektörün çok başarılı bir oyuncusu başrolde oynayacak ve yapımcılığını da kendisi üstleniyor.
Son bir buçuk senemi bu projemi tasarlamaya ve senaryosunu yazmaya ayırdım. Çok büyük bir dikkat ve incelikle hazırlıyoruz projeyi. Yakın zamanda iyi bir dijital platform kanalı için bu projenin çekim hazırlıklarına başlayacağım. Benim için çok kişisel ve özel bir proje. Heyecanlıyım. Bir de bu sezon için ulusal kanala bir drama proje üzerinde çalışmaktayım. İlk iki bölümünü yazıp iyi bir senaryo grubuna devredip sonrasında sadece yönetmenliğini yapmayı planlıyorum.