Yağmur bu, yağar diner de güven bir kez kırıldı mı tekrar toparlanır mı? İnsanız sosyal bir varlık olduğumuz için izole yaşayamayız.
Öyle kırılan bir kalbin ardından kenara çekilip de bundan sonra hiçbir insanla konuşmayacağım diyemeyiz. Peki, konuşmak ayrı da yakın olmak farklı mı? Elbette. Her yakın olduğumuza güvenebilir miyiz? Hayır! Eee kime güvenip kime güvenemeyeceğiz? Ya da biz mi seçiyoruz çevremizde bunca güvensiz insanı!
Güvenmeden yaşayamaz insan, güvenmek de bana kalırsa bir tercihtir. Çok güzel bir söz okumuştum: “güvenmek benim tercihimse güvenimi boşa çıkarmamak senin tercihindir” diye. Herkesin ağzında bir söz “güvenilecek adam kalmadı” önce biz güvenilen adam olabilelim de varsın gerisi tercihlere kalsın …
Biz değil miyiz ertesi sabah uyanıp uyanamayacağımızı bile bilmeden gece yatmadan alarm kuran? Her şeyi herkesi kontrol edemeyeceğimizi anladığımız gün teslimiyete geçeriz. Tıpkı bir bebek gibi havaya atıldığında gülümser ve kahkahalara boğulur çünkü onu yakalayacağımızı bilir. Peki, biz hayat dediğimiz bu yolda yürürken ne kadar teslimiyet içerisindeyiz? Bizi yaradan parmak izimizi bile eşsiz ve biricik yarattıysa hiç elimizi bırakır mı, düştüğümüzü sandığımızda yakalamaz mı? Güvenmeyip hep mutsuz ve tetikte yaşamak mı? Yoksa güvenip teslimiyete geçip, huzurla mutlu olmak mı? Yol uzun, yanımızda olanlar bırakın bizlere eşlik etsin kimisi dert olur, kimisi ders olur kimisi ise dost olur… ❣️ Esen kalınız dostlar.