28 Mayıs seçimleri sonuçlandı ve Sayın Erdoğan cumhurbaşkanı seçildi. Piyasalardaki kim cumhurbaşkanı olacak belirsizliği de bu şekilde sona ermiş oldu. Şimdi, gözler açıklanacak olan yeni kabinede yani kabinede kimlerin hangi bakanlıklarda görev alacağında.
Yeni kabinenin içindeki en heyecanla beklenenlerden birisi de Hazine ve Maliye Bakanının kim olacağı. Kulislerde Lütfi Elvan, Mehmet Şimşek ve Cevdet Yılmaz başta olmak üzere çeşitli isimler geçiyor. Özellikle Mehmet Şimşek ismi piyasalarda bir coşku yarattı ve borsada artış sağladı (artışın tek sebebi bu değil elbette). Peki bu isimler niçin bu kadar heyecan yaratıyor, özellikle de Mehmet Şimşek?
Cevabı basit, çünkü şu anda bir güvenilirlik çapasına ihtiyaç var. Nasıl ki 2001 yılında rahmetli Kemal Derviş çağırıldıysa şimdi de Mehmet Şimşek çağırılıyor. Mehmet Şimşek üzerindeki ısrarın sebebi ise muhteşem bir isim olduğu için değil, mevcuttaki en iyi isim olduğu için. Mehmet Şimşek’ten çok daha iyi isimler elbette var ancak onların bu tür teklifleri kabul etme ihtimalleri yok (Mehmet Şimşek’in de ne kadar olduğu tartışılır). Haliyle piyasalara en çok güveni sağlayacak olan ismi seçip ortodoks (ana akım) politikalara en azından bir süreliğine geçilmek isteniyor.
Muhtemelen bir süre sonra bu politikalardan vazgeçip tekrardan bildiğimizi okuyup daha da kötü bir noktaya geleceğiz. Ancak yaz aylarında gelecek olan dövizler, kredibilitesi görece yüksek isimler ve siyasi olarak biraz daha stabil bir ortam ekonomiyi biraz daha rahatlatır. Şimdilik en büyük sorunumuz olası bir ödemeler dengesi krizi, bu sorun aşılırsa biraz daha zaman kazanılır.
Kısacası, ekonomi yönetimi için piyasalara güven verecek isim arayışı sürüyor. Kabine açıklandığı zaman bu konunun detaylarını da göreceğiz.