Kalabalık ortamda hiç beğenmediğiniz ama başkalarının güldüğü espriye güldüğünüz oldu mu? Ve ya otobüste katıla katıla gülen liseli gençleri görünce olayın ne olduğunu da bilmeseniz gülmek istediğiniz oldu mu?
Durun ben cevap vereyim. ‘Evet’. Hatta durun bilim de cevap versin. ‘Tabi ki’. Bilimin cevabı daha havalı oldu kabul. Gülmek bulaşıcı mıdır sorusunun cevabını bilim ve onlarca yapılan sosyal deney birlikte ve el ele bulaşıcıdır diye cevaplıyor. Peki ama neden? Virüs mü bu gülmek? Yine mi uzak doğudan? Ben bu sefer aşı olmam. Neyse dağılmasın.
Niye Güleriz?
İnsanlığın ilk öğrendiği duygu ağlamak. Öyle ki dünyaya geldiğinde bebeğin ağlama sesi ile hepimiz mutlu olup güleriz. Güzel bağlandı buradan gidelim. Doğumdan yaklaşık 1 ay sonra da gülmek geliyor. Peki niçin güleriz? Sevindiğimizde, başarıya ulaştığımızda, sevdiğimiz bir insanın kötü esprisine sevdiğimiz için çoğunlukla güleriz. Peki sevinçten ağlamak, hüzünden veya sinirden gülmek ? Gel de izah et.
Zihnimiz ayna nöronlar ile işitsel ve görsel bir çok duyguyu o an veya daha sonra kullanmak için hafızaya atar. Ayna nöronlar, başkalarının yaptıklarını gözlemleyip aynı eylemi yapıyormuşuz gibi tepki veren beyin hücreleridir. Özellikle duygusal durumlarda aktif hale gelir. Bu nöronlar rolü gereği aldığı duyguları o an veya sonra kullanmak için hafızaya atar. Bunu en çok esnerken yaşarız. Hatta öyle ki esnemeyi düşündüğünüz de veya esneme ile alakalı bir şey okuduğunda bile esneme isteği gelir. Ah bu ayna nöronlar!
Peki ya hiç gülmenin kitlesel bir bulaşıcı etkisi olduğunu hatta bu sebeple karantina bölgeleri oluştuğunu biliyor musunuz? Evet, evet. Bildiniz. Covid gibi.
GÜLMENİN KİTLESEL BULAŞICI ETKİSİ:
Tanzanya Gülme Krizi
Hepimiz Justinianus Vebasını, Yeni Dünya Çiçek Salgınını, Kara Vebayı duymuşuzdur. Hatta bir çoğumuz kuş gribini, domuz gribini hepimiz de Covid19’u yaşadık. Tam benzeri olmasa da 1962 yılında Tanzanya’da yatılı bir kız okulunda kızların aralarında yaptığı bir espri 3 kız arkadaş arasında gülme krizine sebep oldu. Ortaya çıkan kontrolsüz gülme kısa sürede tüm okula yayıldı. Sonra da kızlar komik değil diyorsunuz.
Olay kısa sürede tüm okula yayıldı ve kontrolsüz ve önü alınamayan gülme krizlerine neden oldu. Bazen bir kaç dakika bazen saatler süren gülme nöbetlerinden sonra yönetim okulu geçici süre kapatma kararı aldı. Evlerine dönen öğrencilerin devam eden gülme krizleri, öğrencilerden ailelere ve yerel topluluklara yayıldı. Yapılan espriden bir kaç ay sonra bile çevre okullara ve ve köylere yayılarak devam etti. Gülme krizinden etkilenenler sadece gülmekle kalmıyor, solunum problemleri, ağlama bayılma gibi etkiler de gösteriyordu. 18 ay süren gülme salgını, ülkede karantina alanlarının oluşmasına sebep oldu. Belki de basit bir espri binlerce kişiyi etkiledi.
Yani evet, gülmek bulaşıcı aha bu da kanıtı. Uzak doğu mu? Değil. Ama olsun yine de uzak.
Sonuç olarak gülmek; diğer bulaşıcı durumların aksine sosyolojik bağları güçlendiren ve insanları birbirine bağlayan, psikolojik olduğu kadar fizyolojik bir eylem.