Amasya’da 15 yaşından sonra görme yetisini tamamen kaybeden Psikolog Nuri Acinikli (49), 15 Ekim Beyaz Baston Dünya Görme Engelliler Günü’nün önemine değinerek, “Çalışmamda görme engelliliğimin hiçbir problemin yarattığını düşünmüyorum. Engellilik ya da engelli olmak evde oturmayı ya da hiçbir şeyi yapmamayı asla gerektirmez. Aksine aktif bir şekilde var olmayı gerektiren bir süreçtir” dedi.
Amasya Üniversitesi Sabuncuoğlu Şerefeddin Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 15 yıldır psikolog olarak görev yapan görme engelli Nuri Acinikli, her sabah kendi gibi görme engelli eşi sosyal hizmet uzmanı olan Meral Acinikli (46) ile birlikte mesai yapıyor. Henüz 6 aylıkken geçirdiği göz tansiyonu sonucu bir gözünü kaybeden ve 15 yaşında aynı hastalığın tekrarlaması sonucu diğer gözünü de kaybeden Nuri Acinikli, 10 yaşında Kahramanmaraş’ta görme engeliler okuluna başlayarak ilkokul, ortaokul ve liseyi bitirdi. Lise 2’nci sınıfta okuduğu kabartma yazılı bir psikoloji kitabından etkilenerek psikolog olmaya karar verdi. Üniversite sınavına girerek Mersin Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü’nü kazanan Acinikli, fakülteden 2004 yılında mezun oldu.
Psikolog Nuri Acinikli, “Yaklaşık 15 yıldır Sabuncuoğlu Şerefeddin Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde psikolog olarak görev yapmaktayım. Görme engelli olma sürecim, gözüm 6 aylıkken göz tansiyonu nedeni ile görme yetisini kaybediyor. Daha sonra 15-16 yaşına kadar gören diğer gözümde bir süre sonra göz tansiyonu nedeni ile görme yetisini kaybetti ve hayatıma görme engelli olarak devam ediyorum. Görme engelim bir süre sonra hayatımdan problem olmaktan çıktı ve hayatımı rahatlıkla bağımsız bir şekilde sürdürmekte şu an herhangi bir problem yaşamıyorum. Psikolog olarak çalışmamda görme engelliliğimin hiçbir problemin yarattığını düşünmüyorum. Mesleğimi rahat bir şekilde gerektiği gibi sürdürebiliyorum. Danışanlarımın görme engelli olduğumu hissettiklerini düşünmüyorum. Mesleğim nedeni ile görme engelim asla ön plana çıkmıyor. Çünkü, direk aktif bir şekilde iletişim söz konusu olduğundan görme engelimin farkına varılmasına fırsat kalmıyor diyebilirim” diye konuştu.
‘BEYAZ BASTON ÖZGÜRLÜĞÜMÜZÜN SİMGESİ’
15 Ekim Beyaz Baston Dünya Görme Engelliler Günü’nün önemine de dikkat çeken Acinikli; engelliliğin, bireylerin yaşam tarzlarını kısıtlamaması gerektiğini aksine aktif bir şekilde yaşamda olmayı gerektirdiğini belirterek, “Dünya Beyaz Baston Güven Günü ülkemizde kutlanan özel günlerden bir tanesi. Eşimde sosyal hizmet uzmanı ve aynı hastanede 15 yıldır beraber çalışıyoruz. Beyaz Baston bizim için özgürlüğümüzün simgesi. Elinizde baston olduğu zaman ister uçağa, ister gemi ya da trene binin kısacası hangi taşıta binerseniz binin bu baston sizi yönlendirecektir ve yolunuzu bulmanızı sağlayacaktır. Engellilik ya da engelli olmak evde oturmayı ya da hiçbir şeyi yapmamayı asla gerektirmez. Aksine aktif bir şekilde var olmayı gerektiren bir süreçtir” ifadelerini kullandı.
‘HAYAT HİÇ KİMSE İÇİN GÜL BAHÇESİ DEĞİL, BİZE DE GÜL BAHÇESİ VAAT ETMİYOR’
Nuri Acinikli’nin aynı hastanede görev yapan eşi Meral Acinikli de “15 yıldır eşimle beraber aynı hastanede olmaktan mutluyum. Bende doğuştan görme engelli biriyim, sonradan görme engelli olmadım. O yüzden hayata katılmam, kendimi ifade etmem ve kendi hayatımı düzenlemem çok zor olmadı. Engellilik demek zorlanmak demek, bazen tabii ki de zorlanıyoruz. Hayat hiç kimse için gül bahçesi değil, bize de gül bahçesi vaat etmiyor. Ancak arkadaşlarımız, kendi becerimiz ya da gelişen teknolojinin yardımıyla kendi işlerimizi şu anda en asgari düzeyde ve en az zor olacak şekilde idame ettirebiliyoruz. Evden işe gidip gelirken tabii ki daha erişilebilir bir hayat olsa daha az zorlanırız diye düşüyorum” dedi.